Kýlýçdaroðlu’nun kurultay konuþmasýnýn Cumhurbaþkaný Erdoðan’a yönelik kýsmý gerçekten çok kötü, çok çirkin. Hakaretten bile öte bir þey. Bir küfür. Bir ana muhalefet lideri ile o ülkenin cumhurbaþkaný arasýnda asla olmamasý gereken bir dil. Gerçekten ancak “terbiyesizce” diye nitelenebilecek bir tavýr. O küfürleri aynen buraya almak bu sütunun “insanlýk kalitesi” ile baðdaþmaz.
Kýlýçdaroðlu “Ama o da bizi, diðer muhalefet partilerini eleþtiriyor, bu, Cumhurbaþkanlýðýnýn tarafsýzlýðýna sýðmaz” itirazýnda bulunabilir. Ama bu itiraz da o küfür dilini haklý çýkarmýyor. Çünkü, eðer sözü iletiþim için devreye koyuyorsanýz yukarda týrnak içine aldýðým cümle de sizin itirazýný dile getirmek için yeterlidir. Ama iletiþim için deðil de, küfür için yola çýkýyorsanýz, sizi de, hitap ettiðiniz kitleyi de böyle “insanca” tavýrlar kesmez.
Belki Kýlýçdaroðlu’nun küfre yönelmesi de iletiþimden öte bir hesaba dayandýðý için böyle bir “küfür dili” tercih ediliyor.
Bana göre bir hesap var:
Hesabýn bir ayaðýnda Kýlýçdaroðlu’nun “Erdoðan karþýtlýðý” temasýný Demirtaþ’ýn, HDP’nin elinden alma arzusu bulunuyor. Bir süredir Kýlýçdaroðlu, kamuoyu önünde, Demirtaþ’ýn 7 Haziran öncesinde kullandýðý “Seni baþkan yaptýrmayacaðýz” sloganýna benzer cümleler kuruyor. Sanýrým bu yolla, CHP tabanýndan HDP’ye kaydýðýný düþündüðü oylarý yeniden toparlamak ve “Erdoðan karþýtlýðý”nýn toplumsal rantýný ele geçirmek istiyor.
Kurultay, bu söylemin CHP tabanýnda oldukça coþkulu bir karþýlýðý bulunduðunu da gösteriyor. Nitekim Kýlýçdaroðlu’nun uzunca konuþmasý kendi eþi dahil birçok delegeyi uyuturken, salon, ancak küfürlü dilden sonra dalgalanmaya baþlýyor.
Tabii ki bu hesabýn reel karþýlýðý üzerine çok þey söylenebilir. “Buradan CHP’ye gelecek olan oy miktarý yüzde 25 bandýnda bir kýpýrdama saðlar mý”nýn cevabý da çok katmanlýdýr. Kendi düþüncemi söyleyeyim: CHP’nin oradan alacaðý oy, akademisyenlere tepki çerçevesinde Barolar Birliði Baþkaný Metin Feyzioðlu’nun CHP’deki yansýmalarýndan dolayý kaybedeceði oydan daha fazla olamaz.
Kýlýçdaroðlu’nun “Küfürlü Erdoðan karþýtlýðý”ndaki hesabýnýn ikinci ayaðýnda, Erdoðan ile Davutoðlu arasýnda bir ayrýlýk oluþturma arzusu var. CHP liderinin bu konuyu çok önemsediði anlaþýlýyor. Konuþmalarý dikkatli okunduðunda - dinlendiðinde Erdoðan’a aðýr biçimde yüklenirken, Davutoðlu’na daha pozitif bir yer ayýrdýðý rahatlýkla gözlenebiliyor. Özetle diyor ki: “Biz Erdoðan’a karþý çýkýyoruz ama Davutoðlu ile pekala görüþebiliyoruz. Hatta onun Erdoðan’ýn baskýsý altýnda kalmadan Baþbakanlýk yapabilmesini savunuyoruz.”
Bu tavrýn gerçekliði üzerinde kafa yormanýn anlamý yok. Çünkü Kýlýçdaroðlu’nun bu sözleri her þeyden önce ciddi bir samimiyet problemi taþýyor. Þu sorunun cevabý bu tavrýn samimiyetinin sýfýrýn altýnda olduðunu ortaya koyacaktýr: “Erdoðan olmasaydý, Davutoðlu’nun Baþbakanlýðýna þapka çýkaracak mýydýn? Davutoðlu Dýþiþleri Bakaný iken onu ‘En çapsýz dýþiþleri bakaný’ diye suçlayan sen deðil miydin?”
Daha önce de yazdým: Kýlýçdaroðlu, þu andaki statü içinde Cumhurbaþkaný ile Baþbakan arasýnda bir yetki karmaþasý çýkacaðýný, bunun da Ak Parti’de ciddi bir iç gerilime yol açacaðýný, kendisi Davutoðlu’ndan yana tavýr koyduðunda bunun Erdoðan nezdinde Davutoðlu’na karþý kuþku doðuracaðýný, onun da aradaki gerilimi artýracaðýný, bunun medyada taraftarlýklara yol açacaðýný, taraftarlýklarýn getirdiði suçlamalarla gerilimin daha da derinleþeceðini vs.. hesap ediyor.
Oyun bu. Bu oyunun Erdoðan ve Davutoðlu cenahýnda reel bir karþýlýðý var mý?
Mesela en azýndan taraftarlýklar boyutunda bir karþýlýktan söz edilebilir mi?
Þu gözleniyor: Baþbakan olarak Davutoðlu, hemen her konuþmasýnda hareketin lideri olarak Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn hukukunun altýný çiziyor. Bu bence bazý hassasiyetler oluþmamasý açýsýndan önemli bir duyarlýlýk.
Þu söylenebilir: Kýlýçdaroðlu’nun þahsýnda yürütülen böyle bir oyun planý var ve hem Cumhurbaþkaný Erdoðan hem Baþbakan Davutoðlu ve hem de Ak Partinin misyonunu önemseyen medya dünyasý bu oyunu dikkatle izlemeli.