Ne zamandýr Kýbrýs’a gidesim vardý. “O zamandý, bu zamandý” derken sevgili dostum Ayfer Yavi “Nisan sonu enginar festivali varmýþ ona gidelim mi” deyince harekete geçtik. 20 yýlý aþkýn zamandýr ayak basmamýþtým adaya. Ýstanbul, Ankara, Ýzmir ve Adana’nýn yaný sýra Antalya’dan da uçuþ var Ercan Havaalaný’na. Kimlikle seyahat ne güzelmiþ; ne pasaport, ne dil problemi, ne çýkýþ harcý, ne döviz alma telaþý. Anakaradaki bir kente gider gibi gidiyorsunuz Kýbrýs’a.
Ayfer, Slow Food gruplarýndan (convivium) Yaðmur Böreði’nin kurucusu ve baþkaný. Yeniboðaziçi beldesinin Citta Slow (Yavaþ Þehir) olarak tescillenmesi ve beldede bir de convivium kurulmasý için destek veriyor. Adadaki ekip Ayfer’e o kadar çok deðer veriyor ki saðolsunlar bizi krallar gibi aðýrladýlar, gezdirdiler, doyurdular. Hem de ne doyurmak!
BÜYÜK HAN CIVIL CIVIL
Antalya’dan 40 dakika süren uçuþ sonrasý adaya ayak basmýþtým. Ayfer’in uçaðý öðle saatlerinde varacaðý için havaalanýndan KKTC’nin tüm þehirlerine kalkan Kýbhas otobüsüne binip Lefkoþa’ya (8.50 TL) gittim, çantamý ofistekilere emanet edip elimi kolumu sallayarak merkeze yürüdüm. Niyetim Lefkoþa’nýn önemli turistik yerlerinden Büyük Han’ýn tarihi atmosferinde Kýbrýs’ýn ünlü hellim böreðinden yemekti.
1572’de, Kýbrýs’ýn Osmanlýlarca fethinden bir yýl sonra inþa edilen, ortasýndaki avlu, avludaki mescit ve çeþmesiyle önemli bir tarihi eser olan han, bir dönem hapishane, daha sonra barýnak olarak kullanýlmýþ. Uzun bir restorasyon döneminden sonra restoranlar, kafe ve hediyelik eþya dükkanlarýyla cývýl cývýl bir merkeze dönüþtürülmüþ. Öðle saatlerinde handa buluþup evsahiplerimiz Bedia Balses ve eþi Veral Çeliker ile birlikte birer kahve içip yine restore edilmiþ olan eski Belediye Pazarý’ný (Bandabulya Çarþýsý), Lüsinyen Evi ve Selimiye Camii’nin (Aya Sofya Katedrali) bulunduðu bölgeyi gezdik.
Ýlk akþam Yeniboðaziçi Belediye Baþkaný Cemal Biren ve eþinin davetlisi olarak katýldýðýmýz yemekte nefis Kýbrýs meze ve yemeklerinin tadýna baktýk. Ilýk olarak sofraya gelen enginar pilakiyi tat daðarcýðýmýzda ayrý bir yere koyduk!
Festival haftasonuydu... Mormenekþe’deydi. Mormenekþe, Salamis bölgesine baðlý, bin nüfuslu bir köy. Köy dediðime bakmayýn, Kýbrýs’ýn köyleri bizim köylerimizden çok farklý. Bir kýsmý tarýmla geçiniyor olsa da köyde yaþayanlarýn pek çoðu devlet dairelerinde veya özel sektörde çalýþýyor. Nüfusunun büyük kýsmý 1974’te Güney Kýbrýs’taki Mormenekþe Köyü’nden göç etmiþ. Kuzey Kýbrýs’a ilk enginar köklerini de onlar getirmiþ. Cuma günü Mormenekþe Kadýnlar Birliði’nin bazý üyeleriyle tanýþtýk. Evlerine konuk olduðumuz hanýmlar bizim için ada lezzetlerinden enginarlý lalangý, nor böreði, hellim böreði, simit (irmik) helvasý, tuzlu katmer, piruhi ve kabak bittasý hazýrladý.
Enginar diyarý olarak bilinen Mormenekþe Köyü’nün en önemli etkinliklerinden olan Enginar Festivali, kortej ve köy meydanýna dikilen enginar anýtýnýn açýlýþýyla baþladý. Nazime Balses’in hazýrladýðý “Geçmiþten Esintiler” konulu gelinlik sergisinin de açýldýðý ilk günde konuþmalar yapýldý, yerel müzikler dinlendi, köyün gençleri yöresel halk oyunlarýný sergiledi.
Tabii ki festival alanýnda yöresel lezzetlerin satýldýðý standlarýn ziyaretçisi eksik olmadý. Enginarlý lezzetlerin (enginarlý bulgur köftesi, börek, bitta, turþu, macun gibi) yaný sýra hamuriþleri, tatlýlar, börekler, Kýbrýs’ýn ünlü kebaplarý... Mormenekþe Kadýnlar Birliði’nin katkýda bulunduðu festivalin ikinci gününde Ayfer Yavi, Yaðmur Böreði Convivium’u olarak ilköðretim okullarýnda yaptýklarý eðitimleri anlattý. Sonra, çevre köyleri ziyarete gidip enginar yemekleri yarýþmasý için yeniden festival alanýna döndük. Erkeklerin de katýldýðý yarýþmada muhallebiden köfteye, humustan mantýya, kurabiyeden dondurmaya pek çok enginarlý lezzet birincilik için yarýþtý.
Kýbrýs’ta bulunduðumuz günlerde nereye gitsek bir festival veya “ekogün” düzenlendiðini gördük. Haftasonlarý köyleri birer panayýr alanýna çeviren etkinlikler çok seviliyor, böylece sadece yöre halký deðil ziyaretçiler de yerel lezzetleri tatma, yöresel ürünler satýn alma þansý buluyor.
DÜNYANIN EN ESKÝ BALIK PAZARI
MORMENEKÞE’NÝN baðlý olduðu Salamis bölgesine gitmiþken geçmiþi M.Ö. 11. yüzyýla kadar giden Salamis Harabeleri’ni mutlaka görün. Kuzey Kýbrýs’ýn en önemli ören yerlerinden. Kral mezarlarýnýn ortaya çýkarýldýðý nekropoliste bulunan ölü armaðanlarý Salamis’in zenginliði hakkýnda fikir veriyor. Limanda kurulmuþ olmasý nedeniyle bir de balýk pazarý var. Geçmiþ yýllardaki kazýlarda ortaya çýkan balýk pazarýnýn çevre duvarlarý ve muhtemel tezgahlarýnýn bakým ve onarým çalýþmalarý geçtiðimiz yýl tamamlanmýþ.
KIBRISLILARIN ACILARI BU EVDE
1974 yýlý, öncesi ve sonrasýnda yaþananlarý Kýbrýslý olmayan birinin anlamasý zor. Adada geçirdiðimiz günlerde dinlediðimiz hikayeler öyle hüzünlü ki yaþanan acýlarýn hala ne kadar canlý olduðunu görmemek imkansýz. Melandra Evi de bu acýlarýn dostlukla þifalandýrýlmasý amacýyla mimar Mustafa Kýralp ve eþi Leyla Haným tarafýndan kurulmuþ. Bina Mustafa Bey’in Baf’ýn Melandra Köyü’nde doðup büyüdüðü evin bir kopyasý. Eþyalar ada kültürünü gençlere tanýtmak amacýyla Kýbrýs’ýn çeþitli yerlerinden toplanmýþ. Orayý gezdikten sonra Leyla Kýralp’in gerçek bir öyküyü anlattýðý Paylaþtýðýmýz Islak ve Beyaz Mendil adlý kitabýný satýn aldýk.