Kýlýçdaroðlu yine yürüyen merdivene ters bindi

Kemal Kýlýçdaroðlu muhalefet iþinin suyunu çýkardý. 

Alternatif politika üretememesinden, Erdoðan karþýtlýðýný muhalefet diye seçmene yutturmaya kalkmasýndan, CHP tabanýný Erdoðan nefretiyle zehirleyip CHP'nin beceriksizliðini sorgulayamaz hale getirmesinden bahsetmiyorum. 

"Demokratik bir rejimde muhalefetin asli görevi nedir?" diye baktýðýmýzda CHP'ye muhalefet partisi demek dahi zor. Hatta bana kalýrsa siyasi parti de sayýlmaz CHP. Bir takým gayrimenkuller üzerine oturmuþ bir "istismar edici" daha ziyade. 

Gasbedilmiþ ayrýcalýklarýn muhafazasýna adanmýþ bir 'zihniyet'... 

Kemalizm en kullanýþlý enstrümandý bunun için. Laiklik, Batýcýlýk, ordu, rejim, ilericilik vs.. Pek çok benzer kavram ve kurumun, CHP'nin siyaset üretemezliðini örtmek için seferber edildiðini gördük. 

Darbeler, muhtýralar, müdahaleler bu kavramlarla meþrulaþtýrýldý ve günün sonunda Türkiye'nin Batýcýlýk kayýðýnda akýntýya sürüklenmesi saðlandý. 

CHP hiçbir zaman iktidarýn halefi olmaya aday bir siyasi parti gibi davranmadý. Tam tersine Türkiye'nin demokratik ve ekonomik ilerlemesine mani olan darbelerin destekçisi oldu. Bu darbelerin tamamýnýn Batý destekli olduðunu hatýrlatmaya dahi gerek yok. Nitekim "ABD'nin FETÖ eliyle PKK'ya devlet kurma politikasýnýn" siyaset ayaðý da CHP'ye verildi. Yani bu aktörlerin birbirlerinden çok da farký yoktu, sadece kullandýklarý araçlar, iþgal ettikleri pozisyonlar farklýydý. Zira günün sonunda ipler zaten ABD'li merkezlerin elindeydi. 

*** 

Bir bakalým, Kemal Kýlýçdaroðlu'nun genel baþkanlýða getirilmesinden bu yana CHP'nin Türkiye ile ilgili hayati konularda takýndýðý tavra, aldýðý pozisyona... 

7 Þubat MÝT krizi, Uludere olayý, dershaneler, Gezi Parký eylemleri, 17-25 Aralýk emniyet-yargý kumpasý, Kobani provokasyonu, MÝT týrlarý ihaneti, 15 Temmuz darbe giriþimi, Hendek terörü, Fýrat Kalkaný Harekatý, Afrin Operasyonu.... 

Atladýklarým olmuþtur ama bunlarýn her birinde CHP, Türkiye deðil FETÖ-PKK/PYD-ABD ve Avrupa lehine pozisyon almýþtýr. Türkiye'yi zora sokacak demeçler vermiþ, CHP'li vekiller Meclis çatýsý altýnda "Türkiye'nin DEAÞ'a sarin gazi sattýðýný" bile söylemiþ, bu iddialar Cumhuriyet, Birgün, Sözcü gibi haberleriyle FETÖ ve PKK'nýn amaçlarýna hizmet eden yayýn organlarýnca dolaþýma sokulmuþ, oradan da Batý basýnýna servis edilmiþtir. 

*** 

Ortada bir muhalefet partisi yoktur, evet peki ne vardýr? Provokasyon için kullanýþlý bir genel müdür ve þehitlerden, ezandan, bayraktan, hasýlý aslýnda Türkiye'den nefret eden eli sapanlý bir grup militan vardýr. 

Eskiden iktidar olmadan muktedir olmalarýný saðlayan vesayet kurularý vardý. Onlar zayýflayýnca bu sefer "eþit yurttaþlýk, barýþ, demokrasi, ifade özgürlüðü" gibi "liberal dünyanýn" icat ettiði psikolojik harp silahlarýna sarýldýlar ve bunlarý kullanarak etnik, mezhebi ve ideolojik bölücülük yapmaya baþladýlar. 

CHP'nin bir baþarýsý varsa; toplumu kutuplaþtýrarak, vandalizmi teþvik ederek, sokaðý kýþkýrtarak, FETÖ ve PKK'nýn siyasi meþrulaþtýrýcýlýðýný yaparak Türkiye'ye zarar vermesi... 

Ancak sýra siyaset yapmaya geldiðinde en son Çiftlik Bank olayýnda görüldüðü üzere feci çuvallýyorlar. 

Gördüðü her bank kelimesini banka sanan, ya da bunun üzerinden vatandaþý avlayabileceðini düþünen Kýlýçdaroðlu, Çiflik Bank maðdurlarýna "Paranýzý o tosundan deðil BDDK'dan isteyin" demiþ. 

Yani yürüyen merdivene yine ters binmiþ.  

BDDK'nýn Çiftlik Bank maðdurlarýnýn uðradýðý zararý tazmin için yapabileceði bir þey yok belli de, Ýþ Bankasý'nýn ortaðý olan CHP'nin ve bir dönem Ýþ Bankasý yönetim kurulu üyeliði yapan Kemal Kýlýçdaroðlu'nun Türkiye'ye verdiði zararý kim tazmin edecek? 

Bunu da BDDK'ya mý havale edelim!