Avrupa’da baskýn kültür çok çabuk yoruldu, aþýndý, makyajý aktý, hoþgörüsüz hale geldi. Mültecilerin nüfusa ve kültüre tehdit olduðunu fark ettiler. Eskiden olsa kýlýçla meseleyi çözerlerdi. Þimdi ‘asimilasyon’ diyorlar.
Geçenlerde Twitter’da bir Avrupa haritasý paylaþtýk. Yarý þaka, Avrupa’nýn sýnýrlarýný etnik ve dini temellerle yeniden çiziyordu. Haritada en çok ilgi çeken noktalardan biri Sicilya idi ve okurlarýmýz Sicilya’nýn ‘Batý Lübnan’ diye adlandýrýlmasýna takýlmýþtý…
Neden Batý Lübnan ? Sicilya’nýn Lübnan olarak adlandýrýlmasýnýn nedeni yanlýþlýk ya da þaka deðil, tarihi bir gerçekliktir. Bir dönem Sicilya’da Kuzey Afrika - Arap uzantýsý bir Müslüman devleti vardý. Müslümanlar Sicilya’da 827 yýlýnda köprü baþý ele geçirmiþ. Sonra da Sicilya’da 200 yýl süren bir emirlik kurmuþlardý. Ada daha önce Bizans egemenliðindeydi, üç dinin mensuplarý da Sicilya’da temsil edilmekteydi. Bu tarihi ayrýntý Sicilya’yý, etnik ve dini yönden Lübnan kadar karýþýk olmasa da kendi çapýnda ‘Batý Lübnan’ yapmaya yetiyordu.
Peki nereden çýktý Sicilya Arap-Müslüman Emirliði ? 827 yýlýndan söz ediyoruz: Endülüs’teki baþlangýç, Tarýk Bin Ziyad, 711 yýlýnda. Ondan 100 yýl sonra Kuzey Afrika Müslümanlarýnýn kolu, Tunus’tan Sicilya’ya uzanýyordu.
Bu sýrada doðuda Anadolu, Bizans ve Abbasiler arasýnda paylaþýlmýþtý. Daha doðuda Hazar Hanlýðý Karadeniz Kuzeyine uzanmýþtý, Horasandan doðuya Oðuzlar, Yakutlar, Uygurlar, Kýrgýzlar varolma mücadelesi sürdürüyordu.
Avrupa birliðine portakalýn geliþi
Sicilya’nýn Ýtalya, Mafya, kan davasý, ölüm emri, pizza gibi popüler kültür öncesi tarihinin bilmemiz gereken sayfalarý var. Müslümanlar gelmeden önce de Sicilya verimli bir tarým arazisiydi, ama sadece buðday ekilirdi. Müslümanlar Sicilya’ya portakalý ve narenciyeyi getirdiler. Portakal sonradan Ýtalya’nýn milli meyvesi oldu. Sicilya’ya Müslümanlarla kendir, pamuk, þekerkamýþý, hurma geldi.
Yeni gelenler bu ürünleri kendi bildikleri sulama yöntemleriyle yetiþtiriyordu. Bereket baþladý. Roma zamanýndan kalma büyük tarým arazilerini böldüler, daðýttýlar. Sicilya tarýmla kalkýnmaya, nüfusu artmaya baþladý.
Yetiþen ürünlerden Sicilya’da tekstil imalatý, ipek, kaðýt, urgan üretimi baþladý. Ýpeðin Avrupa’ya Sicilya’dan girdiði bildirilir. Yerel tekstil imalatý sonraki yüzyýllarda da sürdü. Sicilya damgalý tekstil, bir marka oldu.
Sicilya Emirliði teoride Tunus ya da duruma göre Kahire-Þam-Baðdat’a baðlýydý, ancak kendi idari koþullarýný da yaratmýþtý. Adada Müslümanlar Ýslam hukukuna tabiydi. Hýristiyan ve Yahudilerden þahýs baþýna jizye vergisi, arazilerinden de haraç alýnýr, bu nüfus için kendi hukuklarý uygulanýrdý.
Müslümanlar adada ayrýcalýklýydý ama, onlar da zekat ve arazi vergisi verirdi. Diðer din mensuplarý Müslümanlarla kaynaþmazdý. Müslüman kadýnlarýn hamamý ayrý idi. Büyük kiliseler camiye çevrilmiþti, diðer dinlerin ibadet yerleri kýsýtlýydý.
Sýðýnacak yer arayýnca
Sicilya, Alim Komutan Esad’ýn ‘öðrenin’ tavsiyesini belki unuttu belki unutmadý, ama ada, Emirlik ve sonrasýnda da ilerleme, öðrenme merkezi oldu. Avrupanýn Kuzeylileri Normanlar güneye uzanmýþtý, Ýtalya yarýmadasýna hakimdiler, Sicilya’yý da istediler, çünkü Sicilya insaný, tarýmý, üretimi ile fethedilmeye deðer bir yer idi. 1052 de Norman saldýrýsý Sicilya’yý hedef aldý. Emirlik hem kendi içinde kargaþa içindeydi, hem de Kuzey Afrika’dan destek alamýyordu.
1065’te Sicilyanýn çoðu Norman hakimiyetine girmiþti. Normanlar 1066’da da Ýngiltere adasýna çýktýlar.
Palermo 1072’de düþtü. Siraküz 1085’te düþtü. Ayný yýl Endülüs de çöküyordu, Toledo düþmüþtü. Sicilya’nýn tamamý 1090’da Müslümanlardan alýndý. Neyse ki, 1071 de baþka bir Müslüman kolu Anadolu’dan giriþ yapmýþtý. Sancaðý artýk Selçuklu ve Osmanlý üstlenecekti.
Sicilya’da Normanlar baþta Müslümanlara iyi davrandý, bilgilerinden yararlandýlar. Coðrafyacý El Ýdrisi, haritalarýný Normanlara verdi. Seyyah Ýbni Jubeyr, Sicilya’da Norman kralýndan iyi muamele gördüðünü yazar. 13. yüzyýlda Palermo’da mektep kuruldu ve adadaki Arapça Matematik, Felsefe, Sosyal Bilimler ve Týp kitaplarýný Latinceye çevirdiler. Bu metinler Vatikan’da durur.
Sicilya’daki Müslüman varlýðýnýn yok edilmesi için uðraþýldýðýný, Müslümanlarýn 1189’da katliama uðradýðýný da hatýrlatalým. 1199’da Papa, Sicilya Müslümanlarýný ‘düþman’ ilan etti. Haçlý seferleri aradýðý düþmaný, hemen yakýndaki Sicilya’da bulmuþtu. Sicilya’daki son Müslümanlarýn 1266’da ölüm ve sürgünle adadan atýldýðý kayýtlýdýr. Baþýndan sonuna 400 yýl tarih yazdýktan sonra Sicilya’yý görünüþte terk ettiler. Arandýðýnda ‘Sicilya’da Arap-Müslüman etkisi’ boldur. Sicilya Emirliðinin hatýrasýný taþýmak belki Osmanlý’da devam edecekti, Otranto’da denendi.
Bu arada Popüler kültürü unutmadan: Ýtalyanca Mafia kelimesinin aslýnýn Arapça ‘Mafya’ olduðu söylenir. Gölgelik yer, Sýðýnýlacak yer, Sýðýnma, anlamýnda. Etna yanardaðý da Sicilya’dadýr ama o konuda Müslümanlarýn bir dahli olmamýþtýr.
Sicilyanýn ilim nasihatýyla fethi
Sicilya Akdeniz’in en büyük adasýdýr. Yaklaþýk 3 tane Kýbrýs büyüklüðündedir. Sicilya açýklarýnda ilk sancak Hazreti Muhammed’in vefatýndan 20 yýl sonra görüldü. Ýslam devleti Bizans ile savaþtaydý ve savaþýn bir cephesi Küçük Asya ise, diðer cephesi Akdeniz idi. Bizans, Sicilya üzerinden Kuzey Afrika’ya tehditti, Akdeniz trafiðini kontrol ediyordu.
827’de Tunus tarafý Müslümanlarýnýn Sicilya’ya uzanmasý, ilginç biçimde adadaki Bizans iç çekiþmesi sonucuydu. Ada yönetimi, merkeze karþý ‘Ifrikiyya’’ denen (Afrika) Tunus bölgesinde hakim Aglabi devletinden yardým istedi. Aglabi soyunun, Harun El Reþid zamanýna uzandýðý bilinir. Burada ‘Arap’ diye kestirmeden bir etnik etiketleme de yanlýþtýr, çünkü Kuzey Afrika Müslümanlarý ayrý etnik kökenlere sahiptir. Ve Sicilya’daki Bizansýn Afrika Müslümanlarýna daveti, bazý Ýslam kaynaklarýna göre davet-cihad-fetih aþamalarýnýn yaþandýðý son fütuhdur.
Ýlginç biçimde, Sicilyayý fethe yollanan komutan, Fýrat Aslaný Esad adlý bir alim ve kadý idi. Kýlýç iþlerinden anlamazdý, Tunus’un içlerindeki kurak Kayravan kentinden alim ve kadý olarak ün salmýþtý. Ýslam hukuku bilirdi, Ýmam Malik’ten ve Ebu Hanife’nin öðrencileri Ebu Yusuf ve Muhammed el Þaybani’den ders almýþtý.
Esad’ýn Aglabi emiri tarafýndan biraz da siyaseten devre dýþý býrakýlmak üzere Sicilya’yý fethe yollandýðý bildirilir. Bir alimi ordunun baþýna getirince, alimin askere hitabý da baþka oluyor. Esad Sicilya seferine çýkarken ‘Ben kýlýç deðil, kalemim sayesinde komutanlýk yapýyorum’ der ve az sonra Sicilya’ya hareket edecek askerine ‘Öðrenin, bilgi edinin’ diye öðüt verir: ‘’Ýlmi ve öðrenmeyi arayýp bulurken yýlmayýn, yorulmayýn. Öðrenin, biriktirin, üzerine inþa edin…’’ Bu konuþmanýn ardýndan 10 bin kiþiden fazla olmayan Ýslam ordusu Sicilya’ya çýkar. Batýdaki Mazara kenti alýnýr, Bizans,saðlam garnizonlara ve burçlara sahip Siraküz ve Palermo’ya çekilir. Bütün adanýn alýnmasý 75 yýl alýr.
Ve Sicilya halen Afrika’dan akan mültecilerin Avrupa ile ilk temas noktasýdýr. Boðulmadan Akdeniz’i geçmeyi baþaranlar Sicilya’dan Ýtalya’ya ulaþýr. Ýtalya bu insanlara genelde iyi davranýr ve sonra olabildiðince AB’nin baþka noktalarýna gitmelerine göz yumar. Geçen Avusturya Ýtalya sýnýr geçiþlerini önlemek istedi, savaþ çýkýyordu.