Evvelki gün CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu, Parti Meclisi'ne hitap ederken "Londra'daki bir avuç tefeci" diye bir tabir kullandý. Kulak misafiri olduðum konuþmaya dikkat kesildim o dakikadan sonra. Baktým meðer Yeni Þafak gazetesinin “82 milyon faizciye çalýþýyor” manþetini diline dolamýþ. Gazeteye teþekkür ediyor, gerçekleri yazdýðý için. Diyor ki Kýlýçdaroðlu; bu iktidar Türkiye'yi Londra'daki bir avuç tefeciye faiz ödeyen bir duruma getirdi. Bugün 2 sene öncesine göre markette filesini çok daha zorlanarak dolduran ve bundan þikayet eden herhangi bir vatandaþa dahi sorsanýz bunun rol çalmak olduðunu söyler. Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan'dan defalarca duyduðu “faiz lobisi” lafýný hatýrlar ve “Ne oldu Kemal beye, Tayyip Erdoðan'a mý özendi yoksa” der.
***
Sanki bu ülkede Gezi kalkýþmasý hiç yaþanmamýþ, tam da IMF'ye borcumuzun son taksitini ödediðimiz, ekonomik verilerin pozitif yönde tepe yaptýðý bir dönemde sokak olaylarýyla ülke istikrasýzlaþtýrýlmaya çalýþýlmamýþ, o günden bu yana memlekette FETÖ'sü bir taraftan PKK'sý, DEAÞ'ý diðer taraftan saldýrý üstüne saldýrý düzenlememiþ, içeriden ve dýþarýdan ekonomi silahýyla tehdit edilmemiþ gibi ve tüm bunlara karþý savaþ açmýþ bir iktidar yokmuþ gibi “Londra'daki bir avuç tefeci” falan diyor.
***
Kendisinin defalarca yabancý yatýrýmcýya açýkça “Türkiye'ye gelmeyin” dediðini de unutmayalým. Dolar kurunun ekonomimizi daralttýðý bir evrede, Türkiye düþmaný Batýlý medya ve siyasetçilerin mütemadiyen Türkiye aleyhine propaganda yaptýðý, terör örgütlerinin ülkede güvenlik sorunu oluþturarak turizm gelirlerini aþaðý çektiði bir dönemde Kemal Kýlýçdaroðlu yabancý bir yayýn organýna “Türkiye'de halihazýrda hiç kimse için güvenlik garantisi olmadýðýný söylüyorum: Ne canýnýz ne de mal ve mülkünüz için” diyebilmiþtir.
Bu kiþi “Londra'daki bir avuç tefeciye faiz ödüyoruz” diyerek 'hesap uzmanlýðýný' konuþturmakta, günlük-aylýk-senelik faiz hesaplarý yaparak aklý sýra rakamlar kullanmakta ve böylece objektif verilerle konuþuyorum algýsý oluþturmaya çalýþmaktadýr.
Gerçekler ise bambaþkadýr.
***
Bir kere Türkiye 90'lý yýllarla kýyaslandýðýnda ekonomisi kat be kat büyümüþ bir ülkedir. Doðru olan günlük, aylýk ödeme tutarlarýný deðil oranlarý paylaþmaktýr. Devletin vergi gelirlerinin yarýsý faiz ödemelerine gidiyordu. Bu oran 2001'de yüzde 103'e kadar çýkmýþtý. AK Parti iktidarýndan sonra faiz ödemesi en düþük seviyelere, yüzde 11'e kadar düþmüþtür. Yakýn zamanda kur kriziyle birlikte yüzde 16'ya çýkmýþ olsa da ekonomi yönetiminin aldýðý tedbirler sayesinde yeniden düþmeye baþlamýþtýr.
Belki bu vasatta sorulabilecek olan Merkez Bankasý'nýn neden faiz indirimi yapmadýðý olabilir. Ki o soruyu da malum o deðil Cumhurbaþkaný Erdoðan sormaktadýr. Üstelik her sorduðunda Kýlýçdaroðlu ve ekibi tarafýndan “Merkez Bankasý'nýn baðýmsýzlýðýna zarar vermekle” suçlanmaktadýr. Oysa davul siyasetin boynundadýr ve Cumhurbaþkaný, siyasi hayatýný Türkiye'nin baðýmsýzlaþmasýna adamýþtýr. Bunun yolunun da faiz lobisi ile mücadeleden geçtiðini düþünmektedir.
Türkiye'nin darbeler, ekonomik krizler ve IMF'ye borçlandýrýlmak suretiyle boyunduruk altýna alýnmasý sürecini defalarca yaþandýk. Bu sefer farklý olsun diye bu millet canýný diþine takmýþ durumda. Muhalefet partisi bu ülke için iyi bir þey yapmak istiyorsa þayet “Londra'daki tefeciler” deyip iktidarý suçlayýcý bir dil kullanacaðýna ekonomik ve siyasi baðýmsýzlýk konularýnda “tek Türkiye” görüntüsü verilmesini saðlayabilir.
***
Kýlýçdaroðlu'nun faizcilere sataþmaya baþlamasý, Ali Babacan'ýn kuracaðý sinyalini verdiði partiye karþý erken pozisyon almak için olabilir mi? Zira iktidara yönelttiði eleþtiriler bugünkü AK Parti ile uyuþmuyor. Daha çok Babacan ekolünü muhatap alan eleþtiriler gibi duruyor. Babacan da þu haliyle daha çok CHP kitlesine hitap ediyor.