Artýk, elimizde iki mutabakat metni var.
Biri, ABD Baþkan Yardýmcýsý Pence’in, diðeri ise Rusya Devlet Baþkaný Putin’in imzasýný taþýyor. Türk diplomasi arþivine giren bu iki metin için Baþkan Erdoðan ve ekibine teþekkür ederiz.
Metinler, Türkiye’nin, 2016 itibariyle, Suriye topraklarýnda gerçekleþtirdiði üç operasyonun meþruiyetini ve hukuki haklýlýðýný kabul eden belgelerdir.
Beka mücadelesi sürecinde memleketin güvenliði için baþlattýðýmýz her harekata, dýþardan “iþgal” kelimesini yapýþtýran, içerden de “ne iþimiz var oralarda” diyerek sulandýranlara güçlü cevaptýr.
Trump ve Putin, son yaptýklarý açýklamalarla, CHP Genel Baþkaný Kýlýçdaroðlu’nun aksine, Türkiye’nin güvenliði ve bekasý için o coðrafyada bulunmasý gerektiðine inandýklarýný gösterdiler.
15 Temmuz Siyonist saldýrýsýndan 5 gün sonra, iþgal amaçlý darbenin bir senaryo olduðunu, asýl darbeyi Erdoðan’ýn yaptýðýný söyleyen Kýlýçdaroðlu son grup konuþmasýnda 15 Temmuz þehit ve gazilerinden söz ediyordu…
Tahminim, önümüzdeki üç yýl içinde Suriye’de yapýlmýþ harekatlarýn ne kadar gerekli olduðunu söyleyecek kývama geleceðidir.
Barýþ Pýnarý Harekatý’nýn baþladýðý gün þunu söyledik:
“Küresel paradigma deðiþikliði yaþýyoruz.
Yeni paradigma ABD-Rusya-Türkiye üçgenine oturacak görünüyor.
FETÖ ve PKK baþta, hesaplarýný ABD-AB ittifaký desteðine dayandýrmýþ tüm politikacý, gazeteci, akademisyen, parti ve kurumlar için üzgünüz, yolun sonuna geldiler.
“Yeniden Kuvvayý Milliye” derken bunu söylüyorduk.”(1)
Erdoðan tek hamlede, üç hedef yakaladý:
1- Obama ekibinin Suriye’de yarattýðý bataklýðýn içinde debelenip duran, bu arada, 2020 Baþkanlýk Seçimi kampanyasý tehlikeye giren Trump’ý, o bataktan çekti çýkardý,
2- Küresel satrancýn Ortadoðu kanadýnda yorulmuþ Putin’e, biriktirdiði gücü meþrulaþtýracaðý bir anlaþma zemini, onurlu çýkýþ kapýsý oluþturdu,
3- Türkiye’nin beka mücadelesinin þakasý olmadýðýný, bu mücadelede günü geldiðinde tüm dünyanýn yanabileceðini önce ABD ve Rusya’ya ve haliyle dünyaya gösterdi.
Ýran, Ýsrail ve Ýran için üzgün olduðumu söyleyemeyeceðim.
Bu üç devletin arasýndaki mücadelenin Ortadoðu halklarýna yüzbinlerce can kaybýna, milyonlarca mülteciye ve büyük yýkýma yol açtýðýný gördük.
ABD-Türkiye-Rusya üçgeninde zemin bulan yeni paradigma bu büyük yýkýmý kýsa zamanda tamir edebilecek güçtedir.
Bu yeni geliþmeyle birlikte;
Benyamin Netanyahu,
Muhammed bin Selman,
Muhammed bir Zayed,
Beþar Esed,
Abdülfettah el Sisi ile vedalaþma zamanýdýr.
Saydýðýmýz isimler, emperyalist-siyonist hareketin Türkiye’yi felç ederek hedeflerine ulaþma senaryolarýnýn öne çýkardýðý portrelerdi, artýk oyunda Türkiye var, þiþirilmiþ, plastik karakterlerin çekip gitmesi kaçýnýlmaz görünmektedir.
Bunlarýn “Kürtler’i (PKK) kaderine terk eden Trump diðer müttefiklerini de terk eder mi” sorusuyla ortalýða dökülmeleri boþuna deðildir.
Siyonizm, ana karakterini faþizmin oluþturduðu, ýrkçý, kan dökücü ve saldýrgan harekettir.
Ýsrail’in güvenliði bahanesi, Müslüman coðrafyanýn 1.6 milyar masum insanýný doðrudan hedef almýþ, son 18 yýlda 6 milyon Müslüman’ýn ölümüne neden olmuþtur.
Amerikan vergi mükelleflerinin parasýný kullanarak bölgedeki tüm devletleri parçalayýp yok etmeyi hedeflemiþ bu hareket, Tel Abyad-Resulayn hattýnda püskürtülmüþtür!..
Ortadoðu’da sýnýrlarý deðiþtirmeye kimsenin gücünün yetmeyeceðini gösteren ana sembol, bir Türk tankýdýr.
Golan Tepeleri üzerinden Dicle-Fýrat havzasýna yönelmeye çalýþan o hareketin sonunu Türkiye getirdi.
Ama rehavet ölümümüz olur, bilin.
Artýk, her zamankinden çok güçlü ve milli hedeflerde çok daha kararlý olmamýz gereken bir döneme girdik.
Ýþe saðlam bir ekonomi anlayýþýndan baþlamak iyi bir baþlangýçtýr.
- (1) https://www.star.com.tr/yazar/trumpin-erdogana-bir-sukran-borcu-var-yazi-1486797/
