Günlerdir Hollanda'yý ve Almanya'yý konuþuyoruz. Avrupa'da yükselen saðý, göçmen karþýtlýðýný ve Türkiye düþmanlýðýný...
Avrupa ülkelerinin Türkiye'ye yönelik düþmanca yaklaþýmý son yýllarda görünür hale gelmiþti zaten; iþi Türk bakanlarý "istenmeyen adam" ilan etme noktasýna yeni getirdiler.
Göçmen karþýtlýðý ise Avrupa'nýn artýk yapýsal bir sorunu. Suriyeli göçmenleri tekmeleyen, botlarýný batýran, gelmesinler diye sýnýrlarýna tel örgüler çeken, "Yalnýzca Hýristiyan olanlarý alalým" diyen profil, marjinal olmaktan çoktan çýktý ve Avrupa siyasetinin merkezine oturdu.
'Post gerçeklik' olarak adlandýrýlan bu yeni dönemin alameti farikasý, yalanýn siyasetin ana propaganda malzemesine olmasý.
Brexit referandumu, Türklerin, AB'ye girmek suretiyle Ýngiltere'yi iþgal edeceði propagandasýyla yapýldý. Bir parodi olarak deðil korkulara hitap eden negatif siyaset olarak...
Avrupa'daki Türk düþmanlýðýný besleyen tarihi hafýza bir yana, Türklerin camilerle ve etrafýndaki komünitelerle Avrupa'yý fethe baþladýðý, bu korku siyasetinin temelini oluþturuyor. Belli ki bu ve benzeri korkular Avrupa için artýk yönetilmesi zor bir krizi ifade diyor. Ve ne yazýk ki bu süreci taþýyabilecek ve krizi akli selimle aþma imkaný saðlayacak siyasi liderlerden de mahrum Avrupa.
En makul siyasetçi Merkel, düþünün! O da týpký Rutte'nin seçim kaybetmemek için Wilders'leþmesi gibi yakýnda Martin Schulz'laþacaktýr.
Zira Avrupa'da seçim kazanmak göçmen karþýtý kampanya yapmakla mümkün olabilmekte. Bu, en baþta Avrupa Birliði'nin ama nihai olarak Avrupa toplumunun krizine iþaret etmektedir.
Göçmen karþýtý CHP
Gelelim Türkiye'ye... Bizde iktidar olmak, ya da iktidarýný kaybetmemek için göçmen karþýtý bir dil kullanmanýza gerek yok. Farazi bir þeyden bahsetmiyorum. Son üç dört seçimde iktidar partisi, dört milyona yakýn Suriyeli göçmene ev sahipliði yapmýþ bu topluma teþekkür ederek, "Onlar muhacir ise biz de ensarýz" diyerek seçim kazandý. Avrupa'da olanýn tam tersi yani.
Buna mukabil Ana Muhalefet Partisi Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu seçim vaadi, savaþtan kaçýp ülkemize sýðýnan Suriyelileri geri göndermekti.
“Bizim gençlerimiz Suriye için Suriye’de þehit oluyor. Onlarýn gençleri Türkiye’de. Nasýl oluyor bu?" diyerek açýktan kýþkýrtýcý bir dil kullandý. Sanki Fýrat Kalkaný Operasyonu'nun sebebi Türkiye'nin güvenliði ve stratejik hedefleri deðilmiþ gibi.
Kýlýçdaroðlu'nun Suriyeliler üzerinden kurduðu göçmen karþýtý dile zaman içinde baþka siyasetçiler de eklendi.
CHP Ardahan Milletvekili Öztürk Yýlmaz, askerlik yaþýndaki Suriyeli erkeklerin ‘Türk kýzlarýyla gezdiði'ni söyledi. MHP'den ihraç edilen Sinan Oðan ise "Suriyeliler sahillerde Türk kýzlarýný dikizliyor" dedi. Aleni yabancý düþmaný bu söylemin Avrupa'dan farký, sahiplerinin Türkiye'de ana akýmý deðil marjinal kesimi temsil etmesi, seçim kampanyalarýnda itibar görmemesi.
En önemlisi de, onda biri Avrupa'yý krize sokmuþken Türkiye'nin 4 milyona yakýn mülteciyi taþýyabilmesi.
Yeri geldiðinde en ucuz göçmen karþýtý-yabancý düþmaný söyleme baþvuran Kýlýçdaroðlu, Avrupa'nýn taahhütlerini yerine getirmemesi ve düþmanca tutumu sebebiyle Türkiye'nin Geri Kabul Anlaþmasý'nýn iptalinden söz etmesine de tepki gösteriyor. Suriyeli göçmenlerin Avrupa'ya gitmesine de karþý çýkýyor yani. Onlarý ille de Suriye'ye göndermek istiyor.
“Suriyelilerin daha maliyetlerinin farkýnda deðiliz. Yarýn göreceksiniz, bütün düzenimiz bozulacak” diye de Kemal Kýlýçdaroðlu.
"Bizim vatandaþlarýmýz hastaneye gider sýra bekler, Suriyeli beklemez" diyen de..
"Referandumda evet çýksýn diye Suriyelilere vatandaþlýk verdiler" yalaný tutmayýnca þimdilerde "Evet oyu çýktýktan sonra ilk yapacaklarý iþ, 3 milyon Suriyeliye vatandaþlýk vermek"demeye baþladý.
Sahi, Suriyelileri seçim malzemesine dönüþtüren ve aleni yabancý düþmanlýðý yapan Kemal Kýlýçdaroðlu'nun Wilders'ten farký ne?
