Temeli çok muhkem olmasa da bir bütün seslendirilmese de hedefleri olan bir ülkeyiz.
Þimdilerin siyasi gücü bu hedeflerin bir kýsmýný somutlaþtýrmýþ bile.
2023,2053,2071 tarihli hedefler olarak dillendiriliyor.
En yakýn omasý itibariyle 2023 hedefleri daha da önemle vurgulanýyor.
Bir yönüyle siyasi iktidar en asgarisinden kendisine bir süre de tayin etmiþ oluyor.
Vatandaþa kendisini bu tarihe kadar iktidar yapmasýný salýk veriyor.
Böylece seçimlerin bir çoðunun kampanyasý bunun üzerine kuruluyor.
2023 Cumhuriyetin 100.kuruluþ yýlýna denk geliyor.
Söz konusu hedeflerin gerçekleþmesi ile ilgili bir garanti yok elbette.
Fakat son on yýlý aþan süreç bu hedeflerin gerçekleþtirilmesine vatandaþ tarafýndan ciddi bir destek verildiðini gösteriyor.
Bu süreç akamete uðrar mý?sorusu ise sürecin tamamlanmasý kadar ehemmiyetli.
Hatta son zamanlarda önemini artýrmakta.
Daha kýsa bir süre önce 7 Hazýran seçimlerinde bu sorunun ne kadar can alýcý olduðuna tanýk olduk.
Ýç ve dýþ terör,Suriye meselesi,devlet içi yapýlanmalar,süreçte insiyatif almak isteyen dengeler,kurumlar arasýndaki þimdilik ortaya çýkmamýþ güvensizlikler,anayasa,avrupa birliði süreci gibi konular hedeflerin gerçekleþmesini engellemeye aday konular olarak görülmektedir.
Türkiye bu hedeflerle ilgili olarak yurt içi v dýþý anlamýnda modern bir dil kullanmakla iþe baþladý.
Demokrasi,özgürlük,ekonomik serbestlik,dünya ile bütünleþme,istikrar vb.
Bu kavramlarý daha da somutlaþtýrýp çoðaltabiliriz.
Örneðin azýnlýk haklarý,kadýna karþý pozitif ayrýmcýlýk v.s.
Modern ve güne uygun bu dil,bazý önemli açýlýmlarýnda kurucu kelimlerini ortaya koymuþtu.
Barýþ süreci,Alevi açýlýmý,Vesayetin ortadan kaldýrýlmasý gibi.
Siyasi iktidarýn bu yöntemi kullanmasý 28 Þubat ve benzeri tecrübelerin sonucudur diyebiliriz.
Denilecek baþka bir þeyde þudur.
Siyasi iktidarýn söylem içeriði Batýnýn siyaset etme uslubunun kullanýlarak Batý ile baþ etme düþüncesinin de bir ürünüydü.
Siyasi aktörlerin bir kýsmý ve siyasi söylemin içeriðini belirleyen danýþman taifesinin tamamýna yakýný ayný kelimeler üzerinden yürüdüler.
Özellikle yurt dýþýnda akademik çalýþmalar yapmýþ,ingilizcesi iyi bir gruptan bahsediyoruz.
Diðerleride bu gruba girmeyenler buna uyum saðlamada zorlanmadýlar.
En üst seviye de söz söyleyen siyasilerimizin son bir yýldýr ifadeleri,içerikleri deðiþmiþtir.
Bu daha önceki söylem dilinin de yanlýþ kurgulandýðýndan kaynaklanmaktadýr.
Bunun için barýþ süreci çökmüþtür.Suriye politikamýzda da bu dilin olumsuz etkisi vardýr.
Zihinsel olarak baþka kelimlerle düþünen ve fakat ifadede farklý söyleyen bir durumla karþýlaþýyoruz zaman zaman.
Bu zaafa sebep olan bir siyasa mahkumiyetine de dönüþebilir.
terör tanýmýnýn deðiþtirilmesi isteði yaklaþýk iki yýldýr dile getirdiðimiz bir konuydu.
MGK’nýn son toplantýsýnda yine terör konusundaki “terör mekan ayýrmaz” ibaresi mütalaa ettiðimiz bir konuydu.Yerinde bir deðerlendirme olmuþtur.Ýlk defa yeni bir kriter olarak kullanýlmýþ olmasý açsýndan da önemlidir.
“Kendisi olma”ya engel olunmak istenen Türkiye;engel olmak isteyenlerin alýþýk olmadýðý bir yöntemle kendini sürdürmeye devam edecektir.
Dünkü yazýmýz bu cümle ile noktalamýþtýk.
Ýþte bu düþüncemizde yer alan “alýþýk olunmayan yöntem”lerden biri de bize ait dilin kurulmasýdýr.
Yoksa kelimeler dilin kelepçeleridir.
Ve yargýlanmadan mahkum eder bizi.