Tek bir kiþinin ölümü ocaklara ateþ düþürürken, 200’den fazla maden iþçisinin hayatýný kaybetmesine yol açan Soma’daki fâcianýn, kaç haneyi, kaç eþi, kaç çocuðu, kaç anne-babayý, kaç kardeþi derin üzüntülere gark ettiðini varýn sizler hesap edin...
Aslýnda “Bütün ülkeyi” demeliydim...
Her sabah, daha henüz herkesler derin uykudayken, eþi ve çocuklarýyla helâlleþerek yola düþer maden iþçisi... Her gün... Eþlerin ve çocuklarýn kulaðý gün boyu ocaktan gelebilecek kötü haberdedir... O haber geldiðinde her dâim içlerde depolanan çýðlýklar arþ-ý âlâya yükselmekte gecikmez...
Soma’da olan, tarihimizin en can alýcý maden kazasý... 22 yýl önce Kozlu’da 263 canýmýzý yine bir kömür madeni kazasýnda kaybetmiþtik; þimdiyse, acýlý yürek sayýsý tahammül edilemez boyutlarda...
“Devlet bu iþi beceremiyor...” Böyle dendi ve madenler büyük çapta özelleþtirildi... Aslýna bakarsanýz, iþçi güvenliði açýsýndan bayaðý tedbirler de bu arada alýndý. Devletin hâlâ elinde tuttuðu ocaklarda da; sadece verimlilik deðil güvenlik de artsýn diye elinden çýkardýðý ocaklarda da... Denetlemeler de arttý...
Peki bu ne? Yüzlerce insanýn yerin altýnda kalmasý, etrafý saran gazlardan hayatlarýn kaybedilmesi niye?
Önümüzdeki günlerde bu sorunun cevabýný saðlýklý biçimde cevaplayabilmek için çalýþmalar yapýlacaktýr... Keþke kaza meydana gelmeden önce sorunlar Meclis tarafýndan ele alýnýp, eksikler ve olasý senaryolar gözden geçirilebilseydi...
Çok sayýda insana iþ imkâný saðlamasý bakýmýndan Soma’da kapasite artýrýmýna gidilmesi ilk bakýþta iyi bir þeymiþ gibi görünüyor. 6 bin iþçinin çalýþtýðý ocakta patlama ânýnda 600 civarýnda iþçi bulunuyormuþ... Ýstihdam saðlamasý açýsýndan iyi olmasýna iyi de, acaba iþçi güvenliði açýsýndan bu bir sorun teþkil etmiyor mu?
Ýþletmeci þirketin kaza sonrasý verdiði bilgilerden çok kapsamlý tedbirlerin alýndýðý sonucu çýkartýlýyor. “Daha fazla bir þey yapýlamazdý” dememiz bekleniyor... Belli ki, yaþanan, iþletmeci þirketin de beklemediði türden bir kazaymýþ...
Sorun da galiba burada: Yerin yüzmetrelerce altýnda insan çalýþtýrýlan maden ocaklarýnda meydana gelebilecek olumsuzluklardan öngörülebilir olanlarla ilgili tedbir almak yeterli deðildir; öngörülemediði halde veya ihmaller yüzünden olabilecek kazalar için her türlü hazýrlýk gerekiyor esas... Özellikle 1992’de Kozlu’daki kömür madeninde yaþananlardan sonra...
Bazýlarý, her kazadan sonra, “Ocaklar kapatýlsýn” kampanyasý açarlar. Zaten pahalýya mal olan kendi kömürümüzü çýkarmak yerine, ihtiyacýmýz olan miktarý ucuz fiyata ithal etsek, ocaðý kapatýldýðý için evine gönderilecek maden iþçisine ücretini çalýþmadan ödeyebileceðimiz ileri sürülür. Bir baþka görüþ de, kömürün unutulup bütünüyle doðalgaza geçilmesidir; doðalgazýn dövizle ödenen maliyetini de unutmamýzý bekler bu görüþün sahipleri...
Yürekler yanýk ve acýlar çok taze olduðu için bu aþamada fazla ileri þeyler söylemek yanlýþ olabilir. Ancak, insan hayatýna mal olan her yanlýþlýðýn hesabýnýn mutlaka sorulmasýný ve benzer can alýcý olaylarýn bir daha yaþanmamasýný talep etmek herhalde hakkýmýz...
Eminim, yaralarý en kýsa zamanda sarmayý baþarýrýz...
Allah daha fazla keder vermesin...