Kifayetsiz muhteris mebus Ekrem Bey’in rezillikleri!

Rize Mebusu Ekrem Bey günlerden bir gün TBMM'ye bir yasa önergesi verir. Önergenin giriþinde Cumhuriyet'in erdemlerini yere göðe sýðdýramaz Osmanlý'yý ise yerin dibine sokar da sokar. Ülkenin ve milletin geri kalmasýnýn bir tek nedeni vardýr o da Osmanlý! Öyleyse Osmanlý'nýn bütün  izleri silinecektir:

"Gerek Ýstanbul gerek Ankara ve bütün kentlerde, Osmanlý dönemine ait tuðralar ve halkýný tutsak eden hükümdarlara yazýlan övgüler nice binanýn giriþ kapýsýnýn üstünde sanki halkýmýzla alay edercesine ve cumhuriyetimize meydan okurcasýna hala durmaktadýr...Bu tuðra ve levhalarýn çocuklarýmýzý zehirlemelerine artýk izin veremeyiz. Dolayýsýyla bu tuðra ve padiþahlara övgülerle dolu levhalarýn  kaldýrýlmasýna ve yerlerine Cumhuriyet armasý konulmasý ile ilgili 29.2.1926 tarih ve 2/245 sayýyla yasa önerisi yüce meclisimize sunulmaktadýr."

Meclis bu deli saçmasý yasa önerisinin tarih ve kültür açýsýndan deðerlendirilmesi için  Milli Eðitim Encümenine gönderilmesine karar verir.  Kýsa bir süre sonra encümenin kararý gelir: Encümen bu yasa önerisinin çok önemli, gerek kültür gerekse de tarihimizi yakýndan ilgilendirdiði kanýsýna varýr. Sanatsal deðeri olan levha ve yazýlarýn üstünün örtülmesine (!) diðerlerinin, özellikle de tuðralarýn kazýnarak yok edilmesine karar verirBöylece TBMM  "iþbu yazý, levha ve tuðralarýn kazýnarak yok edilmesine yerlerine cumhuriyet armasý ve cumhuriyeti öven yazýlarýn konmasýna..." konulu yasayý kabul eder. 

Sadece bir tek soru önergesi verildi. O da Galatasaray lisesinin bahçesinde Sultan II. Mahmud'a ait kitabenin kaldýrýlýp kaldýrýlmayacaðý yönündeydi. Bu soru cavepsýz kaldý çünkü kimse ne diyeceðini bilmiyordu. Yasaya evet diyenlerin  büyük çoðunluðu sýrf cumhuriyete karþý olduðu sanýlmasýn (!) diye sesini çýkarmamýþtý. Önerge yasalaþtýktan sonra, Mehmet Emin (Yurdakul) Bey Ekrem Beye dönerek:

"Beyefendi yetkiyi aldýnýz artýk kýrýp dökebilirsiniz", der ve meclisi terk eder.

Bu yasaya dayanarak artýk nerede bir Osmanlý eseri varsa onun alnýndaki kitabeler kazýnacak, tuðralar yok edilecektir. Hatta diðer uygarlýklardan kalan eserlerin bile kimi yerel yöneticilerin cehaletine kurban edilerek yýktýrýldýðý, bazýlarýnýn sökülüp depoya kaldýrýldýðý görülecektir.  Bu arada kimi camilerin buðday ambarý yapýldýðý yönünde söylentiler halkta huzursuzluðun iyice artmasýna neden olur.

Bürokratlar belediye iþçilerini seferber eder ve kitabeler, yazýlar ve tuðralar kýrýlýp dökülür birbiri ardýna. Üzerinde"Maaþallah" ya da "Allah nazardan korusun" yazan küçük yazýlar bile sökülüp çöpe atýlmýþtýr!

Askeri birliklerde özelikle Sultan Abdülaziz ve Abdülhamid'in tuðralarý bir gecede sökülür. Orhaniye tabyasýnda kazýlmýþ kitabenin üstüne eðreti bir ay yýldýz yerleþtirilir...

Neden sonra, halktan sesler iyice yükselmeye baþlayýnca, Mustafa Kemal'im emriyleBaþbakan Ýsmet Ýnönü yazýlý bir emir gönderir bütün  illere ve öncelikle buðday ambarýna dönüþtürülen camilerin boþaltýlmasýný ister.  Sonra da Osmanlý eserlerine verilen tahribatý durdurun der.  Ancak tahribat sürer ta ki 31 Ocak 1938' de, Mimar Sinan'ýn deðerli eseri Mihrimah Ýmareti'nin yýkýlmasý üzerine Ýnönü ikinci bir emir daha yollar  ve tahribatýn durmasýný emreder, devam edenlerinse tutuklanacaðýný bildirir...

(Yarýn: Ne Yazýktýr ki Çok Geç Kalýnmýþtýr)