Hatýrlar mýsýnýz, bilmem... FETÖ elebaþý Fetullah Gülen, “15 Temmuz’u ulusalcý-laik bir kesim yapmýþ olabilir” demiþti.
Bütün bir ülkeyi sarsmasý gereken bir iddiaydý bu.
Herkes sustu.
Ulusalcý-laik addolunan kesim sustu.
CHP ve Kemal Kýlýçdaroðlu sustu.
Hocalarý büyük bir kazýk atmýþtý, þüpheleri baþka tarafa çekmek için bugünkü “destekçilerini” satmýþtý ama söyledikleri derin bir sükûtla karþýlandý.
Ben, Fetullah’ýn iddiasýna en sert tepkiyi Kemal Kýlýçdaroðlu’ndan bekliyordum.
Býrakýn sert tepkiyi, aðzýný bile açmadý.
Üzerinden neredeyse iki yýl geçti, “tepkisizliði” sürüyor.
Kemal Bey, biliyorsunuz, kendisini “Seyyid”, “Nasrettin Hoca’nýn torunu” filan diye pazarlýyor, arada sýrada geleneksel dinî kültürümüzle irtibat noktalarý arýyor ama ideolojik olarak onu yerleþtireceðimiz tek yer “ulusalcý laik” blok.
Deðerler hiyerarþisinde “laikliði” en tepeye yerleþtiren, laiklik olmadan nefes bile alamayan, laikliðin önemini anlatabilmek için üþenmeden Amerika’lara gidip Fetullahçý düþünce kuruluþlarýyla toplantýlar yapan (Ýddia CHP Amerika temsilcisine aittir: “Kemal Bey Amerika ziyaretinde Fetullahçýlara laikliðin önemini anlattý” demiþti), Yenikapý mitinginde bile laikliðin önemini anlatmaktan geri durmayan Kemal Bey’in, en azýndan, “Sen ne diyorsun Fetullah Efendi! Niçin laikliði ve laikleri töhmet altýnda býrakýyorsun? Darbeyi senin adamlarýn yapmadý mý?” diye kuru bir itiraz cümlesi kurmasý gerekiyordu.
Sustu...
Üstelik Fetullah Gülen, bu iddiasýyla, “kontrollü darbe” söyleminin de altýný boþaltmýþ, Kemal Bey’i zor durumda býrakmýþtý.
Laiklerin suçlanmasý karþýsýnda kýlýný dahi kýpýrdatmayan Kýlýçdaroðlu þu kadarcýðýný bile diyemedi: “Sana uyduk, kontrollü darbe dedik. Hem kontrollü darbe diyorsun, hem de ‘ulusalcý laik kesim yapmýþ olabilir’ diyerek ortada bir darbe olduðunu itiraf ediyorsun... Karar ver artýk: 15 Temmuz’da darbe oldu mu, olmadý mý?”
Bunu diyemeyen Kýlýçdaroðlu þunu da diyemedi: “Darbenin ulusalcý laik kesim tarafýndan yapýlmýþ olabileceðine iliþkin kanýtýn nedir ey Fetullah Gülen?”
Kemal Bey bunu diyemez, Fetullah Gülen de muhtemelen kanýt gösteremez.
Ben anlatayým sevabýna:
Durum, herhangi bir kanýtý gerektirmeyecek kadar net ve ortada aslýnda...
Darbeyi “çakma ulusalcý laik kesim” yaptý.
Daha doðrusu þu:
Darbeye kalkýþanlarýn Fetullahçý kimliði, darbe baþarýsýzlýða uðradýktan sonra ortaya çýktý.
Bunlar Fetullah Gülen’in “günah iþleyiniz” ruhsatýný sonuna kadar kullandýklarý için, ulusalcý laik kesim içinde harman olmuþlardý.
Hem dinin yasakladýðý filleri iþlediler, hem de “ulusalcý ve laik rolü” oynadýlar.
Ne diyordu Hasan Atilla Uður? “Evlerine gidiyoruz, kapýda Mustafa Kemal Atatürk posterleri. Bakýyorsun raký içiyorlar. Öyle bir takiyye içindeydiler ki, fark edilmeleri çok zordu. Ýnanýlmaz bir örgüttü...”
Ýnanýlmazdý evet.
Bütün Askerî Þura’larý kazasýz belasýz atlattýlar.
Bütün tasfiyelerden yýrttýlar.
Dindar kimliðiyle bilinenler sorgusuz sualsiz TSK’dan atýlýrken, bunlar karýlarýna bikini giydirip bir de “terfi” aldýlar, generalliðe kadar yükseldiler.
Fetullah Gülen’in “ulusalcý laik kesim” dediði bunlar.
Þunu demeye çalýþýyorum:
Fetullah Gülen, bu iddiasýyla hem “kontrollü darbe” söyleminin altýný boþalttý ve Kýlýçdaroðlu gibi “takipçilerini” zor durumda býraktý, hem de TSK içindeki adamlarýný “darbe suçlusu” ilan etti. Daha doðrusu, “adamlarýný” sattý.