Kemal Bey’in çürük domates düþkünlüðü...

CHP’liler, sadece Kemal Kýlýçdaroðlu’nun genel baþkanlýðýný deðil, yaptýðý seçimleri de tartýþýyor. 

Mesela, bir tarihte, “Nereden çýktý bu Eren Erdem?” diyorlardý. 

Evet, nereden çýkmýþtý? 

Partiyle baðý neydi? CHP’ye katkýsý neydi? Davayla alakasý neydi? “Eren Erdem CHP’lidir” diyebileceðimiz bir beyaný, bir açýklamasý, kendisini “partili” kýlacak bir davranýþý var mýydý? 

Hayýr... Ama genel baþkan istemiþ, en prestijli sýradan milletvekili adayý gösterilmiþti. 

Peki, Mehmet Bekaroðlu nereden çýkmýþtý? 

Bir zamanlar Mustafa Kemal’e “kefere” diye hakaret etmiþ, Mustafa Kemal’e ve “devrimlerine” karþý tutumuyla bilinen Bekaroðlu niçin “özenle” seçilip CHP milletvekilliðiyle taltif edilmiþti? 

Enis Berberoðlu nereden çýkmýþtý? 

Sezgin Tanrýkulu nereden çýkmýþtý? 

Ýlki “gazeteci” kimliðiyle biliniyordu ve “özellikle” siyasi mecralardan uzak duruyordu. 

Ýkincisi “PKK’lýlarýn avukatý” olarak nam yapmýþtý. 

Ýkisi de “karþýt” pozisyondaydý. 

Peki, niçin “seçilmiþlerdi?”

Berberoðlu’nun MÝT TIR’larý provokasyonunda üstlendiði ulak rolü, Tanrýkulu’nun da Wikileaks belgelerinde zikredilen özel faaliyetleri mi ödüllendirilmiþti? 

Üstelik ikincisi (yani PKK avukatý Sezgin Tanrýkulu) CHP’li olmadýðý gibi, “Türkiye yanlýsý” bir siyasetçi de deðildi... Ne demek istediðimi merak edenler ünlü Wikileaks belgelerine bakabilirler. Tanrýkulu’nun ne yanlýsý olduðunu “belgeleriyle” görebilirler. 

Murat Hazinedar da nereden çýkmýþtý? 

Fatih Gürsul da nereden çýkmýþtý? 

Kemal Bey nereden bulup buluþturuyordu bu isimleri? 

Ýkisi de FETÖ’cü kimlikleriyle biliniyordu. 

Peki, binlerce kilometre uzaktan “Ben FETÖ’cüyüm” diye baðýran Aykan Erdemir de nereden çýkmýþtý? Hangi baþarýsý gözetilerek milletvekili seçilmiþti? 

Hadi milletvekili seçildi... 

Þimdi neredeydi? 

Neden ülkesinde deðildi? Neden konuk öðretim görevlisi olarak bulunduðu Amerika’da sadece FETÖ’cülerle düþüp kalkýyordu? Neden ikide bir ülkesini kötüleyen açýklamalar yapýyordu? Neden FETÖ’cülerle birlikte “lobi çalýþmalarý” yürütüyordu? 

Hem PKK sever, hem DHKP-C sever, hem de gizli HDP’li Canan Kaftancýoðlu da nereden çýkmýþtý? 

Ezandan duyduðu tiksintiyi gizlemeyen Sera Kadýgil de nereden çýkmýþtý? 

Bir zamanlar IMF adýna Hazine’yi kontrol eden Faik Öztrak da nereden çýkmýþtý? Hangi “baþarýlý” icraatlara imza atmýþtý da genel baþkan yardýmcýlýðýyla “onurlandýrýlmýþtý?”

Kimdi bunlar? 

Kemal Bey neden “özellikle” bu isimlerle çalýþmayý tercih ediyordu? 

Bu sorularýn cevabýný CHP Kartal Belediye Baþkaný Altýnok Öz’den alalým... 

Buyuruyor ki Altýnok Öz, “Bizim genel baþkanýmýzýn bir özelliði var. Önüne bir kasa domates koy, içinden bir tane çürük varsa onu bulup çýkartýyor ve genel baþkan yardýmcýsý yapýyor. Dolayýsýyla o kasaya çürük domatesi koymadan seçmesini saðlamamýz lazým.”

Hangi genel baþkandan söz edildiðini bilmiyorum ama çürükleri ayýkladýktan sonra kasayý Kemal Bey’in önüne koymak da sorunu çözmüyor. 

Kasayý Kemal Bey’i önünden almak lazým... 

Kemal Bey görevini yapýyor çünkü. 

Onun görevi, Altýnok Öz’ün “çürük” dediði domatesleri bulup çýkarmak ve “ödüllendirmek...”

Bu “görev”in ya da “görevlendirme”nin iç yüzünü merak edenlere, Kemal Bey’in o makama nasýl getirildiðini araþtýrmalarýný salýk veririm. 

Baksýnlar... “Kaset komplosu” orada durup duruyor... 

Her þeyi bizim açýklamamýzý beklemesinler!