Dört beþ yýl kadar oluyor. TRT Okul’da Gençler Uçuyor programýný yapýyorum.
O haftaki konuðum Türkiye’nin en önemli havayolu þirketlerinden birinin o dönemki Genel Müdürü. Bir yandan ona hazýrlanýyorum, diðer yandan da bir sonraki hafta konuk etmek için Kenan Sofuoðlu ile konuþuyoruz.
Telefonda “Bu hafta þu havayolu þirketinin genel müdürü konuðum, istersen izle, programa dair fikir oluþsun” dedim Kenan’a.
“Peki, izlerim” dedi Sofuoðlu, “Ama bir de ben bir soru sorsam genel müdüre sorar mýsýn?”
Tabii dedim, nedir?
“Ben dünya þampiyonalarýna giderken, sonrasýnda da þampiyonluk kupalarýyla ülkeme dönerken o þirketi tercih ediyorum ve ekonomi sýnýfý uçuyorum. Bizim sporda duruþ, sýrt, bel, omuz çok önemli ve yolculuk boyunca vücudum mahvoluyor. Benim gibi uluslarasý alanda Türkiye’yi baþarýyla temsil eden bir sporcuyu daha saðlýklý þekilde ulaþtýrsalar hoþ olmaz mýydý?”
Buz gibi kalmýþtým. Ne diyeceðimi bilemedim. Dünyanýn kendi alanýnda en büyük spor organizasyonlarýndan birinde yarýþan, dünyanýn o alandaki en büyük sporcularýndan birinin, dünyadaki rakipleri özel uçaklarla gelirken saatler boyu kat kat olup spor hayatýný riske ederek uçtuðuna inanmak zordu.
***
Kenan çoðunlukla global þirketlerden sponsorluklar aldý. Spor hayatý boyunca hiçbir zaman yeterli maddi desteði görmedi.
Cumhurbaþkanýmýz Recep Tayyip Erdoðan’ýn özel gayreti ve desteði hariç.
Bir de her þampiyonluktan sonra baðrýna basan milleti hariç.
Destek alamadý ama hiçbir zaman da kamuoyuna aðlamadý. Baþýný eðdi, iþini yaptý.
Kenan o global sponsorluklardan ve þampiyonluk gelirlerinden kazandýðý paralarý Türkiye’ye, memleketi Sakarya’ya, Akyazý’ya getirdi.
Gidip Monaco’da, Paris’te, Sydney’de yaþayabilirdi.
Yapmadý.
Köklerinden kopabilir, Murat 131’ini hurdaya çýkarýp sadece lüks arabalarla gezebilirdi.
Yapmadý.
Sakarya esnafýyla oturup menemen yediði fotoðraflarý gururla paylaþtý.
Kazandýðý paralarla Akyazý’da kendi imkanlarýyla pist yaptý, oralarda sporcular yetiþtirdi. Toprak Razgatlýoðlu bunlardan biri, devamý da geliyor.
O sporcular þimdi uluslararasý arenada yarýþýyor, onlar da döviz getiriyor, onlar da Türk bayraðýný dalgalandýrýyor, onlar da uluslararasý sponsorlarýn sponsorluk paralarýný Türkiye’ye getirmeye hazýrlanýyor.
Kenan Türkiye’nin adýný, dünyada hiçbir Türk’ün tek baþýna duyuramayacaðý kadar çok duyurdu.
Gün geldi, “artýk yeter” dedi ve býraktý.
Þimdi o alýn teriyle kazandýðý spor arabasýyla, Lamborghini’siyle o gece kulübü, bu gece kulübü dolaþsa, her gece birileriyle yakalansa müthiþ bir magazin figürü olur, adým adým takip edilirdi.
Her sene bir veya birkaç markanýn reklam yüzü olup evinin havuzundan bile çýkmadan milyonlar kazanmaya devam edebilirdi.
Yapmadý.
Zor olaný seçti.
Çetrefilli olaný tercih etti.
Ülkenin bu karmaþýk, bu zorlu yollarýnda hiç bilmediði bir dünyaya, siyasete atýldý.
“Arabasýný saklasaydý, göstermeseydi” diyorlar.
Gizleyecek, saklayacak, utanacak bir þeyi olmayan bir adam neden arabasýný saklasýn?
Milli Piyango’dan kazandýðý yüksek bir meblaðý bile “Piyango haramdýr” diyerek kabul etmemiþ, kazancýna haram bulaþtýrmayan adam neden çekinsin?
Geceleri kulüp kulüp gezseydi Lamborghini’yi çok yakýþtýracak olanlar, ülkesine hizmet için Ankara yolunu tuttuðunda niye konuþuyor?
Ýnsanlarýn caný Lamborghini mi çekiyor görünce? Buyurun efendim, kolayý var.
Ýþte size Kenan Sofuoðlu olmanýn tarifi, siz de uygulayýn, siz de altýnýza Lambo’yu çekin.
1- Bütün hayatýnýzý bu spora (ya da bir baþka uzmanlýk alanýna) adayýn.
2- O alanda destek almadan, binbir zorlukla vazgeçmeden 25 yýlýnýzý geçirin.
3- O alanda iki kardeþinizi ve babanýzý kaybetmenize raðmen vazgeçmeyin, pes etmeyin devam edin.
4- Dünyada defalarca þampiyon olun, bayraðý göndere çektirin.
5- Dünyanýn en büyük markalarýnýn reklam yüzü olun, oradan kazandýklarýnýzla memleketinize yatýrým yapýp insan yetiþtirin.
Tebrikler, Lamborghini’niz kapýda.
Þimdi ister kolay olaný seçip geceleri ortamlara akýn, ister zor olaný seçip ateþten gömleði giyip Ankara’nýn yolunu tutun.
Seçim sizin.