CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu dün yine ziyadesiyle agresifti. Geçen hafta tüzük kurultayýnda parti içi muhalefeti bir güzel haþlayýp, partiden atmakla tehdit ettikten sonra “koltuðu saðlama aldýðýna göre biraz sakinlemiþtir artýk” deniyordu ama beklendiði gibi olmadý. Meclis Grup Toplantýsýnda konuþurken öfkesinden rengi deðiþti kaç kere.
Türkiye toplumunun tamamýný duygulandýran, þehitlerimizin ruhunu þad, gazilerimizin gönlünü hoþ eden Afrin Zaferi de görünen o ki hiç olumlu etkilememiþ Kemal Bey’i.
Keþke o da biraz gurur duyabilseydi emperyalist kuþatmayý doðru bir stratejiyle kýran ülkesinin ordusuyla ve yönetimiyle. CHP’deki okyanus ötesi etkisini önleyebilseydi biraz. Keþke o da Türk’üyle Kürt’üyle Laz’ý ve Çerkez’iyle bir bütün olarak “tek millet” olmanýn hazzýný duyabilseydi.
Anlaþýlan o ki, olmuyor. Ama niçün olmuyor? Kim öpüyor acep Kemal Bey’i gözlerinden?
PKK-YPG ve türevleri darmadaðýn. Sair zamanda gazeteci, aktivist, þu bu kýlýðýyla aðlak terör propagandasý yapanlar bile, cesetleri ABD yapýmý Afrin tünellerinde çürüyen PKK’lýlar için aðýt yakacaklarýna Türkiye’yi lekelemek için beyhude ifrazat salgýlamakta.
Eski vekiller, BM’ye ergen mektuplarý yazmakta. PKK yöneticisi Duran Kalkan ise TSK’nýn daha Afrin’e girmeden 3600 PKK’lýyý itlaf ettiðine bakmadan “Afrin’e karþýlýk Þemdinli’yi alacaðýz” diye þey etmiþ.
2012’de denemiþlerdi hani. FETÖ desteðine raðmen birkaç saat içinde 300 ceset býrakmýþlardý Þemdinli giriþinde.
Tamam, gelin hele.
TSK ve ÖSO güçlerinin tek sivile deðmeden, çevreye ve insana zararlý teröristleri imha etmesini “YPG kara gücümdür” diyen ABD’nin alkýþlamasýný beklemiyorduk elbette. Nitekim sonuçtan hiç memnun görünmüyor okyanus ötesi. Yapýlan her açýklama ölçüsüz manipülasyon ve kuru sýký tehdit içeriyor.
ABD Dýþiþleri Sözcüsü mesela, dün kaygýdan az kalsýn ölüyordu. Ülkesinin Irak’ta 1 milyon sivili öldürmesinden. Suriye’de –þimdilik!- 600 binden fazla insanýn katline sebep olmasýndan. Ebu-Gureyp’te ABD askerlerinin can çekiþen Iraklýlarla fotoðraf çektirmesinden. Ýnsanlarý soyup aþaðýlýk iþkenceler yapmasýndan. Tutuklularý baðlayýp üstlerine köpekleri salmasýndan. Suriye’de ve Irak’ta yüzbinlerce kadýnýn ve kýz çocuðunun sistematik tecavüze uðramasýndan. Þehirleri dümdüz etmesinden, ülkeleri yaðmalamasýndan. Ýnsanlarýn açlýktan ölmesine, yerinden yurdundan olmasýna, denizlerde boðulup gitmesine sebep olmasýndan bir kez bile endiþe etmemiþken, üstelik!
Ya ne için kaygýlýydý sözcü? Afrin, Afrinlilerin desteðiyle PKK’dan kurtarýldýðý diye. Pentagon Sözcüsü de yanýlgýdan ölüyordu öte yanda. Türkiye’nin önünü keseceðini sanarak “biz oradayýz ha” demekteydi.
Türkiye için fark edermiþ gibi. Türkiye sanki kriterini açýklamamýþ, “teröriste arka çýkan ve ülkemin bekasýný, vatandaþlarýmýn güvenliðini tehdit eden benim için teröristtir, hedeftir” dememiþ gibi. Peh.
Türkiye Afrin’e göstere göstere girdi. Cumhurbaþkaný ve Baþkomutan Erdoðan PKK-YPG desteðini kesmesi konusunda ABD’yi defalarca uyardýktan sonra “bir gece ansýzýn…” dedi ve öyle oldu. Bir süredir de “Sýrada Menbiç var, Sincar var, Kandil var” diyor Erdoðan.
Çok þükür TSK, CIA ajaný FETÖ’cülerden temizlendiðinden beridir gerçek anlamda Türkiye’nin ordusu. Temkinli, kararlý ve baþarýlý. Emniyet de öyle. PKK, DEAÞ, FETÖ ve DHKP-C’ye göz açtýrmýyor. Türkiye toplumu ise terörle mücadeleyi, 2023-2071 hedefini destekliyor.
Bu durumda; durmak yok, yola devam. Gelip askerimizi, polisimizi, çoluðumuzu çocuðumuzu þehit etmelerini beklemeden inlerinde imha edelim teröristleri.
Deðil mi ki bu ülke, daha birkaç Nevroz öncesinde “býrak elindeki o silahý, ölme, öldürme, insan ol” demiþti büyük bir özveriyle. Madem o silah býrakýlmadý, emperyalist güdülemesiyle Türkiye’ye çevrildi; hak ettiklerini vermek gerek o halde.