Kýlýçdaroðlu diyor ki:
“Baþkan olan kiþi ayný zamanda partinin genel baþkaný olacak. Devlet parti devleti olacak. Baþkan senin partinden deðilse devlet kapýsýnda yerin olmayacak.”
Bir: Baþkan deðil, Cumhurbaþkaný.
Ýki: Atatürk ve Ýnönü de hem parti genel baþkanýydý, hem de Cumhurbaþkaný’ydý. Bu durumda, Atatürk ve Ýnönü üzerinden Türkiye’de ilk defa parti devleti kurulduðu iddiasýna Kýlýçdaroðlu arka çýkmýþ oluyor.
Üç: Kýlýçdaroðlu’nun kalmasýný istediði mevcut sistemde Baþbakan, partili. Baþbakan partili olunca tarafsýz oluyor ve partili Baþbakanýn ülkesinde devlet kapýsýnda herkesin yeri olabiliyor ama nedense partili Cumhurbaþkanýnýn olduðu ülkede olmuyor! Akla ziyan bir yaklaþým.
Kýlýçdaroðlu’nun aðzýndan çýkaný gerçekten kulaðý duymuyor.
Duymuþ olsa, bütün bu söyledikleriyle aslýnda kendi parti geçmiþini, yani tek parti dönemini nasýl yerden yere vurduðunu anlar.
Pek tabii Cumhurbaþkanlýðý Hükümet Sistemi ile CHP’nin “Milli Þef” dönemindeki diktatöryal tek parti döneminin birbiriyle uzaktan yakýndan bir alakasý yok.
Tek benzerliði, Cumhurbaþkanlarýnýn partili olmasý…
Bu þeklî benzerliðin ötesinde mahiyet itibariyle hiçbir benzerlik yok.
Tam tersine, derin bir karþýtlýk söz konusu.
Çünkü CHP’ninki; gücünü sandýktan almayan, kaskatý bir parti devleti/diktatöryasý.
***
Kýlýçdaroðlu diyor ki:
“Yeni sisteme diktatörlük içerdiði için karþýyým. Demokrasiyi katlettiði için karþýyým.”
Güldürme insaný Kemal Bey…
Sen kim, diktatörlüðe/diktatörlere karþý çýkmak kim?
Bir: Sen bugün bile Milli Þef diktatörlüðüne/faþizmine tek bir kelime edemiyorsun. Üstelik diktatörün elinde Dersim’in, yani senin atalarýnýn kaný olmasýna raðmen. O diktatörün döneminde demokrasinin “d”sinden bile eser yokken, kalkýp o dönemi Cumhuriyet’in asr-ý saadeti olarak takdim edip duruyorsun.
Ýki: Sahiden diktatöre karþý olmuþ olsaydýn, eli kanlý Esed’in sarayýna koþmaz, onunla dayanýþma içine girmezdin. Önce Esed diktatörünün kanlý sarayýnda parti grubun marifetiyle dayanýþma pozu vereceksin, sonra kalkýp diktatörlüðe/diktatöre karþý olduðunu söyleyeceksin. Sana göre katliamcý diktatör Esed halkýnýn temsilcisi, sandýktan çýkan Erdoðan ise diktatör! Sevsinler senin demokratlýðýný…
Üç: Darbelere ve diktatörlere karþýyým dersin, lâkin eli kanlý darbeci ve diktatör Sisi’ye arka çýkarsýn. Onu da Mýsýr halkýnýn meþru Cumhurbaþkaný olarak görürsün.
Sakýn aðzýna bir daha, “darbecilere ve diktatörlere karþýyým” lafýný alma, gülünç oluyorsun…
***
Kýlýçdaroðlu diyor ki:
“Hitler de sandýk yoluyla geldi. Demokraside her þey sandýk demek deðildir.”
Bak Kemal Bey, kulaðýný aç ve iyi dinle!
Senin Führer’in, yani Milli Þef’in sandýktan çýkmadý.
Ayrýca Almanya’nýn Hitler’ini de pek severdi senin Milli Þef’in.
Almanya’nýn Hitler’i sandýktan çýktý ama mutlak güç sahibi olduktan, yani diktatör olduktan sonra bir daha milletinin önüne sandýk koymadý.
Sandýðýn olduðu yerde, diktatör olmaz Kemal Bey!
Bak, Recep Tayyip Erdoðan her seferinde sandýktan çýkýyor.
Sandýðýn olmadýðý bir rejimin adýna da ne Cumhuriyet nedir, ne de demokrasi.
***
Kýlýçdaroðlu diyor ki:
“Yeni sistemde Cumhurbaþkaný ülkeyi bölünmeye götürebilir.”
Önerilen metinde üniter yapý esas alýnýyor.
Dediðin gibi olsaydý, malûm terör örgütü ve partisi “evet” derdi.
Asýl sen cevap ver:
Ülkeyi bölmek için silahlý mücadele veren bir terör örgütüyle ve onun siyasi ayaðý olan partiyle ayný cephede yer alan sen deðil misin Kemal Bey?
Þu beraber saf tuttuklarýna bak…
Hepsi terör örgütleri ve topu da bu ülkeyle ve milletle savaþ halinde.
Ha, bir de seni pek seven Türkiye düþmaný Avrupa var.