O koltuða nasýl oturduðunu aslýnda herkes biliyordu.
CHP gibi lider deðiþikliklerinin kurultay savaþlarýna sahne olduðu bir partide, bir gün önce ‘aday bile olmayan’ silik bir isim bir gecede genel baþkan olmuþtu.
Býrakýn CHP’yi, tabela partilerinde bile benzer bir ‘nöbet deðiþimi’ yoktu.
Bir kaset oyunu yapýlmýþtý ama tezgah iyi kurulmuþtu.
Bu operasyonun maðduru olan Sayýn Baykal suçu Erdoðan’a atarak ipini çekene selam çakmýþ, hatta 15 Temmuz’dan sonra bile ortaya çýkan bütün gerçeklere gözünü kapatarak, adeta bir Stockholm Sendromu örneðiyle, “Sorumlu Erdoðan’dýr” demeye devam etmiþti.
Ya hiç susmayan demokrat vicdan sahibi araþtýrmacý, cevval gazetecilerimizin bu konuda aðzýný býçak açmamasýna ne demeli?
Mesela AK Parti’de benzer bir genel baþkan deðiþikliði yaþansaydý, o “Gandi Kemal”ciler acaba yine ayný böyle mi davranýrlardý?
15 Temmuz bile uyandýramadý
15 Temmuz’da devlet üzerindeki takýyye örtüsü kalktý, birçok faili meçhul hýyanetin faili ortaya çýktý.
FETÖ hýyanet örgütüne, kendi rezilleri ile borçlu sefilleri dýþýnda herkes ateþ püskürüyordu.
Peki bu süreçte Sayýn Kýlýçdaroðlu ne yaptý?
Ýlk günlerde“Darbeye karþýyým”gibiFETÖ’yü drekt hedef almayan yuvarlak beyanlarýn dýþýnda hiçbir tavýr ortaya koymadý.
“Yenikapý’ya gitmeyeceðim” dedi. Kulaðý çekildiði için mecburen gitti ise de sadece görüntü verdi ama asla ruhunu vermedi.
Taksim’de saatlerce darbe aleyhine esti gürledi(!) ama “FETÖ” bile diyemedi.
Sonra da 15 Temmuz’u tamamen unutup istismar rüzgarlarý estirdi.
Maðduriyet bahanesiyle “OHAL kalksýn” kampanyalarýyla FETÖ’ye can simidi verdi.
“Darbe ile mücadele edecekseniz o gece halka ateþ edenleri yargýlayýp cezalandýrýn. Hakimle, savcýyla, öðretmenle ne iþiniz var” dedi.
Oysa bu söylem, “tetikçi”yi feda edip, asýl örgüt olan FETÖ’yü kurtarma çabalarýnýn ta kendisiydi.
Son olarak, “15 Temmuz bir kontrollü darbedir” þeklindeki rezil beyanýyla, darbe liderinin Pensilvanya’dan þeytani müttefik batý medyasý vasýtasýyla yaydýðý, “15 Temmuz bir tiyatrodur” ciddiyetsizliðine ciddi destek verdi.
Bu rezaletin zirvesiydi
Türkiye’de son dönemde neredeyse ittifak edilen tek konu 15 Temmuz kalkýþmasýnýn bir FETÖ ihaneti olduðudur.
Oysa Kýlýçdaroðlu bu ulusal ittifakýn bile dýþýnda kalan bir tavýr sergiliyordu. Bu, cumhuriyetçilerin genel tavrý olamazdý. Nitekim çoðu gemiyi terk etti, kimi de ya sabýr çekti.
Çünkü onu oraya oturtanlar öyle konuþmasýný istiyordu. Aksi taktirde olup biten herþeyi açýklar, onu sokaða bile çýkamaz hale getirirlerdi.
Ve bitmeyen bu istekler Kýlýçdaroðlu’nu da bunaltmýþtý. Arada bir Erdoðan’a hakaret ederek durumu geçiþtire geldi ama artýk bu da iþe yaramýyordu.
Tam bu sýralarda “Anayasa Deðiþikliði Paketi” imdadýna yetiþti.
Eline altýn bir fýrsat geçmiþti.
Bu malzemeyi kullanarak gerebileceði kadar gerer, kendi vehametini de onun içine gizlerdi.
“Bizi iyi izleyin, bu deðiþikliði nasýl engelleyeceðimizi öðrenin” dedi.
?..
Acaba CHP’nin oylarý ikiþer mi sayýlacaktý; nasýl engelleyeceklerdi.
Ve gördük nasýl engellediklerini!
Yumruklar, ýsýrýklar, kýrýlan burunlar, iþgal edilen kürsüler…
Ýyi iþ çýkarmýþlardý!
Gündem deðiþmiþ, Kýlýçdaroðlu’nun kara bulutlarý daðýlmýþtý.
Hatta “uçan yumruk” arkadaþlarýna heyet halinde teþekkür ziyareti bile yapmýþlardý.
Ama gerçeklerin er geç ortaya çýkmak gibi bir adeti vardý. Nitekim Haber Türk gazetesinde yayýnlanan bir haber her þeyi ortaya çýkardý.
Aynen dediðimiz gibi “FETÖ senaryoyu yazmýþ, Ankara’daki mankurtlarý bu rezalet filmini çekmiþ, Pensilvanya “kalite kontrolü” yapýldýktan sonra “Vizyona sokun” talimatýný verilmiþ…
Kýlýçdaroðlu’na da faturayý göndermiþ…
***
Olsun yine de sorumlu Erdoðan’dýr!..