Kýlýçdaroðlu samimi ise, bütün gücümle CHP'yi destekleyeceðim!

Birileri "Baþörtülülere bu kadar özgürlük fazla" dese de, "þimdilik" çözülmüþtür. Yani "Bu mesele kapandý; artýk konuþmayalým" diyen dindarlar bile farkýnda deðil ama mevcut baþörtü serbestliði, "tapusuz ev" gibidir. Yani mesele toplumda çözüldüðü için sahada problem yaþanmýyor ise de, peþ peþe sergilenen hazýmsýzlýklar, birilerinin fýrsat beklediðini göstermektedir!

O halde Kýlýçdaroðlu'nun ne yapmak istediðini doðru anlamak için CHP'yi yakýndan tanýmak gerekir.

Ýslâm'la mücadeleyi "kalýcý" kýlmak için kurulmuþ olan CHP, halkýn oyuna ihtiyaç duymadýðý 27 yýl boyunca milletin; dininden giyimine kadar her þeyini deðiþtirmiþtir.

"Seçim" hakký olmayan halk, bu zulümlerin hesabýný, "seçim" denen tiyatrolarda soramamýþtýr.

Bu CHP, milletin bütün hasýlatýna da, Ýslâmiyet'in "öþür" emrini istismar ederek el koyuyordu. Kýsaca, insanlarýn ne "insan" gibi yaþamasýna izin veriyorlardý ne de Müslüman gibi ölmesine!

Bu yüzden 1946 seçimlerinde, jandarma dipçiði altýnda oy kullandýrdýklarý ve oylarý parti merkezinde saydýklarý(!) halde, iktidarý, gasp ederek zor kurtarabilmiþlerdi ama böyle gitmeyeceði belliydi!

Çünkü Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile kademeli bir "dinsizleþtirme" uygulamýþlardý. Dinî eðitim veren bütün kurumlarý kapatmýþlardý. Göstermelik 4 adet "Ýmam Hatip Okulu"nu ise, ödenek vermeyerek ve mezun olanlarý da hiçbir yere almayarak köreltmiþ, sonra da "Öðrenci yok" diye kapatmýþlardý.

Memlekette cenazeleri yýkayýp defnedecek insan bile kalmamýþtý. 1947'deki 7. Kurultay bu yöndeki yoðun þikayetlere sahne olmuþtu. Sinop Mebusu Vehbi Dayýbaþ'tan Çorun Delegesi Abdülkadir Güney'e kadar söz alan herkes, "dinsizleþtirme"de gelinen noktadan yakýnýyordu. Sanki bu ülkeyi 25 yýldýr onlar deðil; Haçlýlar yönetiyordu!

Hatta "29 Mayýs, büyük Bizans medeniyetinin barbarca yýkýlýþýnýn yýldönümüdür, sevinmeyip üzülmeliyiz" diyen CHP Milletvekili Suphi Tanrýöver bile "Bu kadar da olmaz" diyecek hale gelmiþti:

"TBMM'de 6 tane Meclis hademesi aðlayarak þunlarý söyledi: Vallahi, billahi 6 köyümüzde bir tek imam kaldý. Ölülere sýra bekletiyoruz. O imam köyden köye koþuyor. Eðer bize imam vermezseniz ölülerimizi köpek leþi gibi topraða gömeceðiz." (Darbeden Beter Vesayetler, s. 54)

Bu þikayetleri dinleyen Cumhurbaþkaný ve CHP lideri Ýnönü, bazý illerde "Hýzlandýrýlmýþ Ýmam Kurslarý" açarak durumu idare etmeye çalýþmýþtý. Ama bu yeterli deðildi, "pratik" bir çözüm bulmasý gerekiyordu!

Turp gibi saðlýklý olan Baþbakan Hasan Saka'ya 16 Ocak 1949 günü "hastalan" talimatý veren Ýnönü, Þemsettin Günaltay'ý "Baþbakan" tayin etmiþti. Çünkü Þemsettin Bey, Ýlahiyat Fakültesi Dekanlýðý yapmýþ; dindar(!) bir isimdi! Nitekim çoðu bu çözümü(!) yutmuþtu, Anadolu'dan "Yaþasýn Müslüman Ýnönü" tezahüratlarý bile gelmiþti!

Aslýnda Müslümanlar çok daha büyük bir belaya duçar olmuþtu. CHP'den, "oy" için dahi olsa; din adýna doðru bir þey sadýr olacaðýný zannedenler çok yanýlmýþtý.

Çünkü Þemsettin Günaltay, Ýngilizleri bile geride býrakan bir din düþmanýydý. Nitekim "3 kiþi bir araya gelip dinden bahsederse Toplantýlar Kanunu'na muhalefetten hapse girer" zulmündeki sýnýrý "2 kiþi"ye düþürmüþtü. Binlerce Müslümanýn canýný yakan o meþhur "163. Madde" zulmü de, bu "dindar(!) Baþbakan"ýn eseriydi!

Güya milletin "baþ vekil"i olan bu reformcu, Diyanet bütçesi görüþülürken yaptýðý konuþmada, "Biz Mekke'de nazil olan ayetleri alýrýz, Medine'de nazil olanlarý býrakýrýz" diyerek, milletin Meclisi'nde milletin dinine saldýrmýþtý!

Ýnönü, iþte bu dindar görünümlü din düþmanýyla Müslümanlarý avlayacaktý!

Bu oyun tutmayýnca CHP, normaline(!) dönmüþ, Ýnönü; ezan yasaðýný kaldýran Menderes'i öldürtmüþ, Ecevit ise baþörtülü vekile; Meclis'te haddini bildirtmiþti!

Sonra gelenler de öncekileri aratmamýþtý! Parlamento'nun yüzde 67'sine sahip olan iktidar partisi, 2007'de, eþi baþörtülü olan Cumhurbaþkaný adayý çýkarmaya kalkýnca dönemin CHP lideri Baykal, "Sakýn Ha..." tehdidiyle kalmamýþ, "Anayasa Mahkemesi bizim istediðimiz gibi karar vermezse Türkiye karýþýr" demiþti!

Kýlýçdaroðlu ise, Ýnönü'nün taktiðini "muhafazakar adaylar"la sürdürmüþtü. Ama bir taraftan da, "CHP kýl kadar deðiþmedi" diyordu. Nitekim baþörtüsüne, her cephede tam saha pres yapmýþ, baþörtülülerin üniversite okumasýný engellemek için bizzat Anayasa Mahkemesi'ne gitmiþti.

CHP lideri, masa arkadaþlarýyla birlikte aylardýr "ekonomik sýkýntý" üzerinde tepiniyor. Ancak, kendilerinin görmemek için direndiði "küresel kriz" gerçeðini, "yüksek faiz"cilerin iflasa gittiðini ve Türkiye'deki durumun ise hýzla iyileþtiðini vatandaþ çok iyi görmüþ ve yönünü tekrar iktidara dönmüþtü.

Bunlara ilaveten milletin, inanç ve ibadet özgürlüðünü yine her þeyin önünde tuttuðunu görünce týpký Ýnönü gibi Kýlýçdaroðlu da dindar tribünlere yönelik þova baþladý!

Kurulduðu günden bu yana bir kere bile halkýn oylarýyla iktidara gelemeyen CHP'nin takýyeci lideri, 2023'te gireceði "hayatýnýn imtihaný" için yeni bir "dindarlýk tiyatrosu" sahneliyor. Kýlýçdaroðlu, CHP maðduru dindarlara bir süre önce uzattýðý "borç ödemeden helalleþelim" oltasýnýn ucuna þimdi de "Baþörtüsünü yasal güvenceye alalým" yemi taktý!

Siyaset arenasýnda herkes her þeyi konuþur ama siyasetçinin kalite ölçüsü; samimiyetidir.

100 yýllýk yol haritasý ve doðal akýþý Ýslâm düþmanlýðý olan CHP'nin, dindarlarý ve baþörtülüleri savunmasý; tabiatýna aykýrýdýr. Bu yüzden böyle bir dönüþüm, asýrlýk vesayetin günümüzdeki temsilcilerinin hedefi olmayý göze alacak kadar güçlü bir irade gerektirir.

Sayýn Kýlýçdaroðlu þayet "helalleþme"de samimi ise CHP'nin, tek parti dönemi zulümlerinin yanlýþ olduðunu itiraf etmeli ve Müslümanlardan özür dileyerek yepyeni bir sayfa açmalýdýr. Sýrf imaný ve Kur'an'ý için zulüm gören hatta can veren "Ýskilipli"lerle nasýl helalleþeceðini de kendisi bilir!

Baþörtüsü konusundaki son manevrasýnda da samimi ise bütün "düþmanca" beyanlarýný geri almalý ve sýrf baþörtüsü düþmanlýðý yaptýklarý için partiye dahil ettiði "Nur Serter"leri, Kur'an Kursu düþmanlýðý yapan; Meclis'te "aptes þeysi" avýna çýkan "Özgür Özel"leri uzaklaþtýrmalýdýr.

Kýsaca, CHP gerçekten "tövbekâr" olmuþsa, baþörtüsü konusundaki Anayasa deðiþikliðine önderlik etmelidir.

Sayýn Kýlýçdaroðlu, beni þaþýrtabilecek misiniz?

Gerçekten samimi misiniz? Yoksa basit bir takýyeci misiniz?