Kýlýç Ali, Ismet Inönü’ye ne yazdý

Aný okumaktan hoþlanan çok kiþi var, ama günlüklerin okunma sýklýðý sanýrým o kadar deðil; oysa roman tadýnda okunabilecek günlükler de var. Mesela, Nihat Erim’in günlüðüne hiç göz attýnýz mý?

Nihat Erim’in yakýn tarihimizin ayrýntýlarýnýn anlaþýlmasýnda ve bilinmesinde çok önemli bir yeri olacaðýndan kuþku duyulamayacak olan günlüðü, Prof. Dr. Ahmet Demirel tarafýndan hazýrlanarak, iki koskocaman cilt halinde uzun zaman önce Yapý Kredi yayýnlarýndan çýktý. Erim’in günlüðü erken bir tarihte, ama esasen 1945 yýlýnda baþlýyor ve tâ 1979 yýlýna kadar da sürüyor. Gerçi günlüðün 1925-1944 yýllarýný kapsayan bir kýsmý daha var; fakat bu kýsýmlar hayli seyrek ve günlüðün tümü dikkate alýndýðýnda pek önemli sayýlamaz. Ama bu da doðal, çünkü Erim 1912 doðumlu olduðuna göre, günlük tutmaya sadece on üç yaþýnda iken baþlamýþ demektir. Demek ki, yirmi üç yaþýndan itibaren çok düzenli bir þekilde yaþadýklarýný, gördüklerini ve duyduklarýný kayda geçirmiþ. Büyük bir hizmet. Günü gününe tutulmuþ bu notlar, ailesi tarafýndan yapýlan açýklamaya göre, “sadece kiþisel ayrýntýlar çýkartýlarak” okuyuculara sunulmuþtur. Erim’in günlüðünü okuyacak olanlar; bazen pek kýsa, sadece yazanýn hafýzasýný dinç tutmak amacýyla, ileride yazýlabilecek anýlara temel oluþturacak þekilde tutulan birkaç kelime ya da cümleden oluþan günlük metinlerinden çok farklý; muazzam bilgilerle dolu bir metinle karþýlaþacaklardýr. Bu bakýmdan Erim’in günlüðünün ölümünden çeyrek asýr sonra olsa da yayýnlanmasý, tarihçilere önemli bir kaynak hediye etmek bakýmýndan çok önemli bir giriþim olmuþtur.

Eski defterler yeniden açýlýyor

Elbette  Erim’in bilhassa Ýsmet Ýnönü ile yakýn temasýndan ve onunla olan görüþmelerinden doyurucu bilgiler öðrenmemiz mümkündür. Mesela, Kýlýç Ali’nin Ýnönü’nün Atatürk’ün ölümünden hemen sonra, Cumhurbaþkanlýðý’nýn daha ilk sýrasýnda yönetimden uzaklaþtýrýldýðýný biliyoruz. 1939 yýlýnda yapýlan milletvekili seçiminde liste dýþýnda kalmýþ; bundan sonra pek sesi soluðu çýkmaz olmuþtu. Erim’in 1946 yýlýnýn Temmuz ayýnýn ilk günlerinde günlüðüne yazdýklarý, Kýlýç Ali’nin hâlâ siyaset gündeminde olabileceðini bize göstermektedir. Hemen ünlü ’46 seçiminden önceye rastlayan bir sýrada, anlaþýlan Kýlýç Ali, Ýnönü’ye bir mektup yazmýþtý.

Büyükada’daki politik söylentiler

Erim, Ýnönü ile olan konuþmasýný þöyle kayda geçirmiþ: (1 Temmuz 1946) “Büyükada’da kulübe gidip gelen Demokratlarýn küstah ve kendilerinden emin hallerini anlatýnca, Kýlýç Ali’nin Ýnönü’ye bir mektup yazdýðýný duyduðumu, hatta neler yazmýþ olduðunu dahi hikâye etmekte olduðunu bana anlattýklarýný söyledim.” Sadece iki gün sonra bu meselenin yine konuþulmaya devam ettiðini de görüyoruz: (3 Temmuz 1946) “Ýnönü bana Kýlýç Ali’nin mektubu hakkýndaki duyduklarýmý tekrar ettirdi. ‘O mektubu ve cevaplarý neþrettireceðim; ne dersin?’ dedi. Mektubu getirtti. Okudum. [Fakat maalesef Erim burada mektupta yazýlanlarý meâlen de olsa kayda geçirmemiþ]. Ýnönü; ‘Tecavüz ve alay var. Bir takým vak’alar zikrediyor.’ Ýnönü, hepsinin yalan olduðunu söyledi. Kýlýç Ali, bundan dört ay evvel (Þubat’ta) kendisine bir mektup yazmýþ. ‘Artýk adam oldum; sana hasretim; beni yanýna al’ diyor. Hepsini neþretmek istediðini söyledi. ‘Ne dersin?’ dedi. Mahzur olarak hatýrýma gelenleri anlattým. ‘Faydasý hakkýnda birden karar veremiyorum’ dedim. O, ‘birden karar verdim; neþredeceðim’ dedi. Baþbakan nutkunu söyledikten sonra neþredilecek, Tanin gazetesinde. [Tanin gazetesi Hüseyin Cahit Yalçýn tarafýndan çýkarýlýyordu].

Ýnönü yayýmlamaktan neden vazgeçti

Hüseyin Cahit’e ve Falih Rýfký’ya [Atay-Ulus gazetesinin baþyazarýydý] mektupta küfürler var.” Ýþin arkasýnýn gelmediðini de yine Erim’in bu kez 8 Temmuz tarihli notundan öðreniyoruz: “Falih Rýfký [Atay] söyledi. Ýnönü, Kýlýç Ali’nin mektubunu neþirden vazgeçmiþ. Sebebi: Ýçinde eski Bahriye Vekili Topçu Ýhsan’ý [Eryavuz] þahit tutan þeyler var. Ýnönü, ‘yalan’ diyor. Ya Ýhsan, ‘doðrudur, böyle oldu’ derse diye düþünüp, Ýnönü’yü neþirden vazgeçirmiþler.” Mektubun içeriðini bilemiyoruz; fakat Ýhsan Eryavuz’un þahit gösterilmesi, meselenin belki de zamanýnda ünlü Yavuz-Havuz davasýyla ilgili olabileceðine iþaret etmektedir.

ÝNÖNÜ, ÇOCUKLARINI ÖZLÜYOR

Erim’in 10 Aralýk 1946 tarihli günlüðünde Ýnönü’nün özel hayatýna iliþkin küçük bir ayrýntý bulunuyor. Birlikte okuyalým: “Bizi Çankaya’ya öðle yemeðine götürdü. Üst katta yedik. Hanýmefendi de [Mevhibe haným] beraberdi. Amerika’da bulunan oðlu Ömer’den mektup gelmiþ. Paþa mektubu okudu. Mektubu öptü. Bana, ‘senin baban da böyle yapýyordur; bize bu ayrýlýk pek aðýr geldi’ dedi. Ömer, annesine de yazmýþ. Paþa, onu da okudu. ‘Bak, annesine baþka güzel þeyler yazýyor’ dedi. Ömer, otomobil istiyormuþ. Paþa, ‘döviz göndermek lâzým; onun için vazgeç’ demiþ. Ben, ‘Doðru deðil, Paþam; Amerika’da otomobil adeta ayakkabý kadar lüzumludur. Hele Ýnönü’nün oðlu için otomobilsizlik anlaþýlmaz bir þeydir.’ dedim. Paþa, ‘Ben oðlumdan otomobil parasýný esirgemem. Fakat talebedir. Usul harici döviz nasýl gönderilir?’ dedi. Sonra ben, ‘Bunun çaresi bulunabilir. Amerika’da Ömer’in adeta bir de temsil vazifesi vardýr. Türkiye Devlet Reisi’nin oðludur. Her hareketi, her hâli, ya lehimizde yahut aleyhimizde propagandadýr.’ dedim. Bunun üzerine Paþa, ‘Bakalým, Baþbakan (Recep Peker) ile görüþeyim. Otomobili kendime alabilirsem, Ömer orada kullanýr. Gelirken buraya getirir.’ dedi.  Yemek esnasýnda küçük oðlu Erdal ile kýzý Özden’i de çaðýrdý. Gelecek sene Erdal da Ömer’in yanýna gidecekmiþ. Hanýmefendi, ‘ikisine birden dayanmak zor olacak’ diyor. ‘Hanýmefendi, Ömer’e mütemadiyen telkinler yapýn. Orada evlenip gelmesi tehlikesi vardýr’ dedim. ‘Amerika gençler için baþ döndürücü bir memlekettir. Sýk sýk mektup yazýyoruz. Daima buranýn havasý içinde bulunduruyoruz.’ dedi.”

NÝHAT ERÝM KÝMDÝR?

Nihat Erim, Galatasaray Lisesi’ni, ardýndan Ýstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Paris Hukuk Fakültesi’nde doktora yaptý. 1939 yýlýnda Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kamu hukuku doçentliðine atandý. 1941’de ise profesörlüðe yükseltildi.

1945- 1950 yýllarý arasýnda CHP milletvekili olarak Meclis’te bulundu; Ýkinci Hasan Saka Hükümeti’nde Bayýndýrlýk Bakanlýðý, Þemsettin Günaltay Hükümeti’nde Baþbakan Yardýmcýlýðý yaptý.  CHP, muhalefete geçtikten sonra partinin yayýn organý olan  Ulus’un baþyazarlýðýný üstlendi. Bu gazetenin 1953’de kapanmasý üzerine 1955’e kadar Yeni Ulus ve  Halkçý gazetelerini çýkardý.  1961’de CHP milletvekili olarak yeniden Meclise döndü. CHP içinde Bülent Ecevit’in baþlattýðý Ortanýn Solu hareketine katýldý; daha sonra CHP’den ayrýlarak,  Cumhuriyetçi Güven Partisi’ni kuran Prof. Dr. Turhan Feyzioðlu’yla birlikte hareket etti.

12 Mart 1971 Muhtýrasý’nýn ardýndan CHP’den ayrýlmasý koþuluyla hükümeti kurmakla görevlendirildi. 26 Mart 1971’de kurduðu partilerüstü hükümet 3 Aralýk 1971’de istifa etti. Yeniden hükümeti kurmakla görevlendirildi; ikinci hükûmeti 22 Mayýs 1972’de çekildi. 1977 yýlýna kadar Cumhuriyet Senatosu’nda kontenjan senatörü olarak bulundu. 1980 yýlýnda Ýstanbul Dragos’taki evinin yakýnýnda Mahir Çayan ve arkadaþlarýnýn intikamýnýn alýnmasý adýna  Dev-Sol militanlarý tarafýndan suikasta uðradý ve öldürüldü.

‘12 MART ANILARI’NI DA UNUTMAYALIM

Nihat Erim’in müthiþ bilgi kaynaðý günlüðünün yaný sýra, yine Yapý Kredi yayýnlarýndan çýkan “12 Mart Anýlarý”ný da sakýn unutmayalým ama. 12 Mart dönemini de kapsayan günlüðünün yaný sýra, özel olarak bu dönemde Baþbakan olarak görev almýþ Erim’in bir anlamda kendini savunmasý olarak da bakýlabilir bu anýlara. Raþit Çavaþ’ýn yayýna hazýrladýðý bu metinde, Erim’in resmî konuþmalarý ile Meclis görüþmelerine hayli yer verilmiþ gibi görünmektedir. Bu bakýmdan kanýmca günlükler kadar heyecan verici deðildir. Resmî üslûbu bile terk edememiþ bir metinden söz ediyoruz. Bütün bunlarýn yaný sýra, Erim, eski bir politikacý olarak, Baþbakan olarak, geriye günlükler ve anýlar býrakarak, bizde çok ihmal edilen bir baþka görevini tamamlamýþtýr. Sadece bu bakýmdan bile takdire þayandýr.

YAVUZ-HAVUZ DAVASI

Ýsmet Paþa, Baþbakan olduðunda, “siyaseti ticarete âlet” edenlere mani olmaya çalýþmýþtý. Gerçi hiçbir zaman amacýna tam olarak ulaþtýðý söylenemezdi; fakat 1927 yýlýnda önemli bir yolsuzluk saptanmýþtý: Eskiden Ýstiklâl Mahkemesi baþkanlýðý da yapmýþ olan eski Bahriye Vekili Topçu Ýhsan (Eryavuz)’un bakanlýðý sýrasýnda, ünlü Yavuz zýrhlýsýnýn onarýmý için bir Fransýz þirketi ile yaptýðý sözleþmede rüþvet aldýðý iddiasý sonucunda, Eryavuz, Baþbakanýn isteði üzerine, Divâný Âli’ye sevk edilecek ve yargýlanmasý sonucunda da suçlu bulunarak, iki yýl hapse mahkûm edilecektir.