Fehmi KORU
Fehmi KORU
fkoru@stargazete.com
Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu’nun Brüksel seferi işte böyle geçti

Aşk olsun CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na; partisinin en yakın müttefiki, hatta ‘ruh ikizi’ olması gereken Avrupalı sosyalistlerle de arayı açmayı sonunda başardı. Ağzından çıkan her şey Türkiye’de “Acaba?” sorusuyla karşılanıyordu zaten, bundan böyle söylediklerine Avrupalılar da kuşkuyla bakacaklar...

Üzücü, ama gerçek: CHP’nin başında kalması giderek zorlaşıyor Kemal Kılıçdaroğlu’nun...

Brüksel’de başına geleni bir yol kazası olarak görmek pekâlâ mümkündü. Sonuçta, karşılıklı bir diplomatik nezaket eksikliği söz konusu. CHP lideri Kılıçdaroğlu iç politikada sıkça kullandığı argümanları ve üslubu Avrupa’nın başkentine taşımakla nezaket-dışı davrandıysa, Avrupa Parlamentosu’ndaki sosyalist ve demokrat ittifakın lideri Hannes Swoboda da tepkisini daha nâzik ifade edebilirdi.

Verdiği randevuyu iptal etmekle yaptığı, nezaket-dışı bir davranıştır Avrupalı sosyalistin...

Kılıçdaroğlu’nun vahim hatası, karşı tarafın randevu iptaliyle yaptığı yanlış davranışı kınamak yerine, “O iptal etmedi, ben gitmedim” demesidir. Yalnız Swoboda değil Avrupalı politikacıların bütünü bunun şaşkınlığını yaşıyor olmalı. CHP lideri ‘yandaş basın’ tarafından çarpıtıldığını ileri sürüyor, ama randevu iptali bilgisini medyaya duyuran Swoboda’nın ofisi... Sosyalist politikacı, hem gazetelere demeç vererek hem de ekranlara çıkarak, kendi açısından ‘gerçeği’ açıkladı.

Gerçeği, yani randevuyu kendisinin iptal ettiğini...

Sizlere, bizlere basit bir yanlış anlaşılma gibi gelebilir, ancak Batılılar CHP heyetinin davranışına şaşırmıştır.

Yalnızca Erdoğan-Esad benzerliği kurulmasından rahatsızlığını ifade etmekle yetinmiyor Swoboda, konuğunu kabul etseydi yüzüne söyleyeceklerini de medyayla paylaşıyor. Hürriyet’in kıdemli Brüksel temsilcisi Zeynel Lüle sosyalist politikacının ne dediğini şöyleaktarıyor:

“CHP, Türkiye’yi daha demokratik bir ülke yapacak politika izlemeli. Kürt sorununun çözümü konusunda barışçı siyaset izlemeli. (..) CHP, Türkiye’nin sorunlarının çözümü konusunda daha aktif olmalı, engelleyici bir görünüm vermemeli. Ben şu soruyu soruyorum: Eskisi gibi mi kalacaksınız, yoksa ileriye bakan bir parti olarak mı yola devam edeceksiniz? Eğer eskisi gibi kalacaksanız, iktidara gelmeniz çok zor. CHP iktidara gelmek istiyorsa değişmeli. Yeni Anayasa ve Kürt sorununun çözümünde ‘öncü rol’ üstlenmeli. Türkiye’nin hayati sorunları konusunda ‘mutabakata’ ve ‘birlikte hareket etmeye’ ihtiyaç var. CHP, bazı konularda Ak Partigibi düşünebilmeli. AB üyeliği veya Suriye gibi konularda, Kürt sorununun çözümü ve terörle mücadele konularında ortak hareket edebilmeli.”

Keşke erken tepki vereceğine başbaşa görüşmede bu görüşlerini CHP liderinin yüzüne karşı söyleme fırsatını değerlendirseydi Swoboda...

Temennimin sebebi, Kılıçdaroğlu başkan olduktan sonra CHP’nin Avrupalı kurumlara açılması yüzünden... Nitekim, CHP lideri, Brüksel’deki bu yüzgeri edilme olayından sonra da Avrupa’ya gitmeye devam edeceğini açıkladı. Belli ki, Avrupa ile ilişkilere önem veriyor... O irtibat bu son ‘randevu krizi’ndeki tavrı yüzünden kopmasa herhalde iyi olur.

Ama sosyalist grubun en etkili ismiyle arası açıldı ve kriz sırasında iyi bir görüntü vermedi CHP lideri.

Partisindeki ulusalcılar seviniyordur...