Hemen altını kalın çizgilerle çizerek belirletelim ki, parlamenter sistem de yarı başkanlık sistemi de başkanlık sistemi de demokratik sistemlerdir.
Yeni anayasadan beklentimiz de demokrasi çıtasının yükseltilmesidir.
Kılıçdaroğlu’na gelince, önceleri başkanlık sistemini kastederek rejim değişikliğine izin vermeyeceklerini ilan edip kanlı cümleler kurmuştu.
Bu çıkışlarını dinledikçe bende Kılıçdaroğlu’nun başkanlık sistemini bilmediği kanaati oluştu.
***
Çünkü mesele cumhuriyet ve monarşi meselesi değil demokratik düzen içinde en uygun sistemi belirleme meselesidir.
Başkanlık demokratik rejim içindeki sistemlerden biridir.
Bunu rejim değişikliği gibi görüp kanlı tehditler savurmak seviyesi son derece düşük ve bilgiden yoksun bir söylemdir.
***
Bu aralar galiba biriler uyarmış olmalı ki Kılıçdaroğlu ‘ABD modeline federasyon ve senato dışında varız’ açıklaması yaptı. Başbakan olumlu cevap verince de ABD’deki eyalet yapılanmasını hatırlatarak bu kez ‘Türkiye’yi bölmek mi istiyorsunuz?’ diyerek itiraz etti. Kendi teklifini kendisi reddetti.
Evet Kılıçdaroğlu başkanlık sistemini gerçekten bilmiyor.
***
Federasyon başkanlık sisteminin gereklerinden değildir.
ABD başkanlık sisteminden dolayı eyaletlere ayrılmamıştır. Eyaletler zaten vardı, başkanlık onları birleştirdi. Bunu birilerinin Kılıçdaroğlu’na anlatması lazım.
Başkanlık sistemine geçince eyaletlere bölünme korkusu tam bir kaliteli cehalet örneğidir.
Üniter yapı ile de başkanlık sistemi pek âlâ mümkündür. Bildiğim kadarıyla AK Parti’nin kriterlerinden biri de üniter yapıyı korumaktır!
***
Hadi Kılıçdaroğlu’nun federasyon itirazına anlaşılabilir diyelim, ya senatoya itirazına ne demeli?
Oysa senato bir uzmanlar meclisi olarak işletildiğinde fevkalade faydalı bir kurumdur. Dünya demokratik sistemlerinin büyük çoğunluğu çift meclislidir yani senato vardır.
ABD’deki senato ise yasama erkinin hakkının verildiği bir kurumdur. ABD’de senato, temsilciler meclisinden daha önemlidir!
Senato, yasaların uzman süzgecinden geçtiği yerdir!
Kılıçdaroğlu kesin başkanlık sistemini bilmiyor, konuştukça bu özeliği daha da belirginleşiyor.
***
Öyle anlaşılıyor ki Kılıçdaroğlu hep Türkiye’deki çarpık uygulamaları hatırlayarak muhalefet ediyor. 1960-1980 arasında Türkiye’de uygulanan senato sistemi demokratik değildi. Darbecilerin meclisi vesayet altına aldığı bir ucubeydi!
Herhalde Kılıçdaroğlu bu sistemi hatırlayarak senatoya karşı çıkıyor.
Bilmiyor!
***
Özetlemek gerekirse, başkanlık siyasi istikrarı garanti eden, sert kuvvetler ayrımını gerçekleştiren ve hızlı kalkınmaya imkan veren demokratik bir sistemdir.
Federasyonsuz da senatosuz da pek âlâ olur.
Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıptır.
Geçen dönem İsmail Kahraman beyin başkanlığında benim de içinde yer aldığım bir heyet Birlik Vakfı adına başkanlık sistemini esas alan bir anayasa taslağı hazırladı ve meclisteki anayasa komisyonuna sundu.
Bu çalışmanın sekretaryasını ben yürütmüş meclisteki sunumunu da ben yapmıştım.
Tam Kılçıdaroğlu’nun istediği gibi federasyonsuz ve senatosuz bir başkanlık sistemi önerdik.
Tartışmaya açık.
Not:
Parlamenter sistemin istikrarsızlığından şikayet eden Fransa 5. Cumhuriyet ile yarı başkanlık sistemine geçmişti.
Bugünlerde Fransa Cumhurbaşkanı da başkanlık sistemine geçmenin gereklerinden bahsediyor!