-Bu projeye nasýl katýldýnýz?
Filmin senaryosunu okumadan önce ‘Bu filmde varým’ dedirten ilk unsur yönetmenim Hamdi Alkan’dý. Beni bizzat aradý. “Kazakistan’da bir film yapacaðýz, var mýsýn?” diye sordu, “Siz varsanýz, varým hocam” dedim. Bundan sekiz yýl önce de birlikte çalýþmýþtýk, ben daha küçüktüm, o zamanlar bir yanda okul bir yanda oyunculuk.
-Rolünüzle ilgili bilgi verebilir misiniz?
Sevgi, çok fedakar. Ýki evladý olan bir anne ve eþine sorgusuz sualsiz baðlý bir eþ. Öyle ki filmde daha sonra hastalýðýnýn olduðunu öðrendiðinde dahi birçok þeyi göze alýp gizliyor durumunu. Her þeye göðüs gerebilecek kadar güçlü bir kadýn.. Sevgi, benim için farklý bir karakterdi.
-Rolünüze nasýl hazýrlandýnýz?
Anaç ruhum, fedakar tarafým Sevgi’ye can verdi. Onun dýþýnda anne oynamak tabii ki zor olmadý. Rolü hissettikten sonra bakýþlarým, vücut formum, duruþum bile deðiþti. Sevgi karakterini izlediðinizde dediðimi anlayacaksýnýz...
-Aslýnda anne ve ölümcül bir hastalýk kliþe olabilir. Bu hataya düþmemek için nasýl bir yol seçtiniz?
Hiç abartmadýk bu durumu o nedenle öyle naif ve gerçek oldu ki. Seyircinin gözüne sokarak ‘ah hastayým, ölüyorum, ölmek üzereyim’ hissiyatýný vermedik.
-Kýrgýzistan’da çekimleriniz oldu. Sinemamýz için çok alýþýldýk bir coðrafya deðil...
Sinemasal anlamda muazzam bir görsele ve coðrafyaya sahip bir ülke Kýrgýzistan... En bakir yerlere, ilk kez bizler kameralarla girdik. Seyircinin göremeyeceði birçok yeri muhteþem þekilde bizim filmimizle birlikte görme fýrsatýný bulacak.
-Türk sinemasýnda, sizi en çok etkileyen aktris ve aktörler kim?
Türk filmi aþýðýyým. Bir Türk filmini bin kere izlesem bile her seferinde ayný þekilde gözyaþý dökebilir ya da kahkaha atabilirim. Hatta bazen kendi kendime ‘Keþke 70’lerde oyuncu olabilseydim’ derim... Türkan Þoray, Fatma Girik, Filiz Akýn, Hülya Koçyiðit, Gülþen Bubikoðlu, Adile Naþit, Tarýk Akan, Kartal Tibet, Ediz Hun, Hulusi Kentmen veya Kemal Sunal... Hepsini çok ama çok seviyorum.
Set þartlarý eylemle düzelmez
-Dizi sektörünün çalýþma koþullarý malum... Siz de dizilerde rol alýyorsunuz. Ne düþünüyorsunuz bu konu hakkýnda?
Dizilerde þartlarýn aðýr olmadýðýný söylemek yalan olur. Evet, çok uzun saatler çalýþýlýyor ve maalesef birçok kötü olay yaþýyoruz. Bu durumu iyileþtirmek için yapýlmasý gerekenler belli fakat bir adým atýlmýyor. Eylem veya sokaða dökülmekle de çözülmez bu iþ. Gerekli mercilerle, düzenli görüþmelerle sonuca varýlabileceði kanaatindeyim.
Dövüþ ve aksiyonda tecrübeliyim
Daha önce de TRT’de Osmanlý Kýyam dizisinde yer almýþ at üstünde kýlýç sallayan ok atan bir Osmanlý kadýnýný canlandýrmýþtým. Onun dýþýnda “Silah tutmayý, dövüþü ve aksiyonu biliyorum, tecrübeliyim” diyebilirim. O yüzden benim için zor olmuyor.