"KKTC Cumhurbaþkanlýðý'nýn ne doðru dürüst bir binasý, külliyesi var veya parlamento binasý var. Biz bunu KKTC'ye yakýþtýrmýyoruz. Cumhurbaþkanlýðý Külliyesi'ndeki bina Ýngilizlere ait gecekondu. Þimdi KKTC Cumhurbaþkanlýðý Külliyesi ile ilgili adýmýn proje çalýþmalarý bitti ve inþasýna da inþallah yakýnda baþlýyoruz. Ýstiyoruz ki bir millet bahçesi de yapalým. Devlet olmanýn iþte ifadesi budur. Bu projeyi hayata geçirerek, nasýl bir Kuzey Kýbrýs devleti varmýþ birilerinin görmesi lazým. KKTC'nin ilan edildiði bu tarihi binanýn da müze haline getirilerek yeni nesillere býrakýlmasýnýn isabetli olacaðýný düþünüyorum".
Cumhurbaþkaný Erdoðan Kýbrýs Barýþ Harekatýnýn 47'nci yýldönümü için gittiði Lefkoþe'de beklenen müjdesini bu cümlelerle duyurdu.
Müjdenin ne olacaðýna dair yürütülen tahminlerin tamamý boþa çýktý. Ben dahil bunu tahmin eden olduðunu sanmam.
Ezberci muhalefet anýnda ezberini tekrar etti. Para-pul, mücahit-müteahhit, beton-vatan esprileri yapýp kendilerince eðlendiler. Çýkýlan yolun nereye varacaðýný hesap etmeden, uðranýlan duraklarýn anlamýný ve gereðini düþünmeden konuþtular. Sonradan çok utanacaklar.
Hal bu ki garantör devlet Türkiye'nin Cumhurbaþkaný olarak Erdoðan orta ve uzun vadede tanýnmýþ, ekonomik diplomatik akademik her manada dünyayla entegre olmuþ, Kýbrýslý Türklerin kendi pasaportlarýyla seyahat ettikleri, dünyanýn her yerinden uçaklarýn Lefkoþa Havalimanýna indiði bir Kýbrýs Türk Cumhuriyeti'ni tuðla tuðla inþa ediyor.
Kýbrýs Türklerinin ve Rumlarýnýn adayý birlikte yönetmelerini öngören planýn Rumlar tarafýndan tek taraflý olarak feshedildiði günden beri Kýbrýs'ýn adý, içinde "sorun", "plan", "çözümsüzlük" kelimelerinin olmadýðý hiçbir cümlede geçmez oldu.
53 yýldýr sürdürülen bir müzakere süreci var.
Çözüm yok. Çünkü masa ile saha uyumsuz.
Bütün bu zaman diliminde deðiþmeyen bir þey var. 1930'lardan bun yana Rumlar Kýbrýs'ý Türklerinden arýndýrmak ve Yunanistan'la birleþtirmek hayalinden vaz geçmiyor. Enosis için Kýbrýs'ýn diðer eþit sahibi Türklerin hakkýna, hukukuna tasallut ettiler. Dýþladýlar, yok saydýlar.
Türkiye hem tarihi siyasi askeri manada, hem de garantör devlet olarak hukuki manada buna izin vermeyeceði için elini Kuzey Kýbrýs'ýn üzerinden çekmiyor.
1974 Barýþ Harekatý bunun için yapýldý. Bunun için sabýrla yapýcý biçimde müzakereler yürüttü. 2004 Annan Planýna "evet" dedi. Çözümsüzlüðü siyaset belleyen Rum kesimi ise Avrupa Birliði tarafýndan ödüllendirilerek üye yapýldý. Kýbrýslý Türklere zulmeden, katleden, hakkýna hukukuna tasallut eden Rumlarý, üstelik AB hukukuna aykýrý þekilde üye yaptý AB. Sorunu iyice büyüttü.
Buna raðmen 2017'de Crans-Montana'daki müzakerelere Türk tarafý iyi niyetle ve sabýrla katýldý. Yine çözüm çýkmadý.
Çýkamazdý çünkü Kýbrýs'ta iki ayrý devlet var sonuçta.
Ýki taraf da bundan vazgeçmek istemiyor. Federasyon yahut konfederasyon üstüne konuþmak vakit öldürmekten baþka anlam taþýmýyor.
Bu yüzden "bir 50 yýl daha kaybetmeyeceðiz" dedi Cumhurbaþkaný Erdoðan. Türkiye ve Kýbrýs Türk Devleti yeni bir yolda artýk. Erdoðan'ýn ifadesiyle "egemen eþitliðe dayalý, yan yana yaþayan iki devlet" anlayýþýný içeren "iki devletli çözüm modeli"ni savunuyor.
Ve gereðini yapýyor.
Bunu hayata geçirmek için de kimseden icazet almak, acaba ne derler, tepki mi olur gibi ikilemlere düþmüyor.
Kýbrýs Türk Cumhuriyeti'nin kurumsal varlýðýnýn oluþmasý için adýna ve iddiasýna yaraþýr bir binaya ihtiyaç olduðunu söylemeye ne hacet. Kýbrýs Türklerinin iradi temsilini saðlayan Meclis binasý için de geçerli bu.
Akdeniz'in en güzel sahillerinden birine sahip olan Maraþ'ýn parça parça açýlacak olmasý da öyle. Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn Maraþ'ta mülkü olan Rumlara ve Maraþ'ta yaþamak isteyen Türklere yaptýðý çaðrýyý bilhassa çok akýllýca buldum. 47 yýldýr içten içe çürüyüp kararan binalarýn yýkýlmasý an meselesi. Kýbrýslý Rumlarýn binalarýný yeniden yapmasý ve tapusunu almasý yahut alýcýsýna satmasý yeni sürecin püf noktasý.
Devletin aklý ve iþ bilir pratiði çok güzel iþliyor.
Sadece Türkiye tarafýndan tanýnmasýna raðmen 38 yýldýr bayraðýný dalgalandýrmayý baþaran Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti ispatlýyor.
Türkiye büyük devlet. Bekasýna, hakkýna hukukuna, namusuna el uzatan iflah olmaz. Türkiye'yi yanýna alabileninse sýrtý bir daha yere gelmez.