28 Mayýs'taki ikinci tur seçiminden önce CHP Genel Baþkaný Kýlýçdaroðlu, Zafer Partisi Genel Baþkaný Ümit Özdað ile görüþtü.
Ýkili arasýndaki protokole göre Kýlýçdaroðlu, Zafer Partisi'ne biri içiþleri bakanlýðý olmak üzere 3 bakanlýk verecekti.
6'lý masadaki yüzde 1'lik partilere 39 milletvekilliði veren Kýlýçdaroðlu, "Cumhurbaþkanlýðýný çok istiyor" denilerek pek fazla yadýrganmadý.
Ancak seçimlerden sonra Ümit Özdað, üç bakanlýk ile birlikte MÝT Baþkanlýðý sözünü da aldýðýný ve Kýlýçdaroðlu ile aralarýnda yazýlý bir belge olduðunu açýkladý.
Bu ifþaat, Saadet Partisi hariç, 6'lý masanýn diðer bileþenlerini çýldýrttý. Ya da öyle tepki verdiler.
Bunun üzerine Kýlýçdaroðlu, "Protokol evet var, ikimizin arasýnda imzalandý. Bu protokol kamuoyuna açýk bir protokol deðil. Dolayýsýyla ikimizin namusuna teslim edilmiþ bir protokoldür." dedi.
Böylelikle Özdað ile Kýlýçdaroðlu arasýnda bir namus meselesi çýktý.
Ümit Özdað, nihayet 25 gün sonra konuþtu.
Sözcü TV'de Ýpek Özbey'in sorularýný cevaplarken þunlarý dedi:
"Kemal Bey'in þu ifadesini artýk garipsediðimi söyleyeyim; 'Namusuna emanet'. Ben namuslu bir adamým Kemal Bey. Bizim namusumuzda bir sýkýntý yok. Herkes dönsün kendi namusuna baksýn.
Tamam. Bizim namusumuza emanet edilen þeyler o protokolün hazýrlanmasý sýrasýnda hangi cümlelerin üzerlerinin çizildiðidir. Bakýn onlarý konuþmuyoruz. Buraya kadar. Herkes alacaðýný aldý bundan sonra... Biz CHP'ye devleti kuran parti olduðunu hatýrlattýk."
Namus meselesi üzerine yapýlan bu konuþmalar, çok aðýr imalar ifade ediyor. Üzeri çizilen cümleler ne mesela?
Türkiye'de siyasetin hangi mecralarda gittiði gerçeðini de gözlerimize sokuyor.
Yalan, iftira, kumpas, kaset komplosu, pazarlýklar, kiralýk/satýlýk isimler... Bunlarýn hepsi görüldü. Ancak namus meselesi yeni çýktý ve suçlamalar çok aðýr...
Kýlýçdaroðlu, devleti, milletin geleceðini ilgilendiren bir konuda olmayacak iþler yapmýþ.
Özdað, bunu açýklayýnca da cevap vereceðim derken konuþtukça battý.
Þimdi Ýmamoðlu ile yine kirli siyasetin zeminlerini zorlayan bir çatýþmanýn içinde.
Ýmamoðlu da bir baþka siyasî figür.
CHP'de deðiþime öncülük etmeye kalkýyor. Son açýklamalarý ile Ýstanbul adaylýðýna çoktan razý.
Bir de, "adayým demedim, yola çýktým" demesi var ki tam da, "deðiþim dedim ama hiç deðiþmedim" diyor.
Kýlýçdaroðlu ve Ýmamoðlu, CHP'yi kör kuyulara atmak için adeta yarýþýyorlar.
CHP tabanýný en çok rahatsýz eden þey herhalde namus ve þeref meselelerinin ortalýða saçýlmasýdýr.
Mesela gazeteci Fatih Altaylý'nýn yazdýklarý da pek yenilir yutulur gibi deðil:
"Sayýn Kýlýçdaroðlu, seçim öncesinde de, seçimden sonra size yönelik eleþtiriler baþladýðýnda da, muhalif görünümlü kimi gazete ve gazetecilerin iktidarla iþbirliði içinde olarak organize biçimde sizi eleþtirdiðini' iddia ettiniz. Sayýn Kýlýçdaroðlu, Kemal Bey... Bu isimleri toplumla paylaþmaya mecbursunuz. Böyle satýlmýþ ve satýlýk gazeteciler var ise bunlarý bilmek toplumun hakký. Bu isimleri açýklayýn. Herkesi töhmet altýnda býrakma hakkýnýz yok. Açýklamayan þerefsizdir!"
Namus meselesi... Þerefsizlik...
Demokratik siyaset böylesine töhmet altýnda kalmamalý.