Bir süreç ancak bu kadar kötü yönetilir.
Nereden baþladýlar, nerede bitirdiler.
CHP’de hiçbir stratejisiolmayan, deneme yanýlma yöntemiyle yürüyen ve sýk sýk yön deðiþtiren bir aday belirleme süreci izledik.
“Madem Muharrem Ýnce aday olacaktý, bu gereksiz þeyler niye yaþandý”diyesim geliyor ama Ýnce’nin adaylýðý biraz kayyum atamasýna benziyor.
***
Kýlýçdaroðlu’nun, “Elbette aday olabilirim”sözüyle baþlayan süreç, bir süre sonraErdoðan düþmanlarýný kapsayan “çatý aday”arayýþýna dönüþtü.
Derken Kemal bey tam da“Gülen Türkiye” þarkýlarý söylerken çatý çöktü ve her partinin kendi adayý ileseçime girme zorunluluðu ortaya çýktý.
CHP’de yeni kriter
O andan itibaren de CHP’de “adaylýk kriterleri” deðiþti.
Artýk adayýn, cumhurbaþkanlýðýna ne kadar uygun olduðu deðil, parti içi dengeleri nasýl etkileyeceði önemliydi!
Ama Kýlýçdaroðlu, inandýrýcý olmak adýna bu hedefe biraz “dolaþarak” gitmeliydi!
Önce, AK Parti’den de oy alabilecek, muhafazâkarbir isim zikredildi.
Kýlýçdaroðlu’nun kamuoyu ile özellikle paylaþtýðý,“Ekonomi bilen, baþarý öyküsü olan ve kavga etmeyen bir aday” tarifi tam da Sayýn Ýlhan Kesici’ye uyuyordu.
Ama son andaki keskin dönüþle CHP’nin adayý Muharrem Ýnce oldu.
Ve manidardýr; ilk kopyayý Kesici verdi.
Bence bu, bir sitemdi.
Sorular... Sorular...
Kýlýçdaroðlu, kamuoyuna tarif edecek kadar kesinleþtirdiði Kesici’den bu kadar keskin bir virajla Muharrem Ýnce’ye niçin döndüðünü izah etmek zorundadýr.
Ayrýca bu karar, bir sürü soruyu da beraberinde getirdi:
*Bir kere bu “ince” bir rakip tasfiyesi deðil ise, CHP’yi yönetmeye layýk görmediði birisine Türkiye’yi nasýl emanet edeceðini açýklamasý gerekir.
*Siyasi nezaketi zorlayan söylemleri dýþýnda hiçbir özelliði olmayan bir kiþi, sadece bir rozet deðiþtirmekle 80 milyonu kucaklayan birine nasýl dönüþecek acaba?
*Son aþamasýna geldiði ve Perþembe günü açýklanacaðý söylenen CHP, ÝP, SP, DP ve gizli ortak HDP ittifakýndaki sessizliðin, Ýnce’nin adaylýðý ile bir ilgisi var mý?
*Kýlýçdaroðlu, bu ismi müstakbel ortaðý Akþener ile paylaþtý mý ve ne cevap aldý?
Son gülen kim olacak?
Netice itibariyle muhalefet, daha aday belirleme sürecinde, “Bizim hiçbir iddiamýz yok” görüntüsü vermiþtir.
Ama Kýlýçdaroðlu þimdilik kârlý.
Milletvekilliðini kurtardýðý gibi, ilk defa Erdoðan’a yenilme stresi yaþamayacaðý rahat bir seçim geçirecek.
Partideki tek rakibinin, 24 Haziran’da sandýða gömüleceðinden de emin; daha ne olsun!
Ama bu oyunda son gülen kim olur henüz belli deðil.
Zira Kýlýçdaroðlu’nun, bütün adýmlarýnda öne aldýðý“koltuk güvenliði” pek de saðlanmýþ görünmüyor.
Artýk karþýsýnda, delege marifetiyle haddini bildirdiði biri deðil, bir “cumhurbaþkaný adayý” var.
Kýlýçdaroðlu’nun, bu statüyü,bütün Türkiye’nin önünde sergilediði, “Muharrem gel buraya”kabalýðý ile dengeleyebileceðini hiç sanmýyorum.
Ayrýca bu “Gel buraya” kopyasý, Muharrem Ýnce seçilebilseydi nasýl bir “cumhurbaþkaný” olacaðýný da bize çok net haber veriyor.
Kemal beyin kumarý
Ya Kýlýçdaroðlu’nun, “Nasýl olsa kazanamaz” diye rahatlýkla aday gösterdiði Muharrem Ýnce, 24 Haziran’da yüzde 25’in üzerinde oy alýrsa?..
Kemal bey iþte o zaman yandý.
Çünkü, o oylarýn sandýkta durduðu gibi durmayacaðýný görecektir.
O zaman bu “ince” koltuk hesaplarý kökten deðiþir.
Onun için Kýlýçdaroðlu, Muharrem Ýnce’nin yüzde 25’in altýnda oy almasý için gece gündüz dua ederse, hatta “ince ince” çaba sarf ederse hiç þaþmayýn.