Kýlýçdaroðlu bize neler anlattý

Çok merak ediyordum. Çünkü Kemal Kýlýçdaroðlu’nu, CHP’nin deðiþimci kanadýna uygun düþen bir politikacý olarak görüyordum.

Gerçi yazmýþtým. Hatta biraz aþýrý da gitmiþtim. ‘Ulusalcý çekirdek Kýlýçdaroðlu’nu devþirdi’ demiþtim. Ama, o yazdýklarým, aslýnda, CHP’ye ve Kýlýçdaroðlu’na yöneltilmiþ suallerdi. Ne olduðunu CHP söylemeliydi.

Bir vesileyle, Gürsel Tekin’le de görüþtük. Ne olduðunu ona da sordum. Aslýnda cevap da aldým sayýlýr. Ama baþka zaman, daha etraflýca görüþmekte fayda vardý. Durum, bir kaç dakikalýk telefon görüþmesine sýðmazdý.

Bunlar konuþulur herhalde diyordum. CHP, niçin, terör sorununun çözümü konusunda politikasýz kalmayý tercih ediyor?

Bazý CHP’liler çözümü destekliyorlar. Sonra, istifaya zorlanýyorlar. Ya da susmaya.

Uzatmayayým. Bir þey diyecek Kemal Bey, diye düþünüyordum.

Ya, ‘MHP aldý baþýný gidiyor’ deyip, ‘kaçan oylar’ýn peþine düþecek, yani, çözüm sürecine çok þiddetli bir eleþtiri getirecek ve mesafe koyacak.

Ya da ‘Arkadaþlar, bizi yanlýþ anlýyorsunuz. Biz çözümü istiyoruz. Bizi yanlýþ yansýtýyorlar, inanmayýn onlara’ diyecek.

Daha zayýf bir ihtimal, yeni ve büyük bir cephe açacak. Memleketin satýldýðýný filan ileri sürecek ve basýný alarma geçirmeye çalýþacak.

Olmadý. Bu dediklerimin üçünü de az az yaptý sayýlýr. Ama yapmadý da sayýlýr. (Üçünü birden yapýnca yapýlmamýþ gibi oluyor.)

Net ifadelerle, ‘çözümü istediklerini’ söyledi.

Ardýndan, hem de bir kaç kez vurgulayarak çözüm sürecinin baþarýsýzlýkla sonuçlanmasýnýn felaket olacaðýný söyledi.

Yine net ifadelerle, çözüme katkýda bulunmayacaklarýný da söyledi.

19 maddelik bir öneriler listesi var. Listede, seçim barajýnýn düþürülmesinden bireysel haklarýn geliþtirilmesine, Diyarbakýr Cezaevi’nin müze yapýlmasýna kadar birçok konu sýralanmýþ.

Ama, ‘Kürtçe eðitim’in bireysel bir hak mý, kitlesel bir hak mý olduðu anlaþýlamýyor. Daha doðrusu hak olup olmadýðý anlaþýlamýyor.

Þu anlaþýlýyor: Anadilde eðitim, doðru bir þey deðil. CHP bunu istemiyor.

Kýlýçdaroðlu tam bunu söylerken, sormadan edemiyorum. “Anadilde eðitimden kastýnýz, Kürtçe midir? Çünkü Türkçe eðitim var ve Türkçe bizim ana dilimiz.”

“Evet” diyor, “Anadilden kastýmýz, Kürtçe.”

Soruyu da, cevabý da, salondakiler çok iyi anlýyor.

Baþka sorular da sordum.

“MHP, çözüm sürecine çok net bir þekilde karþý. CHP’de ise farklý eðilimler var. Bir grup CHP milletvekili, aydýnlarýn hazýrladýðý bildiriye imza attý. Sonra, ulusalcý olarak nitelenen bir baþka grup da bu vekilleri kuvvetli bir þekilde uyarmak için bir basýn açýklamasý yaptý.”

“Bu görüntüler, politikasýzlýk olarak anlaþýlmaya çok müsait. Bu politikasýzlýk görüntüsü, anketlere nasýl yansýyor?”

Kýlýçdaroðlu’na göre, bu süreçte CHP’nin oylarýnda kayda deðer bir deðiþiklik yok. MHP’nin oylarýnda biraz artýþ var ama, bu artýþ, AK Parti’den kaynaklanýyor.

Kýlýçdaroðlu, ayrýca, CHP’deki iki milletvekili grubunun farklý davranýþlarýnýn bir ayrýlýk-gayrýlýk anlamýna gelmediðini düþünüyor.

Þunu da soruyorum. “Bir CHP’li vekil, Kürtler’le Türkler’in eþit olmadýðýný söylemiþti. Ya da sözleri böyle anlaþýlmýþtý. Bu konu vuzuha kavuþtu mu? Kürtlerle Türkler eþit oldu mu?”

O sözlerin akademik bir lisanla söylendiðini ve topluma hitap ederken o dili kullanmanýn uygun olmadýðýný söylüyor Kemal Bey. Ve ekliyor: Sadece Kürtlerle Türkler deðil, yeryüzündeki herkes eþittir.

(Bunu iþitmek iyiydi, ama bu cümle, anadilde eðitim konusunda nasýl uygulama imkaný bulur, bilmiyorum.)

Akil insanlarý kendilerinin önerdiðini, ama þu andaki uygulamanýn kendi önerdiklerinden çok farklý olduðunu söylüyor Kýlýçdaroðlu.

Çözüm sürecinin yasalar çerçevesinde yürümesini istediklerini söylüyor. Sürecin, Hükümete ve Baþbakan Erdoðan’a siyasi kazaným getirecek bir mesele olarak algýlandýðýný söylüyor.

“Bilgimiz yok” diyor ýsrarla. Bir bilgilendirme mekanizmasý teþkil edilse, tavrý deðiþir mi Kýlýçdaroðlu’nun? Kimbilir?

Toplantýdan, “Bir deðiþiklik yok” düþüncesiyle ayrýlýyoruz. Aðýrlýklý kanaat bu.

Yani, Kemal Bey, çözüm süreci konusunda yeni bir politika açýklamadý, CHP’nin tavýrlarýnda bir deðiþikliði, bir yumuþamayý veya sertleþmeyi ilan etmedi.

CHP içindeki deðiþimci-ulusalcý ayrýlýðýný da tartýþmadý. Her þey yine halýnýn altýna süpürülmüþ, duruyor.

‘Öyleyse, niye toplandýk?’ demeyeceðim. Çünkü, siyasilerin gazetecilerle zaman zaman temasa geçmesi faydadan hâlî deðildir.