Kerkük’te bayrak krizi neyin nesi oldu diye düþünmeden geçemedim. Kerkük’ün kadim bir “Türk yurdu” olduðu sýr deðil. Kalkýp bunun tersini ispat etmek, eþyanýn tabiatýna zýt olduðu ortadadýr. Ayrýca edebiyat, tarih, þiir, müzik ve halk ozanlarýnýn nakil ettikleri, bunun açýkça kanýtýdýr. Fuzuli’ye baþvurmak yeterlidir, zannediyorum! Bunu ýsrarla yazma mecburiyeti hissederek, esas meseleye deðinmek isterim.
Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin, Kerkük’le baðlý ýsrarlý isteklerinin olduðu, bilinen bir vakadýr. Lakin ondan daha keskin bilinen vaka; Kerkük’ün Türkmen ve Sünni Arap ahalisinin, bu isteðe sonuna kadar direnmeleridir. Böyle bir ortamda, Kerkük sokaklarýnda yerel meclis kararýyla ki, o mecliste oylamada sadece Kürt asýllý vatandaþlarýn katýldýðý bir gerçektir, bunun üzerine “Kerkük’ün kamu binalarýna, Yerel Yönetim Bayraðý takmak neyin nesi” diye sorulara cevap aramak isteði doðmuþtur.
Bir taraftan Türkiye’nin, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’ne, hep olumlu bir bakýþ açýsý söz konusudur. Ýster toplumda, ister Türkiye Devletinde…
Uzun zamandýr Barzani baðýmsýzlýk sinyallerini vermektedir ve referanduma gidileceðini dile getirmektedir. Tam da bu dönemde, yani baðýmsýzlýk sinyallerini verme döneminde, hem de referandumla bunu pekiþtirme isteðinin ilaný arifesinde, Kerkük’te yerli unsurlarý dikkate almadan, Türkmenlerin ve Sünni Araplarýn hakkýný çiðneyerek, bayrak krizi yaratmanýn ileride ciddi sýkýntýlara yol açacaðý aþikârdýr.
Diðer taraftan Türkiye’nin “Suriye’deki Fýrat Kalkaný Harekâtý bitti” ilaný üzerine ve ileride yeni operasyon sinyali verilmesi akabinde böyle bir hamle düþündürücüdür!
***
Kerkük’te yapýlanýn, Irak Anayasasýna tamamen zýt olduðu aþikârdýr. Çünkü anayasal duruma göre de Kerkük’ün haklarý, Baðdat’a baðlýdýr. Yani merkezi yönetime! Þimdi hal böyleyken, yangýndan mal kaçýrýrcasýna yapýlan tutum, bir aklýn ürünü olduðu kanaatini pekiþtirmektedir.
Kerkük; Sünni Araplarýn ve Türkmenlerin tarihi þehridir. Þimdi ýsrarla demografik durumu, Kürtlerin lehinde deðiþtirme gayretini de anlayabiliyoruz. Bunu tetiklemek; Türkiye’deki milliyetçi tabanýn sinirlerini zorlama gayreti, Türkmenlerin tahammülünü zorlama gayreti, Türkiye’deki referandum sürecini milliyetçi duygu konseptinde etkileme gayreti midir acaba?
“Türkiye’nin; baþýnýn sýkýntýda olduðunu hesaba katarak atýlan bir hamle mi?” ve “Barzani yönetimi bu iþin neresindedir” sorularý, cidden ilgi çekici sorulardýr.
Türkiye’nin; Suriye’deki hamlesini etkilemek için olabilir mi, bu hamle acaba?
Yoksa yeni bir operasyon sinyali olarak mý okumamýz lazým?
Sorular fazlasýyla mevcut!
Lakin anladýðýmýz tek bir þey var. Türkiye’nin; Suriye’deki yeni hamlesini etkilemek, Türkiye’deki referandum sürecinin dolaylý olarak olumsuz þekil almasýný saðlamak, milliyetçi duygularý devreye sokmak, Ak Parti ve MHP’nin sinir uçlarýný zorlamak ve Türkmenler üzerinden Türkiye’yi zor duruma sürükleme gerçeði var ortada! Diðer taraftan da, bizim bu provokatif ortama uymama gibi bir aklýmýz da var devrede!
Türkiye Devleti ve Milleti; komþu ve akrabalarýndaki, bizzat kendisinin milli bakýþ açýsýný zorlayacak ortamý, ne kabul edecek, ne de buna izin verecektir. Bu gerçekleri tarih boyunca gördük ve bunu hep görmeye devam edeceðiz…