Kitap okumuyor, tembel adam... Kitap okumamanýn bir sonucu olarak karþýmýzda duran cehaletiyle yüzleþmiyor, “baðýþlanmaya” hazýr olduðunu bildiði için de desteksizce atmaya devam ediyor ama ayný “tembelliði” FETÖ tapelerinden esirgiyor.
Bir de müthiþ özgüven... “Parvus Efendi” gibi çift taraflý bir ajana “Türkiye’nin deðeri” dedirtiyor.
Hayýr, yol kazasý deðil... “Cehaletin verdiði gülünçlük” diyeceðim ama bu da deðil...
Cehaletiyle maruf bir siyasetçi olarak kalsaydý, yaptýðý gülünçlüklerle damaklarda hoþ tatlar býraksaydý, sadece eðlendirseydi, bu yazýya gerek kalmayacaktý.
Okuduðu son kitap 1950’lerde intiþar etmiþ “Ýnce Memed”miþ...
Kitap okumuyor ama çok güzel FETÖ tapesi okuyor. Bu konuda hiç tembel deðil.
Kaç kez tecrübe ettik:
Meclis’te okudu...
Salý konuþmalarýnda okudu...
Basýn toplantýlarýnda okudu...
Mitinglerde okudu...
Madem okuyabilme ve bir konu hakkýnda enine boyuna fikir sahibi olabilme hünerlerine sahip, bundan sonra bize düþen baðýþlanmasýna kesin gözüyle baktýðý “cehaletiyle” (cehaletinin kaynaklarýyla) onu yüzleþtirmek olmalýdýr.
Önceki gün Lozan anlaþmasýnýn yýldönümüydü...
Ebette önemli gün ve yýldönümlerinde açýklama yapmak gerekir.
Kemal Kýlýçdaroðluda öyle yaptý.
Sosyal medya hesabýndan (anlayacaklarý dille söylersek) þöyle bir paylaþýmda bulundu: “Osmanlý'nýn Sevr antlaþmasý ile kaybettiði Anadolu'yu bize yeniden kazandýran Lozan antlaþmasý'nýn 94. yýlý kutlu olsun!”
Olsun da, Sevr yürürlük kazanmýþ bir anlaþma deðildi ki!
Hatta bir anlaþma bile deðildi.
Biz Anadolu’yu (ve Trakya’nýn önemlice bir bölümünü), Kemal Bey’in zannettiði ve ileri sürdüðü gibi Sevr’le deðil, Mondros Mütarekesi’yle kaybettik.
Mondros Mütarekesi’nin altýndaki imza sahipleri malumdur. Biri, milli mücadele döneminde “Meclis Hükümeti”nin Baþbakanlýðýný yapmýþtýr. Atatürk’ün yakýnlarýndan biridir.
Hal böyleyken (Cumhuriyeti yücelteceðim derken), Osmanlý’ya laf sokmak da ne oluyor?
Kýlýçdaroðlu, fýrsatçýlýðý ve laf sokmayý býraksýn da, önce Sevr’le Mondros Mütarekesi arasýndaki farký, sonra da “kutlu zafer” Lozan’la “kaybettiklerimizi” öðrensin.
Bilmiyorlar, desteksizce sallýyorlar, “cahil” deyince de mahkemeye koþuyorlar.
Hatýrlarsanýz, geçen yýl Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn bir beyaný üzerine Lozan meselesi yeniden gündeme gelmiþ, Kýlýçdaroðlu da bu iþlerden çok anlýyormuþ gibi, çýkýp þöyle bir açýklama yapmýþtý: “Lozan, Türkiye'nin tapu senedidir. Biz Lozan'ý savunuyoruz onlar Sevr'i savunuyorlar...”
Doðrudur...
Lozan bir tapu senedidir ama kötü bir tapu senedidir. Ali Þükrü Bey’in dediði gibi, “daha iyisi olabilirdi...”
Kemal Bey’e ek bilgi:
Trabzon milletvekili Ali Þükrü Bey, Lozan aleyhtarý tutumu nedeniyle öldürülmüþtür. Bu cinayetle birlikte karýþan ve Lozan’a sýcak bakmadýðý için “problem” olarak görülen Meclis Nisan 1923’te Mustafa Kemal Paþa tarafýndan feshedilmiþ, muhaliflerin yer almadýðý yeni bir Meclis kurulmuþtur. Lozan’ý onaylayan bu Meclis’tir. Ama Ýngilizler iþi aðýrdan almýþ, Meclis’imizin sektirmeden onayladýðý anlaþmayý imzalamak için “Hilafet”in kaldýrýlmasýný beklemiþlerdir. Yani bir kazýk daha atarak tapuyu daha da kötü hale getirmiþlerdir.
Lozan’ýn “kötü bir tapu senedi” olduðuna en büyük kanýt, Mustafa Kemal Paþa’nýn sonradan Musul ve Hatay konusunda birtakým giriþimlerde bunmasýdýr.
Musul’a güç yetirememiþtir ama Hatay’ý Fransýz boyunduruðundan kurtarmasýný bilmiþtir. Tapuyu onarmaya çalýþmýþtýr...
Bugün baþýmýzdaki gailelerin (terör, sýnýrlarýmýzdaki kaotik durum, vs) temelleri, Lozan’da atýlmýþtýr.
Dönemin yöneticileri, bugün ne tür problemlerle karþýlaþacaðýmýzý (Ýngilizlere fazla güvendikleri için) ne yazýk ki öngörememiþlerdir.
Bugün, Lozan’ýn bir kazýðý olarak baþýmýza sardýrýlan PKK/PYD/DEAÞ belasýyla uðraþýyoruz.
Fýrat Kalkaný Operasyonuiþte bu nedenle (hem sýnýr güvenliðini saðlamak, hem de tapuyu onarmak için) yapýlmýþtýr.
Bu “önemli” operasyonu Kýlýçdaroðlu’nun “Sevr’ci” ilan ettikleri gerçekleþtirmiþtir.
Kýlýçdaroðlu gibi çakma Lozan’cýlar da (“tapuyu onaran” bu giriþime) karþý çýkmýþtýr.
Devamýný söylemeye insanýn dili varmýyor ama...
Demek ki sadece “cahil” deðilmiþ!