Kemal Kýlýçdaroðlu’nu kutluyorum

Kürt sorunu sadece Baþbakan Erdoðan’ý deðil, anlaþýlan tüm siyasi partileri köþeye sýkýþtýracak ve bu sorunu çözmekten baþka çarelerinin olmadýðýný bu halk herkese hissettirecek.

Nitekim CHP lideri Kemal Kýlýçdaroðlu da “Türkiye’nin neresine gitsem, bu sorunu çözün, diyorlar. Terörü bitirmek istiyorsak, herkes elini taþýn altýna koymalý” sözleriyle bunu ortaya koyuyor.

Ýtiraf etmeliyim ki, evvelen heyecanlý ve umutlu olduðumu belirtmem gerekiyor (inþallah bu satýrlarý silmek zorunda kalmam), saniyen bu görüþmeden hiçbir sonuç çýkmayacak dahi olsa, artýk bu ülkenin ortak siyasi öyküsü ve vicdaný haline gelen, terör ve Kürt sorunu konusunda iki liderin bir araya gelmesi son zamanlarýn en önemli geliþmesidir.

Yine itiraf etmeliyim ki, CHP lideri Kemal Kýlýçdaroðlu’nun bu tavrý Türk siyasi hayatýnda gördüðümüz alýþkýn olduðumuz bir davranýþ deðil.

Genelde muhalefet partileri, iktidar partisi ülkenin menfaati sözkonusu dahi olsa, iktidarý çözümsüzlüðe itecek adýmlar atarlar... CHP lideri ilk kez Türkiye’nin en önemli sorunu olan Kürt sorununa katkýda bulunmak ve “elini taþýn altýna koymak” istediðini belirterek ve samimi olduðunu düþündürten bir öneri paketiyle iktidar partisinin kapýsýný çaldý.  Burada bize düþen ise CHP’yi bu yaklaþýmýnda desteklemek, cesaretlendirmektir.

Ýktidar partisine düþen görev ise bu görüþmeleri devam ettirmesi ve “Kürt Sorunu”nun çözümünde anamuhalet partisini de bu sürece dahil etmesidir. Çorbada onun da tuzunun olmasýný istediðini göstermelidir. Bu sorunun çözümünde gerekirse görev paylaþýmý yapmalýlar.

Öyle veya böyle, Kürt sorununda ilk kez bir siyasi irade “analar aðlamasýn” diyerek elini deðil baþýný taþýn altýna soktu. Bunu neden söylüyorum, Kürt açýlýmýnýn baþladýðý, devletin resmi bir kanalýnýn Kürtçe yayýn yaptýðý, Habur açýlýmý, Oslo görüþmelerinin olabildiði bir dönemde, Uludere katliamýnýn olmasý ve orada analarýn aðlatýlmasýný hiçbir vicdan kabullenemedi. Sorumlularýn bulunmasý için zamana ihtiyaç varsa bunu anlarýz ancak bunun da mutlaka hepimize anlatýlmasý gerekiyor.

Uludere’de aðlayan analarýn gözyaþlarý dindirilmeli artýk.

Eruh’ta yakýlan ateþ Uludere’de söndürülsün artýk.  Yýllar sonra Kemal Kýlýçdaroðlu’nun “analar aðlamasýn” sözünü dile getirmesinin ve muhtemelen öncelikli olarak partisi içindeki statükoculara “bunun bedeli neyse öderiz” mesajýyla geri adým atmayacaðý görüntüsü vermesinin arkasýnda Selvi Kýlýçdaroðlu var mýdýr bilmiyorum. Hissiyatým, kendi geçmiþi de acýlarla, gözyaþýyla dolu olan Selvi Kýlýçdaroðlu’nun Uludere ziyareti ve orada “aðlayan analarýn” gözyaþlarýna dokunmasýnýn etkisinin olduðu yönünde.

***

Tam bu satýrlarý yazdýðým dakikalarda, Erdoðan-Kýlýçdaroðlu görüþmesi bitti.

CHP’nin götürdüðü “yöntem öneri” paketinin en önemli maddelerinden birisi, TBMM’de kurulacak olan “Toplumsal Mutabakat Komisyonu”ydu diðeri de “Akil Ýnsanlar Grubu”ydu. Ömer Çelik’in ýsrarla altýný çizdiði ve Faruk Loðoðlu’nun da söylediði ortak nokta “Toplumsal Mutabakat Komisyonu’nun kurulmasý için Meclis çatýsý altýndaki tüm partilerin atýlan bu çözüm önerisine destek vermelerinin gerektiði”...

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “Bizim hiç kimseyle sözde Kürt sorunu baðlamýnda görüþecek ve fikir alýþveriþinde bulunacak bir niyetimiz ve merakýmýz yoktur” sözlerini klasik bir ilk tepki olarak yorumluyor ve olumlu adýmlar atacaðýna inanmak istiyorum. CHP’nin öneri paketinde 7. maddede yer alan “..bu meselenin siyasi partiler arasýnda polemik, yýpratma, üstünlük ve yenilgi konusu olmaktan çýkartýlacaðýný umut ediyoruz” cümlesini çok önemsiyorum.

Kürt meselesi ne iktidarýn ne de muhalefetin polemik yapma mevzusudur. Artýk söz bitmiþtir ve hiç kimse bu konuda lafla peynir gemisi yürütemeyecektir. TBMM çatýsý altýnda tüm partilerin katkýsýyla üretilecek bir çözümden hem bütün siyasi partiler kârlý çýkar, hem de bütün Türkiye... Bu tarihi fýrsatý kaprislerine kurban edenler ise yukarýda bahsettiðim “baþaramayanlar” listesinde bir istatistik olarak yer alacaklar.

Ben asýl bu görüþmede Faruk Loðoðlu’nun dile getirdiði “sanýrým iki lider birlikte Uludere’ye gidecekler” sözünü önemsedim...

Bütün siyasi gerilimleri, söylemleri bir kenara býrakýp, keþke birlikte Uludere’ye gitseler! Mesela bir perþembe günü...