Kendini tanımada 4 farklı kaynak

Kendini tanıma ile ilgili yazılarımın ilkinde kendini tanımanın üç farklı hali olduğunu yazmıştım. Bunlar; Hakikati anlamanın parçası olarak kendini tanıma, iyi ve mutlu bir yaşam için kendini tanıma, daha başarılı ve fonksiyonel olabilmek için kendini tanıma şeklindeydi. Bir önceki yazımda ise kendini tanımak için dört ayrı egzersiz önermiştim. Bunlar; kendi üzerimize düşünmek, otobiyografimizi yazmak, çoklu zekâ profilimize bakmak ve karakter profilimize bakmak şeklindeydi. Bugünkü yazımda kendimizi tanımak için kullanılabilecek dört farklı kaynak üzerine yazacağım. Bunlar; kendi üzerine düşünme, eş ve aile geri bildirimleri, okul, iş yeri ve sosyal organizasyon ortamından geri bildirimler, psikoloji bilgisi veya psikoterapiler süreciyle kendini tanımaktır. Şimdi bu dört farklı kaynağı açıklamaya çalışayım. 

***

Kendi üzerine düşünme: Kendini tanıma çabasının ilki ve en güçlü kaynağı kendi üzerine düşünmektir. En sağlıklı, bizim için en değerli, değişim için en güçlü kaynak bu yoldur. Fakat sırf kendi üzerimize düşünmek ile tam ve gerçekçi bir kendini tanıma gerçekleştiremeyiz. Her zaman dışarıdan gözlemci bakış açısına ihtiyacımız vardır. Çünkü kendimizi değerlendirirken objektif olmak zordur. Psikolojik halimiz kendimiz ile ilgili gerçekçi değerlendirme ve anlamanın önüne geçebilir. 

Eş, aile ve yakın arkadaş geri bildirimleri: Kendimizi tanıma ile ilgili en önemli dış gözlemci eş veya aile üyeleridir. Eş, aile üyeleri ve yakın arkadaşlar ile yakın ve mahrem bir ilişki yaşandığı için bu kişiler bizimle ilgili yakın gözleme sahip olurlar. Eş ve aile üyeleri her halimizi bildikleri için bizi daha yakından tanıma imkanları vardır. Ama aynı zamanda ilişki çatışmasından dolayı bakış açıları yanılgı içerebilir. 

Okul, iş yeri ve sosyal organizasyon ortamlarından geri bildirimler: Kendini tanıma ile ilgili diğer bir dış gözlemci grubu okul, işyeri ve sosyal organizasyon ortamındaki kişilerden gelir. Bu ortamdaki ilişkilerde; tutumlarımız, çıkar çatışmalarımız, ahlaki pozisyonlarımız ve karakter özelliklerimiz açığa çıkar. Bu kişiler grup içindeki hallerimizle bizim açımızda gözlem sahibi olabilirler. Birini tanımak istiyorsan ya yolculuk yapmak ya da ticaret yapmak gerektiğinin söylenmesi boşuna değildir. Aynı zamanda ilişki ve çıkar çatışmaları bizim hakkımızdaki kanaatlerinin yanlı olabileceğini de unutmamak lazım. 

Psikoloji bilgisi veya psikoterapiler: Kendimizi tanımanın diğer bir kaynağı ise psikiyatri/psikolojinin bilgi ve imkanlarını kullanmaktır. Bu alanlarının geliştirdiği psikolojik testler kendimiz ile ilgili ölçümlere imkân verir. Psikoterapi ile kendimizi yakından tanımak gayet mümkündür. Psikoterapi özellikle kendimiz ile ilgili daha derinlikli anlamalara yol açabilir. Bu alanın sorunlarından biri test ölçümlerinin mutlak bilgi vermemesidir. Diğer sorun ise psikolojik analizlerin kendi içinde çatışan ekollerinden dolayı analizlerin birbiriyle çelişebilir hatta tamamen zıt olabilmesidir. 

***

Sonuç olarak, kendini tanımada bu dört kaynak kendine özgü avantaj ve dezavantajlara sahiptir. Yine de kendini tanımada bu dört farklı kaynağı eş zamanlı kullanmak gerektiği kanaatindeyim.