NOT: Ýstanbul - Çengelköy’de, sahilde bulunan ve 1670’de Osmanlý Padiþahý 4. Mehmed zamanýnda, Vânî Mehmed Efendi tarafýndan yaptýrýlan Vânîköy Camii dün yandý. Þirin bir ahþab mescid idi.
Sebebi, elektrik kontaðý dahil, her ne olursa olsun, yazýk oldu.
Bu yangýnýn söndürülmesini dün ekrandan saatlerce elemle izledim. Yanacak baþka bir þey kalmayýnca, 3 saat kadar sonra söndü yangýn..
Üzerinde durulmasý gereken nokta þu: Karadan itfaiye araçlarýnca ve denizden de sahil güvenlik teknelerinden hortumlarla su sýkýldý saatlerce.. Ekrandan izleyenler bile anlýyordu, o yangýnýn o hortumlardan sýkýlan sularla sönmeyeceðini..
Halbuki, orman yangýnlarýnda kullanýlan ve tonlarca su taþýyan helikopterlerden 1-2 tanesi bu yangýn mahalline gönderilseydi, denizden bir-iki dalýþla alýnan birkaç ton sularla, o yangýný çok daha kýsa sürede söndürülebileceðini belirtmiþ olalým.
Gelelim, bu yazýda asýl konumuz olan Azerbaycan’a.. Ancak bu konuda da önce bir hatýrlatma yapalým:
Azerbaycan konusunda alýnan mesafe elbette büyük.. Ancak bu konunun hangi temeller üzerine oturtulmasý gerektiðini unutmamak lâzým..
Nitekim, son olarak da 13 Kasým tarihli yazýmýn sonunda denilmiþti ki:
‘Üzerinde asýl durulmasý gerekli konu, Ermenistan’ýn tam da yenilmek üzere olduðu bir sýrada, Rusya’nýn onun imdadýna yetiþmesidir. Bu, basit bir stratejik himaye deðildir, inanç temelli bir himayedir. Hele de bu çað, ‘Religio-politik’/ inanç-din merkezli bir siyaset’ çaðýdýr.
Evet, Rusya, Azerbaycan’ýn son darbeyi indirmesine izin vermedi ve Amerika’daki seçim sonuçlarýnýn muðlaklýðýný fýrsat bilerek, Kafkaslar’daki asýl oyun kurucunun kendisi olduðunu ortaya koydu.
Elbette, Türkiye de önemli bir oyuncudur bu sahnede artýk..
Ancak, bu konuda bazýlarýnýn, ‘panturanist’ hayallere kapýlarak yazdýklarý makalelerin, kuzeyde Rusya’yý da, güneydeki Ýran’ý da rahatsýz edeceði unutulmamalýdýr. Etnik beraberlik hayalleri yerine, bu çaðda da bir ‘religio-politik’ (din-inanç merkezli) bir dünyada olduðumuzu son geliþmeler bize bir daha öðretmiþ olmalýdýr.’
Bu cümleler üzerine, B. Amerika’dan Güney Carolina Uni’de öðretim üyesi olan bir okuyucu (yukarýda altýný çizerek tekrarladýðým cümleyle ilgili olarak), ‘Acaba bu, sizi de rahatsýz ediyor mu diye merak ediyorum.’ diyor.
Bu okuyucuma belirteyim ki, o cümlede gerçekte iki tehlikeye de iþaret edilmiþ olunuyordu:
Türkiye’nin Nahcivan’la zâten 12 km.’lik bir ortak sýnýrý bulunuyor ve Ermenistan’dan açýlacak bir koridordan Azerbaycan’a ulaþýlacaktýr. Oradan da Hazar Denizi üzerinden Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan, Kýrgýzistan gibi Orta Asya coðrafyalarýna direkt bir baðlantý kurulacaðý ümid ve hayali, sadece panturanist (turanî kavimler birliði) idealini taþýyanlarý deðil, Rusya’da belli bir kesimi de, ‘Geleceðin güçlenen Türkiyesi’nin ‘Rusya’yý güneyinden kuþatacaðý’ endiþesiyle yýllardýr düþündürüyor.
Ýran devletinin de, kuzeyinden Türkiye tarafýndan kuþatýlacaðý korkusuna kapýlmasýný da bir devlet refleksi olarak unutmamak lâzým.. Nitekim, Azerbaycan’ýn kendi topraklarýný iþgalden kurtarmak mücadelesinde, Türkiye’nin derin etkisini gören Ýran makamlarý, satýr aralarýndaki ifadelerle endiþelerini dolaylý olarak ve ‘konunun savaþsýz olarak, müzakere masasýnda halledilmesi’ gibi, boþ olduðunu kendilerinin de bildikleri tavsiyelere yöneldiler ve bunu yaparken de, kendi ülkelerindeki ve genel nüfus içinde yüzde 35-40’larý bulduðu düþünülen azerî-türk etnisitesinin kýzgýnlýðýný bile göze aldýlar.
Türkiye de kendisini güney sýnýrýndan ya da Doðu Akdeniz ve Ege’de sýnýrlayabileceðini düþündüðü muhtemel geliþmelere karþý kesin tavýrlar sergilemiyor mu? ‘Devlet refleksi’ dediðimiz budur..
Bu tehlikeye iþaret etmek, bir tarafý konunun..
Ýkinci tarafý da, ‘Dünya Müslümanlarýnýn Birliði’ idealine baðlý ve kavmiyetçi- etnik birlikler yerine ‘iman-Ýslâm kardeþliði’ni esas alan bir müslüman olarak, elbette inanç birliði dýþýndaki bütün birlik hayal ve ümidlerinin çýkar veya güç iliþkileri üzerine kurulacaðýný unutmamak gerekir... Fethedilecek olan coðrafyalar deðil, kalblerdir.
Bu konuya bu kadar bir açýklýk getirmeye çalýþtýktan sonra, Azerbaycan’da 28 yýl sürdürülen Ermenistan iþgal bölgelerinden çekilecek olan ermeni halkýnýn acýlarýna emperial dünyanýn medya organlarýnda nasýl gözyaþý dökülmekte olduðunu da belirtelim. Ýþte bu da, inanç birliðini kimlerin her þeyin üstünde tuttuðunu gösteriyor.
Tamam, Ermenistan halký fakir ve çaresiz.. Ama, bu ‘yoksul ermeniler’in, 28 yýldýr oturduklarý müslüman evlerinden her þeyleri arabalara yükleyip giderken, o evleri ateþe veriþleri bile, o emperial medya organlarýnda, sanki müslüman azerî halký 28 yýl sonra kendi evlerine deðil de, zavallý ermenilerin evlerine konmaya geliyorlar gibi sunuluyor, okuyucu ve izleyicilere..
Reuters muhabirlerin Kelbecer civarýndan geçtikleri haberlerde, müslüman halkýn 30 yýla yakýn oturduklarý evleri ateþe veren ve müslüman halk için, ‘Canlarý cehenneme.. Nasýl yaþayacaklarca yaþasýnlar..’ diyen ermenileri mâzur göstermeye çalýþmalarý ibretlik.. O ‘zavallý ermeniler’in kamyonlara yükledikleri ev eþyasýna bakýldýðýnda, o evlerdeki her þeyi talan ettikleri, yaðmaladýklarý anlaþýlýyor. Ermeni halkýnýn Selçuklu ve Osmanlý dönemlerinde müslüman halklarla olan 800 yýla yakýn birlikteliðin getirdiði bir tecrübeyle, diðer gayrimuslim halklardan farklý ve asil olduðuna dair kanaatlerimizi de havaya savuran bir manzara..
Buna raðmen, yine de, dereboylarýnda vurulup askerî araçlarý devrilmiþ, silâhlarý saða-sola saçýlmýþ yüzlerce ermeni askerinin cesedlerini gösteren film ve fotoðraflar karþýsýnda bile, onlara deðil de, onlarý bir zulmü ve zorbalýðý sürdürmek için oralara gönderen Ermenistan yetkililerine daha bir kýzdým.
Ýlginç bir geliþme de þu ki, Kelbecer þehrinin 15 Kasým da yani dün Azerbaycan’a teslim edilmesi üzerinde 9 -10 Kasým gecesi açýklanan Rusya- Azerbaycan ve Ermenistan arasýndaki anlaþmada dün bir fire verildi ve Ermenistan’ýn ricasý üzerine, Rusya, Azerbaycan’a yine bir baský yaparak, bu devir konusunu 25 Kasým’a kadar 10 gün daha uzattý. Gerekçe de coðrafyanýn engebeli olmasý ve elveriþsiz iklim þartlarýnda geri çekilmenin zorlaþmasý imiþ..
Rusya’nýn daha ne gibi entrikalar kuracaðýna da hazýrlýklý olunmasý lâzým gelecek belki..