Keþke bu kadar basitleþmeseydiniz...

Aðýzlarýný her açtýklarýnda “kamplaþma”dan, “önyargý”dan, “yandaþlýk”tan yakýnýr, AK Parti’yi eleþtiremediðimizden(!) dem vurur, bize dürüstlük dersi verirler!

Bu mahalledeki herkesi öyle eleþtiriler ki; gerçekten vicdanlý olduklarýna inanýr, yanlýþ nereden gelirse gelsin; ayný tepkiyi göstereceklerini sanýrsýnýz.

Ama maalesef böyle düþünürseniz aldanýrsýnýz.

Onlarýn vicdaný “testere diþi” gibidir, tek yönlü çalýþýr.

Bakmayýn sürekli “kamplaþma” edebiyatý yaptýklarýna. Onlar için “insanlýk” sadece kendi âlemleriyle sýnýrlýdýr.

Hata sadece “karþý mahalle”de zuhur edebilir! Onun için de kendi burunlarýnýn dibinde olup bitenleri, hatta gözlerine giren vicdansýzlýklarý bile göremezler!

Uðraþmayýn, deðiþtiremezsiniz. Zaten onlara göre “diðer”lerinin yaþamasý bile gereksiz!

 

Bir de buradan bakýn...

Sürekli dil döküyoruz, “Arkadaþ, hangi siyasi görüþten, hangi ideolojiden olursan ol, Emperyalist Amerika’nýn maþasý olan katil PKK ve darbeci FETÖ’ye karþý birlikte mücadele etmeliyiz. Zira bu mücadelede devletin yaný sýra bütün millete de düþen görevler var” diyoruz ama duvara konuþuyoruz.

Býrakýn Türkiye düþmanlarýyla mücadeleyi, onlara destek vermek için fýrsat kolladýklarýný görüyoruz.

Ama aslýnda bir noktayý kaçýrýyoruz.

Biz hep Türk milleti açýsýndan bakýyor, ona göre tavýr sergilenmesini bekliyoruz.

Ýþte burada yanýlýyoruz.

Siyaseten sürekli yenilmekten kaynaklanan hýrs ve nefret, bunlarýn saðduyusunu ipotek altýna almýþ durumda.

Bunlar için “saðduyu” izafidir ve sadece “Erdoðan düþmanlýðý” ortak paydasýnda oluþan kendi nefret dünyalarýndakiler için geçerlidir.

Dünyada yanýlmayan tek ölçek zannettiðimiz “vicdan” terazileri dahi bu kritere göre çalýþýr. Yani insaflarý sadece “Erdoðan düþmanlýðý” maskesiyle gizledikleri Türkiye düþmanlarý için geçerlidir. Gerisi onlar için “insan” bile deðildir.

 

Seçimler turnusol gibidir

Seçimler siyasi tansiyonlarýn yükseldiði, seçim ve sonrasý, siyasetçilerin samimiyet testinden geçtiði dönemlerdir.

Siyasetçilerin kendilerini, “sonuna kadar” mý yoksa “sandýða kadar” mý programladýklarý seçimlerde ortaya çýkar.

Ekrem Ýmamoðlu 31 Mart öncesi, CHP adayý olup ama CHP’nin; “PKK/PYD’ye ve FETÖ’ye destek veren, oy için baðýmsýz Türkiye düþmanlarýyla kol kola giren” kronik tutumunu hiç üzerine alýnmayan, buna karþýlýk “herkesi kucaklayan, sevgi sembolü pirüpak bir profil” ortaya koymaya çalýþtý.

Ancak þaibeler sebebiyle baþlayan itiraz süreci ve özellikle de seçimin iptaliyle birlikte, “seçime kadar” ayarlanmýþ makyaj hýzla döküldü.

Karþýmýzda, kamuoyu önünde ve ekran gerisinde; birbirinden tamamen farklý bir profil vardý.

 

At gözlüklüler güruhu

Daha da vahimi, bu ikiyüzlülüðün, bize karþý “dürüstlük abidesi” kesilen o yandaþ medya tarafýndan da aynen desteklenmesiydi.

31 Mart’tan sonra daha da belirginleþen bu çürümenin yakýndan görülmesi bakýmýndan geçen akþamki ortak yayýn önemliydi.

Ama devlet temsilcisine “Ýt” deyip, kývýrma “basit”liðini, STV’de yýllarca harcadýðý mesaileri gizleyerek, “FETÖ ile Hiç alakam olmadý” yalanýný ve “evrakta sahtekarlýk” anlamýna gelen, alakasýz görsel malzeme ile “Sayýþtay Raporu þovunu” ekranda sergileyerek, 82 milyonun tamamýna hakaret etmiþ oldu.

“At gözlüklü”yandaþ grubu da, bütün bu yalanlara mum yakmaya devam etti.

Bu mesleðe yýllarýný vermiþ zevatýn, Ekrem Ýmamoðlu’nun yalanlarýna maske olmak için ekranlarda nasýl “8” çizmeye çalýþtýklarýný gördükçe þok oluyorum.

“Ýt”meselesi baþta olmak üzere bütün yalanlarýný adý gibi bilenler, “dilsiz þeytan” olmayý tercih ediyorlar.

Keþke bu kadar basitleþmeseydiniz…