Kýbrýs’ýn AB dönem baþkanlýðý sona erdi, 1 Ocak’tan itibaren bu görevi Ýrlanda üstlenecek.
Kýbrýs’ýn dönem baþkanlýðý sýrasýnda, bilindiði gibi Türkiye-AB iliþkileri neredeyse askýya alýnmýþ vaziyetteydi. Aslýnda Kýbrýs konusu AB-Türkiye iliþkilerinin tam merkezinde yer alan ve tüm sorunlara kaynaklýk eden bir konu, yani dönem baþkanlýðý ile ilgili geçici bir durum söz konusu deðil. Bununla birlikte, Komisyon’da bekleyen bazý müzakere baþlýklarýnýn sonuçlarý alýnabilirdi, tabi Kýbrýs’ýn böyle bir önceliði olmadýðý için iliþkiler altý aylýk bir süre kaybetti.
Bu anlatýmdan kaybýn sadece altý ayla sýnýrlý olduðu sonucu çýkmamalý. Zira henüz Kýbrýs ile iliþkisi bulunmayan ve Sarkozy vetosu olarak bilinen müzakere baþlýklarýnýn bile açýlacaðýna dair güçlü bir iþaret bulunmuyor.
AB belgelerine yeniden ‘katýlým’ sözcüðünün girmesi, belki AB’nin hala Türkiye’den umudunu kesmediðini göstermesi bakýmýndan önemli. Ancak hem Türkiye hem de AB’nin artýk daha somut adýmlar atmasý gerekiyor.
Türkiye’nin durumu
Türkiye’nin, kýsa vadede bir kaç beklentisi olduðu söylenebilir. Fransa’nýn vetosunu kaldýrmasý ve iki üç müzakere baþlýðýnýn açýlmasý, Türkiye’nin aday ülke sýfatýyla toplantýlara davet edilmesi ve vize kolaylýklarý.
Bunlardan ilki için diplomatik giriþimler baþladý, ikincisi için ilk çaðrý geldi, üçüncüsü ise pazarlýk masasýnda. Vize kolaylýðý karþýlýðýnda, Türkiye’nin geri alým anlaþmasýný onaylamasý isteniyor. Yani Türkiye vatandaþlarýnýn AB ülkelerine kolay girmesi karþýlýðýnda, Türkiye’nin de AB’ye Ortadoðu’dan gelen göçmenleri ülkesine kabul etmesi gerekiyor. Türkiye, Afganistan’dan geleni Afganistan’a geri gönderebilse, sorun olmayacak. Sorun, geri alým anlaþmasýnýn göçmenlerin AB’ye en son giriþ yaptýðý ülkeye geri gönderilmesini öngörmesinde. Yani Türkiye’den geçenler Türkiye’ye iade edilir; Türkiye onlarý köken ülkelerine göndermezse hepsi bizde kalýr
Bu pazarlýklarýn býktýrýcý olduðuna þüphe yok. Ancak tek býkanýn Türkiye olmadýðýný belirtmek lazým. Dönem baþkanlýðýný býrakýrken Kýbrýs adýna konuþan Hristofyas’ýn da fazlasýyla bunalmýþ olduðu anlaþýlýyordu. AB’nin Kýbrýs’ý sýrtýndan hançerlediðini söyledi.
Kýbrýs’ýn durumu
Hristofyas’a göre bazý Avrupa ülkeleri Kýbrýs’a güvenmiyor, Rus mafyasýyla iþ yaptýklarýný ve para aklama iþleriyle uðraþtýklarýný ileri sürüyorlarmýþ. Bu kadar kýzdýðýna göre bu iddialarýn yalan olduðunu savunuyor olmalý.
Bu konuþma sýrasýnda Kýbrýs’ýn neden AB’ye üye alýndýðýný soran olmuþ mudur, bilinmez. Ancak her halde AB’nin ekonomik ve siyasal yapýsýna büyük katkýlar saðlayan bir ülke olduðu için AB’ye girmemiþti Kýbrýs. Stratejik nedenler aðýr basmýþ, bu arada tam da Hristofyas’ýn kýzdýðý iþler yapýlsýn diye bu ada, daha ziyade adanýn yarýsý AB üyesi olmuþtu.
Stratejik görevini bile tam olarak baþaramadý Kýbrýs; AB Kýbrýs’ý üye aldý diye bir Akdeniz gücüne dönüþmedi. Þimdi ekonomik olarak sýkýntýda ve kendisini kurtaracak AB ülkelerinin hesap sormasýndan rahatsýz. Bu arada tahminen Almanya, týpký Yunanistan’a yaptýðý gibi Kýbrýs’ý da çileden çýkartacak taleplerde bulunuyordur.
Belki askeri üs, ekonomik ayrýcalýk, satýn alacak toprak falan istemiþtir Almanya; Yunanistan’dan istediði gibi. Muhtemelen Kýbrýslýlar da Yunanlýlar gibi Almanya’yý fýrsatçýlýkla suçluyordur. Ama ayný fýrsatçýlýðý üye olurken Kýbrýs lehine yapmýþlardý; onlar unutulmuþ olmalý.
Görüldüðü gibi ister aday olsun ister üye, AB devletlerarasý müzakere ve pazarlýklarýn bitmediði bir yer. Neyse ki öyle; zira müzakerenin olduðu yerde çatýþma olasýlýðý düþük oluyor. Umalým ki Türkiye ile de yeni müzakere baþlýklarý açýlsýn.