Önceki gün Baþbakan Binali Yýldýrým, “Ergenekon, Balyoz sapýna kadar gerçekti” þeklinde bir açýklama yaptý.
Görüldü ki bu darbe davalarýnda suçlanan Kemalistler, AK Parti iktidarýnýn gözünde aklanmamýþlardý.
Ama aklandýklarýný sanýp baþkalarýný da Kemalist yapmaya kalkýþmýþlardý.
Ergenekon davasýnda yargýlanan Doðu Perinçek, “Tayyip Erdoðan Kemalist oldu” diye konuþup yazmýþtý.
Buna en baþta Tayyip Erdoðan gülmüþ, ciddiye almamýþtý.
Ergenekon, Balyoz davalarýnda yargýlanan subaylar ise 15 Temmuz darbe giriþiminin ardýndan Türkiye’yi Kemalist yapmaya çalýþmýþlardý.
Bunlar çýktýklarý televizyonlarda “Türkiye için tek çýkar yol Kemalizm’dir; millet Kemalizm’de birleþmelidir” diyorlardý.
Ancak bunlar da ciddiye alýnmamýþtý.
Bu konuda ciddiye alýnacak deðerlendirmeyi, Kemalizm konusundaki uzmanlýðýyla da bilinen solcu Profesör Mete Tuncay yapmýþtý.
Profesör Mete Tuncay, “Kemalist laikçi siyaset halkta öyle bir tepki yaratmýþ ki, onun dalgalarý bizi bugüne taþýdý. Ýþte o tepki duygusu AKP’yi iktidara getirdi. Daha uzun süre de iktidarda tutacak” demiþti.
Evet, Tayyip Erdoðan’ýn liderliðini yaptýðý AK Parti’yi iktidara getiren de iktidar da tutan da Kemalist siyasete, Kemalist vesayete karþý verdiði mücadeleydi.
Gerçek buyken, Kemalistlerin dediði gibi Kemalizm Türkiye için tek çýkar yol olabilir mi; Türkiye Kemalizm’de birleþebilir mi?
Þunu özellikle belirtmeliyim ki, Kurtuluþ Savaþýmýzýn baþkomutaný olarak Mustafa Kemal Atatürk benim için saygýdeðerdir.
Ancak milletin çoðunluðu, onun adý kullanýlarak oluþturulan Kemalizm’e tepkilidir.
Kemalizm deyince milletin çoðunluðunun aklýna, zulümler, katliamlar, darbeler gelir.
Kemalizm bunlardan ibaret deðildir; ama Kemalizm deyince milletin çoðunluðunun aklýna bunlar gelir.
Kemalizm deyince milletin çoðunluðunun aklýna, askeri darbeler sonucunda Baþbakan Adnan Menderes’in asýlmasý, Baþbakan Süleyman Demirel’in, Baþbakan Necmettin Erbakan’ýn iktidardan alaþaðý edilmeleri gelir.
Kemalizm deyince muhafazakarlarýn aklýna, Ýskilipli Atýf Hoca’nýn idamý, Said Nursi’ye, Necip Fazýl’a yapýlan eziyetler, baþörtü düþmanlýðý gelir.
Kemalizm deyince Kürtlerin aklýna, Zilan, Dersim katliamlarý, Seyit Rýza’nýn idamý, Diyarbakýr Cezaevi gibi iþkence evleri gelir.
Kemalizm deyince sosyalistlerin aklýna, Nazým Hikmet’in zindana atýlmasý, Sabahattin Ali’nin kafasý parçalanarak öldürülmesi, Deniz Gezmiþ’in, çocuk yaþtaki Erdal Eren’in idamý, Mamak Cezaevi gibi iþkence evleri gelir.
Kýsacasý Kemalistler hariç, bu ülkenin tüm kesimleri Kemalizm’e tepkilidir.
Nitekim ülkemizde demokratik seçimlere geçildiði 1950’den beri, milletin çoðunluðu Kemalist bir partiye oy verip tek baþýna iktidara getirmemiþtir.
Bunun için Bülent Ecevit, Ýsmet Ýnönü’yü yenip CHP Genel Baþkaný olduktan sonra Kemalist söylemlerle deðil, “Ne ezilen ne ezen, insanca hakça bir düzen” gibi sol söylemlerle milletin karþýsýna çýkmýþtý.
Ve Kemalist söylemlerle milletin karþýsýna çýkmayan Bülent Ecevit’in CHP’si oy patlamasý yapmýþ, milletin yüzde 42’sinin oyunu almýþtý.
Bakýn bugün Vatan Partisi “Tek Kemalist parti benim” diyerek milletin karþýsýna çýkýyor.
Ve milletten ancak binde bir oranýnda oy alýyor.
Demek ki milletin çoðunluðu için Kemalizm çýkar yol deðil, çýkmaz sokaktýr; bu gerçeði görmek gerekiyor!