“Halime Haným’ýn geçen hafta Star gazetesine yazdýðý yazýyý okuduktan sonra bir anda Kerem hakkýnda ben de genel gözlemlerimi paylaþmak istedim.”
Bu giriþ, önceki yýllarda Kerem’in rehberlik öðretmenliðini de yapan Uzman Psikolog Alev Akal’a ait. Þöyle devam ediyor:
“Kerem ile iki sene önce çalýþtýðým okulda tanýþmýþtýk. Onun farklý olduðunu, duyarlý, empati yeteneðinin yüksek olduðunu daha ilk gördüðümde anlamýþtým. Sakin, sevecen, yardýmsever, nazik, akademik geliþmeye önem veren, bilim, sanat ile ilgilenen bir öðrenci olarak her zaman farklýydý. Ancak onu iki yýl takip eden bir uzman olarak tanýdýðým Kerem’in olgunlaþma ve büyüme dönemine girdiðinde, ön ergenlik belirtileri göstermeye baþladýðýnda, zaman zaman tepkilerini kontrol etmekte zorlanabildiðini, öfkelendiðini, týpký diðer çocuklar gibi onun da eskiye göre daha çabuk sinirlendiðini görüyordum ve deðiþimin baþladýðýný gözlemlemiþtim. Peki neydi bu deðiþim, neler oluyordu Kerem’e ve diðer arkadaþlarýna... Ergenlik ne demekti? Onlara yardýmcý olmak için neler yapýlmalýydý?”
Onun bu sözlerini olduðu gibi aktarmamýn nedeni, tam da söylediði gibi çocuklarda bu yaþlarda baþlayan deðiþimlerin herkesi þaþkýnlýða uðratmasý. Geçen hafta Kerem ile ilgili yazdýklarýmýn ardýndan uzman önerilerine kulak vermek gerekince, ondan gelen önemli ipuçlarýný deðerlendirmek istedim. Akal, ergenlikte, fiziksel, psikolojik ve hormonal deðiþikliklerin yaþandýðýný belirtiyor ve ekliyor:
“Ebeveynler kendi gençlik yýllarýný düþünerek nasýl hassas ve kýrýlgan olduklarýný hatýrlayýp bu dönemde çocuklarýna karþý duyarlý davranýþlar sergilemeli. Önemli olan çocuðun yaþadýðý deðiþimlere uyum göstermesine yardýmcý olmak, kendini ve bedenini olduðu gibi kabul etmesini saðlamak ve doðru yönlendirmeleri yapmaktýr.”
Ebeveyn güvensizliðe kapýlýr
Yazýsýnýn devamýný okurken sanki “Anne babalar bu konuda ne yapacaklarýný pek bilemiyor. Biraz rahatlatýlmaya ihtiyacýmýz var. Neler önerirsiniz?” diye sormuþ gibi hissettim. Bakýn, evdeki bu mühim duruma dair neler söylüyor:
“Ergenlik çaðý tüm aile üyelerinin büyük çaba sarf etmesini gerektiren bir zaman dilimidir. En sabýrlý anne-babalar bile güvensizliðe kapýlýr ve pedagojik bilgilerinin tükendiðini görebilir. Anne babalar çocuklarýnýn her þeyi reddeden tavýrlarýnda, baþkalarýna karþý çýkarak tartýþarak ve sýnýrlarý zorlayarak kendi kiþiliklerini geliþtirme arzusunun yattýðýný anlamak ve kabul etmek zorunda. Her þeyden önce ergenlik çaðý, insanýn krizler ve çatýþmalarla dolu bir ortamda yaþamak zorunda olacaðý bir dönem olarak algýlanmamalý, aksine insanýn yetiþkinliðe doðru ilerleyen çocuðuyla, bir güven ortamýnda, daha ileri iliþkiler kurabileceði bir süreç olarak düþünülmeli.”
Akal, özgürlük duygusunun yoðun yaþandýðý bu dönemde “ders baþarýsýnda düþme, sosyal becerilerde azalma, kendi bakýmýnda özensizlik gibi kayýplar yaþanmadýðý sürece çocuða özgürlük verilmesi” önerisinde bulunuyor. Ancak bu durum sýnýrsýz bir özgürlük anlamýna gelmiyor. Çünkü bir tezat gibi görünmesine karþýn, çocuklarýn bu dönemde bir yandan da sýnýrlarý belirlemek gerekiyor. Akal, “Makul sýnýrlar ve kurallar, çocuðun güvenlik duygusunu artýrýr ve manevra alanýný belirleyerek yaþamýný kolaylaþtýrýr. Her zaman belli etmeseler de anne babalarý tarafýndan korunduðunu ve sevildiðini bilmek karmaþýk ve zor bir dönemden geçen ergenler için son derece önemlidir” diyor.