26 yýllýk gazetecilik hayatýmda üslubumu derinden etkileyen yazarlar olmuþtur! Bunlarýn baþýnda Yýlmaz Özdil gelir.
Genel çizgime uymasa, gönül dostlarýmýn tepkisine yol açsa da Özdil’den köþeme sýçrayan ödünç kelimeler hatýrý sayýlýr miktardadýr.
Misal, “þerefsiz” sözcüðünü ondan ödünç almýþýmdýr. Ergenekon sürecine yönelik aðýr eleþtirilerini dile getirdiði dönemde “Haydý þerefsiz basýn bunu da yaz” dediðinde, “þerefsiz” sözcüðü hemen lugatýmda baþköþeye geçivermiþtir.
O dönem Hürriyet’in baþyazarý Oktay Ekþi’yi þahsýmla ilgili iftira dolu yazýsý yüzünden ispata çaðýrdýðýmda, “ispat etmezsen þerefsizsin” demiþtim.
“Kýç” kelimesi de Özdil’in meslek hayatýmýza kazandýrdýðý güzide tasvirlerdendir! En azýndan benim keþfim ondan sonrasýdýr.
Dönemin Genelkurmay Baþkaný Ýlker Baþbuð’un “kaðýt parçasý” güzellemesine destek verdiði 27 Haziran 2009 tarihli köþesi, özel bir köþedir: “Doðrularý konuþmak için en az iki kiþi gerekir. Biri doðruyu söyleyen biri doðru anlayan demiþ Victor Hugo. Çünkü yalanlarý dinlemek de yalan söylemenin bir çeþididir aslýnda. Güzel laf di mi? Ama size kötü haberim var. Victor’un böyle bir lafý yok kýçýmdan uydurdum.”
O zaman hemen cevap vermiþim. O kaðýt parçasý “belge” çýkýnca anlaþýldý ki, kýçýndan uydurduðu aðzýyla söylediðinden daha gerçeðe yakýn.
Söz meclisten dýþarý, insanýn kýçýyla kafasý yer deðiþtirmeye görsün...
15 Þubat 2011 tarihli bir baþka yazýsýnda patlattýðý “kýç edebiyatý” hala hafýzalardadýr: “Yandaþ çakallar, kýçý açýkta geçen þempanzelerin fotoðrafýný basarak ‘sizin giyecek donunuz yok, onlar sýcacýk yuvalarýnda oturuyor, bu nasýl düzen?’ makaleleri döþemiþler.”
Hürriyet sütunlarýnda yer alan made in Özdil “kýç” güzellemeleri bunlarla sýnýrlý deðil elbette. 24 Temmuz 2011 tarihli yazýsýnda Bodrum’u anlatýrken yine “kýç”a baþvurmuþtu. “Arka þezlongdaki kadýnýn ayaðý kulaðýna giriyor. Senin bacaklarýn öndeki adamýn omuzlarýnda... Kýç kýça oturuluyor. Günde 18 bikini deðiþtiren tikiler, kýçýnýn kýllarý aðarmýþ amcalara aþkito, totiþko diye sesleniyor.”
Zor günlerdi...
Hatýrlýyorum, kimi gönül dostlarý “inme onun seviyesine” diyorlardý, Özdil lügatýndan kelimelerle köþeyi doldurmama itirazlarý vardý, kýzanlar hayli fazlaydý.
Günler günleri kovaladý; Allah nasip etti, siyasete girdik. Gazetecilikteki “kýç” sarmalýndan kurtulduðumuzu sanýyorduk ki, siyaset arenasýnda CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu’nun “kýç”ýna takýldýk.
Hükümetin Suriye politikasýný Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoðlu’nun “stratejik derinlik” tezi üzerinden eleþtirirken o da ayný referans noktasýndan hareket etmesin mi: “Derinliðin ne anlama geldiðini samimi olarak söylüyorum bilmiyor. Mutlaka bir Ýngilizce metinden tercüme etmiþtir. Nasýl bir akademisyendir bu? Dünya dengelerini bilmeden Rusya’yý izole etmekten söz ediyor. Herhalde onu dinleyen pek çok ülke affedersiniz kýçýyla gülmüþtür.”
Affedersiniz diyor, neden affedelim ki...
Kýçýyla gülmeyi bilen kýçýyla konuþmayý da sökmüþtür herhalde! Yukarýdaki örnekte olduðu gibi bazen kýçtan gelen ses aðýzdan çýkan lakýrdýya göre daha hakikat içerebilir!
Mazur görün, Kýlýçdaroðlu’nun seviyesine inince pusulam þaþtý. Ýnþallah en kýsa zamanda düzeltirim kendimi, bir daha olmaz...
Sayýn bakana da çaðrým: Ben kendimi yaktým, lütfen siz yanmayýn.
Muhalefetin sürpriz adayý mý?
Geçtiðimiz günlerde twitter hesabýmdan “CHP ikna olursa muhalefetin Çankaya için ortak adayý Meral Akþener olur” demiþtim.
Önceki gün gazetelerde Kýlýçdaroðlu’nun “21. yüzyýlda kadýn cumhurbaþkaný neden olmasýn?” açýklamasýný okuyunca “Akþener” alternatifinin hala gündemde olduðu kanaatine vardým.
Bu alternatif, muhalefetin gündeminde ciddi olarak yerini koruyor.
Akþener ismi üzerindeki yoðunlaþma, Kýlýçdaroðlu’nun Baþbakan Erdoðan’ýn Cumhurbaþkanlýðý adaylýðýna karþý çýkarken ortaya koyduðu sözde kriterlerle doðrudan ilintili deðildir.
CHP þunun farkýnda: Cumhurbaþkanýnýn halk tarafýndan seçilecek olmasý yüzde 65-75 bandýndaki sað seçmen profilinin egemen olduðu siyasi atmosferde CHP’li bir adayýn köþke çýkma ihtimalini neredeyse sýfýra indirdi.
CHP muhtemelen ilk turda, olmazsa ikinci turda saðdan bir adayla baþbakana Çankaya yolunu kapatmak isteyecektir.
DYP’li bakan, MHP’li Meclis baþkanvekili, AK Partili aday kurucu üye sýfatýnýn yaný sýra kadýn olmasýnýn muhalefet cephesinde Akþener’i avantajlý hale getirdiði yorumlarý yapýlýyor.
Muhalefetin hesabý ne olursa olsun Cumhurbaþkanlýðý seçim sürecinde tüm iplerin Baþbakan Erdoðan’da olduðunu düþünüyorum. En büyük rakibi yine kendisidir.