‘Çýlgýn arsalar’ kapýþýlmýþ... Üçüncü köprü ile üçüncü havalimaný yapýlacak yerleri önceden bilen birileri o havalideki köylülerden arsalarý ucuza kapatmayý baþarmýþ... Bildiðiniz ‘açýkgözlük’ öyküsü... Ancak konunun ‘soslu’ bir yaný var: Köylülerin gafilliðinden yararlanarak ceplerini dolduranlar arasýnda ‘gazeteciler’ de varmýþ...
Bunu önceki gün bir gazete haberleþtirdi. Habere göre, ‘uyanýklar’ bir gazetenin yönetici kadrosuymuþ... Kimler acaba? Ýsim yok... Hangi gazete? Haber o ayrýntýyý da müphem býrakmýþ; yalnýzca ‘hükümete yakýn bir gazete’ demekle yetiniliyor...
Haberi veren gazetede, kýsa süre önce, ‘yandaþ bir gazete yöneticisi’nin iliþkilerini kullanarak fena halde zenginleþtiðine dair bir baþka haber yer almýþtý. Çok uzak olmayan bir geçmiþte meteliðe kurþun atýyormuþ gazete yöneticisi, þimdilerde 17 daire sahibi olmuþ...
‘’Aramýzda ‘tecavüz’ suçu iþlemiþ biri de var’’ diye de yazmýþtý ayný gazete; suçlanan yazar kanýt da göstererek nefretle reddetti.
Kavga ortamlarý zehirleyici ortamlardýr; herkes karþý tarafa bir de kendisi yumruk atmak ister. Þimdilerde Meclis’te görüþülen kritik bir yasa (HSYK) yüzünden çýkan kavgalarda da bu manzara görülüyor. Medya yüzünde cereyan eden de o. Meclis’te iPad atýlýyor karþý tarafa, ya da uçarak tekme denemesi yapýlýyor; medyada itibarlarý alaþaðý etme gayreti kendini belli ediyor...
Fark ortada: iPad’in fýrlatýldýðý, tekmenin hedefi olan milletvekillerinin kimliklerini biliyoruz; medyada bu daha farklý biçimde icra ediliyor. Haksýz kazanç peþinde koþan gazeteci kimdir, bu sýr gibi saklanýyor...
Etkisi daha büyük olsun diye...
Ýþin bu yönü kötü...
Geçmiþte de böyle iddialar kulaktan kulaða yayýlýr, ancak gazetelerde kendisine yer bulamazdý. Þimdi ise, ‘ima yoluyla mahkumiyet’ denemesi serbest atýþ tarzýnda yazýlabiliyor...
Böyle bir gazete yöneticisi, yazarý, mensubu varsa, gerçekten varsa, yaptýðý iþ de yanlýþsa, ‘’Acaba kim, kim?’’ merakýyla haksýz yere baþkalarýnýn da lekelenmesini saðlamak yerine, açýk açýk ismi neden yazýlmaz?
Gazeteciliðin ‘5N1K’ kuralý da bunu gerektirmez mi?
Konuya ilgi duymamýn sebebi, içinden geçtiðimiz ortamýn býrakacaðý kötü izlerin etkisinden duyduðum endiþe... Siyaset ve siyasetçi kirletilmek isteniyor baþka bir sürü þeyle birlikte; zihinlerde bir tortu kalmasý beklendiði çok belli... Geçmiþte askeri müdahaleler öncesinde þimdikilere benzer haberler gazetelerde yer bulurdu; bu haberler de onlardan farklý deðil...
Tek fark, ‘darbe-öncesi’ dönemlerde alýþtýðýmýz türden haberlerin ‘darbelere-karþý’ olduðu iddiasýndaki bir gazetede kendisine yer bulmasý...
Hem de, yalnýzca siyasileri hedef almakla yetinmeyip basýn camiasýný da töhmet altýnda býrakacak bir dilin haberlere egemen olmasý...
‘Haber dili’ diye bir þey vardýr; iddiayý dillendiren gazetenin manþete çektiði haberin dili çok tuhaf. Okuyalým: ‘’Hükümetin gözde projeleri arasýnda yer alan 3. Köprü ile 3. Havalimaný arasýndaki arsalarýn ‘köylülerden’ çok ucuz bedellerle toplandýðýna yönelik iddialar Ankara’da bir numaralý gündem maddesi haline geldi. Siyasetçi ve bürokratlar arasýnda akþamlarý düzenlenen ‘okey’ ve ‘nargile’ partilerinde, arsa kapatan ünlü iþadamlarý, bürokratlar ve siyasetçiler konuþuluyor. En ilginç olaný ise, söz konusu arsa kapatan kiþiler arasýnda, hükümete yakýn bir medya kuruluþunun yöneticilerinin de isimlerinin geçmesi oldu.’’
Medya câmiasýnýn pir-ü pâk insanlardan oluþtuðu iddiasýnda deðilim; mesleðin itibarýna pek aldýrmayan tipler, her meslekte olabildiði gibi, siyasette de medyada da vardýr. Ancak isim vermeden câmialarý bütünüyle lekeleyecek bir habercilik anlayýþýyla konuya yaklaþýldýðýný pek hatýrlamýyorum.
Biri yazýyor, onlarca internet sitesi imalý yaklaþýmlarla onun yazdýðýný ilgisiz kiþileri akla getirecek biçimde yayýyor...
Açýklama yapýlsa bile ima yoluyla mahkum edilmek istenenler üzerine zifos sýçratýlmýþ oluyor...
Yapmayýn arkadaþlar; mesleðinize acýyýn...