Hafta sonu CHP kurultayı yapıldı.
Sayın Kılıçdaroğlu tekrar seçildi. Kendisini kutlarım.
İtiraf etmeliyim ki hakkında yanıldım. Kaset olayından sonra genel başkan seçildiğinde tek kongrelik ömrü olduğunu düşünüyordum.
Partiyi bir adım ileriye götürmemesine rağmen her defasında seçiliyor.
***
Partinin büyüyüp büyümemesi CHP’lilerin sorunu.
Beni ilgilendiren yönü topluma dönük tarafıdır.
Ben bugün Diyanet İşleri Başkanlığı aleyhinde yürütülen kampanyaya katılmasına temas etmek istiyorum.
Diyanet hakkındaki söylemi bu partinin gündemi takipten ne denli uzak olduğunu göstermesi açısından önemli.
Ana muhalefet partisi liderinin bu aymazlığı affedilemez.
***
Sayın Kılıçdaroğlu kurultay konuşmasında Sultanahmet olayını değerlendirirken güya DAİŞ (kendisi IŞID diyor) konusunda hükümeti eleştiriyor. Pot üstüne pot kırıyor.
Zaten başından beri AK Parti’yi karalamak için DAİŞ’e destek olduğu yalanına sarılmaktan ve bu yalan üzerinden kendi devletini uluslararası platformlarda zora sokmaktan çekinmiyor.
***
CHP, hükümetin bugüne kadar 124 ülkeden 34 bin 570 kişiye DAİŞ şüphesiyle Türkiye’ye giriş yasağı koyacak kadar titiz mücadelesini görmemekte ısrar ediyor.
Fikri düzeyde de en ciddi mücadeleyi Türkiye’nin verdiğinden de ya haberi yok ya kasten görmezden geliyor.
Sayın Kılıçdaroğlu kurultay konuşmasında DAİŞ konusunda hükümeti Diyanet üzerinden vurmak istiyor ama baltayı taşa vuruyor.
‘Bu Diyanet’ diyor ‘Ne iş yapıyor neden DAİŞ konusunda halkı bilgilendirmiyor?’
5 Ocak’ta parti grubunda yaptığı konuşmayı bu kez kurultaya taşıyor. Diyanet kurumunu yerden yere vuruyor.
***
CHP maalesef eski müftü Özkes’in istifasıyla da tekrar ortaya çıktığı gibi dine karşı önyargılı bir parti.
Eleştirmek istediği Diyanet aslında hem DAİŞ konusunda hem de diğer sapkınlıklar konusunda üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirmektedir.
Diyanet’in faaliyetlerini takip edenler bilirler.
Hatta Sayın Kılıçdaroğlu sadece Cuma namazlarında halkın arasında olsa orada okunan hutbelerde Diyanet’in hassasiyetine kendisi de şahit olacaktır.
***
Kasım ayında ilk kez Cuma namazı kıldığını söylen Gürsel Tekin bile bu gerçeği görmüştü. Hutbeye fetva diyecek kadar dini terimlere uzak olmasına rağmen CHP’yi halkla buluşturmaya kendi çapında çalışanlardan biriydi. (Kurultayda o bile parti meclisine giremedi!) DAİŞ hakkındaki hutbeyi beğenmiş ve takdir etmişti. Ama “Biz bunları zaten 5 senedir söylüyoruz” diyerek 2 sene önce ortaya çıkan DAİŞ hakkındaki cehaletini de anında izhar etmişti!
Kılıçdaroğlu bu konuşmasını hazırlarken hiç değilse Tekin’e bir sorsaydı belki bu aymazlığı yapmazdı.
***
Bu DAİŞ denilen örgüt ortaya çıkalı daha iki sene oldu. Diyanet de çıktığı günden beri bu örgütün gerçek yüzünü göstermeye çalışmış hâlâ da çalışmaktadır.
Kılıçdaroğlu Diyanet’i camiyi takip etmiyor, bari basını doğru dürüst takip etse Diyanet’in bu hususta ne denli özenli çalışmalar yaptığını görürdü.
***
Mesela 01 Kasım 2015 tarihinde bu köşede yayınlanan yazıda konuyla ilgili verilen şu bilgi bile fikrini değiştirebilirdi:
“Bu örgüte duyulan sempatiye engel olmak için Diyanet İşleri Başkanlığı ciddi bir çalışma yapmıştır. Bu örgütün felsefesini ve din anlayışını sorgulamıştır. “DAEŞ’İN TEMEL FELSEFESİ VE DİNİ REFERANSLARI” adıyla yayınladığı 40 sayfalık bir rapor ile örgütün İslam’ın adını kirletmesine engel olmaya çalışmıştır. Benzer bir çalışma henüz İslam dünyasında mevcut değildir.”
***
Diyanet bu hususta çaba gösteren İslam dünyasındaki tek kurumdur. Diyanet İşleri Başkanı da sahıh İslam üzerinde titizlikle duran en başarılı başkanlardan biridir.
Ama Sayın Kılıçdaroğlu Diyanet’in çalışmalarını takip edip gerçekleri görmek yerine önyargılı propagandalara alet olmak gibi sosyal barışı dinamitleyen kirli bir tuzağa düşmektedir.
***
Kusura bakmasın Sayın Kılıçdaroğlu, aşağılamak için söylemiyorum görüntüyü tarif için söylüyorum, dinde gözü olmayanın Diyanet’te de kulağı olmuyor.
Bu vesileyle kurultaydaki başarısını tekrar kutluyor, kendisini özellikle Diyanet gibi soysal barışı yakından ilgilendiren hassas konularda sağduyulu olmaya çağırıyorum!