Kendilerini nasýl da ele veriyorlar!

Maliye Bakaný Berat Albayrak’ýn açýkladýðý Yeni Ekonomi Programý’na ilk tepki nereden geldi, biliyor musunuz? 

Kalkýnma rüyalarý dahi göremeyen orta Afrika ülkelerinin kredi notunu yükselten, 100 yýllýðýna Avrupa Birliði’ne kiralanmýþ (daha doðrusu AB’nin “yaðmalamasýna” açýlmýþ) Yunanistan’ý “risksiz ülke” ilan eden, ilk 50’ye giremeyen ülkeleri “yatýrým yapýlabilir ülkeler” listesinin baþýna yazan Fitch’ten... 

Buna “tepki” dememek lazým. 

Bu kuruluþ, Türkiye’yle polemik yapýyor. 

Biricik mevcudiyeti, Türkiye’den çýkan/çýkacak kararlarý cevaplamak. 

Hazine Bakaný Albayrak “büyüme rakamý” veriyor. 

Fitch, “Bu rakam gerçekçi deðil” cevabýný yapýþtýrýyor. 

Bakan 2021 enflasyon hedefinin ne olduðunu açýklýyor. 

Fitch, “Hayýr, öyle olmayacak” diyor. 

Bakan “Önceliðimiz dengeleme ve disiplin” diyor. 

Fitch, “Bir ticaret savaþý var. Bu bir realitedir. Ekonomiler bundan kaçamazlar” diye gözdaðý veriyor. 

Esasýnda, Türkiye’nin karþý karþýya bulunduðu “ekonomik saldýrý”nýn adresini iþaret ediyor. 

Bir “kredi derecelendirme kuruluþu” gibi deðil de, Türk ekonomisine zarar vermeyi kafasýna koymuþ bir “hasým” gibi davranýyor. 

Üstelik Yeni Ekonomi Programý’na sýcaðý sýcaðýna (bir “es” bile vermeden) cevaplar yetiþtirmesi manidar. 

Þimdi gelelim “içeri”ye... 

Programý siyasi nedenlerle eleþtiren (“biz iktidarda olsaydýk daha iyisini yapardýk” diyen) siyasi partileri anlýyoruz... Bugüne kadar hangi kalkýnma programýný önerdiðini bilmediðimiz CHP’nin tepkisini bu nedenle “yok” farz ediyoruz. 

Ekonomi bilgisi bu satýrlarýn yazarýndan fazla olmayan kurmay heyetten birileri bu programýn zayýf olduðunu söylemiþ, Merkez Bankasý’nýn artýk baðýmsýz olmadýðý yönünde (dýþ dünyanýn bile inandýrýcý bulmadýðý) bildik spekülasyonlarý tekrarlamýþ, “cek’le, cak’la olmaz bu iþler” gibilerden laflar etmiþ... 

Hükümsüzdür. 

Sözü, yine ekonomi bilgisi bu satýrlarýn yazarýndan fazla olmayan bir meslektaþýmýza getirmek istiyorum... “Bu program, krizden çýkmamýz için yeterli deðil” diyor. 

Niçin “yeterli” olmadýðýný anlatabilmek için, bilmem ne sitesinde yazan bir ekonomi uzmanýndan görüþ almýþ. 

Ekonomi uzmaný þöyle demiþ: “Türk ekonomisi aþýrý derecede merkezileþti. Faizler çok önce artýrýlsaydý, Türk Lirasý dolar karþýsýnda bu kadar deðer kaybetmezdi. Merkez Bankasý artýk baðýmsýz deðil. Bu kadar merkezileþen ekonomiler büyüyemiyor. Türkiye’nin bu global kuralý bozmasý mümkün deðil. Döviz cinsinden borçlanma nedeniyle ekonomi daralacak. Öte yandan ihracat artacak, bu yoldan kayýplar azaltýlacak” demiþ. 

Bunlarý sýralýyor, sonra da krizden kurtulabilmemiz için “bir an önce parlamenter sisteme dönmemiz” gerektiðini yazýyor. 

Bu arkadaþa (ve benzerlerine) söylenecek þudur: 

Bir “ekonomik kriz”den söz etmek için ya zýr cahil ya da kötü niyetli olmak lazým. 

Kriz yok, manipülasyon var... 

Döviz kurlarýndaki olaðandýþý hareketlenmenin bozduðu dengeleri yerli yerine oturtmak için önce mali disiplini saðlamak, sonra da “üretim ekonomisine” geçmek gerekiyor. 

Maliye Bakaný Berat Albayrak’ýn Yeni Ekonomi Programý bu konuda bir yol haritasý sunuyor. Tabii ki “cek”li, “cak”lý cümleler kuracak. 2001 krizinde sizin batýrdýklarýnýzý, yine “cek”li, “cak”lý cümleler kuranlar kurtarmýþtý. 

Krizden çýkýþ için sizin öneriniz ne? “Parlamenter sistemi ihya” dýþýnda ne söylüyorsunuz? 

Ülkenin yaþadýðý en büyük ekonomik krizler (ve devalüasyonlar) parlamenter sitemin ürünü deðil miydi? 

Bütün üzüntünüz, Fitch’in de dediði gibi, bu iþlerin IMF’siz halledilecek olmasý mý? 

Fitch, “Bir IMF programý veya sermaye kontrolleri uygulanmasýný öngörmüyoruz” diyordu. 

Bu mu mesele?