Sosyal medyanýn her þey olmadýðýný, bire bir gerçeðe tekabül etmediðini elbette ben de biliyorum. Ama ülkemizde kullanýlýþ biçimiyle iletiþimden çok adeta deþarja, bir nevi istifraya yönelik kullanýlýyor sosyal medyalar. Böyle olunca da sokak baþýnda bekleyen yankesiciler gibi önünüze aniden doluþu veriyorlar... Ne kadar sizin tercihlerinize göre belirlendiði söylense de, sosyal medya algoritmalarýný belirleyen bir üst sistem var ve art arda çýkan videolarda muhakkak saldýrganlýk düzeyinde ulaþanlar oluyor...
Harp Okulu öðrencileri ve mezunlarý üzerinden estirilen öfkeli dalga da bunun örneklerinden... Kýlýçlarýný çekerek hiç de alýþýk olmadýðýmýz þekilde her kime meydan okuyorlarsa artýk, gayrý nizami ve disiplinsiz þekilde nutuk atmalarýnýn ardýndan, sosyal medya birden darbeseverlerle doldu mesela... Hem solcu, hem ilerici, hem demokrat hem de darbeci olur mu insan? Bu oksimoron bize has bir þey galiba? Bazý sosyal medya çevreleri bu görüntülerden hemen bir darbe umudu sönümlediler.
Tamam, her yüksekokul mezuniyetinde coþkulu kutlamalar olur, kepler havaya fýrlatýlýr, marþlar, þarkýlar söylenir, ama hiç birinde kýlýç ve silah yoktur. Þayet kýlýç ve silah belinizdeyse, bu size ayrýcalýk deðil, sorumluluk yükler. O þakýrdattýðýnýz kýlýçlarý kimlere þakýrdatýyorsunuz diye sorarlar... Sizler düþmana karþý savaþ vermek adýna yetiþtirildiniz, aklýnýzýn estiði þekilde millete ders vermeye, birilerine aba altýndan sopa göstermeye yetiþtirilmediniz...
Her neyse... Belki de ben hassasiyet gösteriyorumdur. Baþýmýzdan çok darbe rüzgarlarý estiðindendir belki de. Ama abartýlý olmadýðým yaný ise, sosyal medyada bu konunun, Kemalizm üzerinden Hükümete ve mütedeyyin kesime verilen bir ders olarak takdim edildiði gerçeðiydi... Darbe ile, kýlýç ile, silah ile, zor ile, güç ile, millete gün gösterme tehditleri havada uçuþtu... Bu kadar keskin bir öfkeyi nerede ve nasýl biriktirdiler acaba diye sorduk bizler de kendimize. Olaylarý takip eden arkadaþlarýmla ve birkaç emekli askerle görüþtüm, tek tek konuþtum, hepsi de benim çekincelerimi taþýyorlardý...
Biz halkýz tabii...
Ýþin bir de siyaset kýsmý vardý ki özellikle AK Parti Hükümeti bu konuyu büyük bir olgunlukla karþýladý. Mezuniyet alan öðrencilerin birincileri kýzlardan çýkmýþtý, bu konuyu özellikle tebrik ettiler mesela. Yani siyaset cenahýnda çok da ciddiye alýnmadý bu kýlýçlý gösteri...
.....................................
Seçimler sonrasýnda esen demokrat rüzgar, yumuþama, normalleþme, diyalog ortamý olarak telaffuz edilen zemin, her kesimden insaný umutlandýrmýþtý. Ne var ki sokak ortasýnda millete aðýza alýnmayacak seviyesiz hakaret ve küfürler savuran lümpen bir kadýnýn CHP tarafýndan kahraman ilan edilmesiyle, bahsedilen yakýnlaþma ve saygýnlýk zeminin bir fasa fiso olduðu da teyid edilmiþ oldu...
Þirretliði, küfürbazlýðý, cehaleti, özgürlük paketine saramazsýnýz. Hadi sardýnýz, ödüllendirip, alkýþlayýp, sanki bir deðer manzumesiymiþ gibi sunamazsýnýz. Çünkü küfür de hakaret de, deðer deðildir... CHP bu hareketiyle belki politik bir salvo yaptýðýný düþünse de günün sonunda kendi tabanýný da deðersizleþtiriyor, kendi tabanýný lümpenliðe mahkum ediyor.
..............................................
Toplumsal fay hatlarýyla oynayan politika mühendisleri yine iþ baþýnda. Haberlere bir göz atmanýz yeter. Her yerde kavga kýyamet. Öfke sarmalý içinde, birbirini dinlemeden, sadece küfrederek veya saldýrarak var olabileceðini düþünen bir mankafalýðýn içine hapsolmak üzereyiz.
Bu vandal þiddetin dönüþeceði yerden ürkmemek elde deðil. Solda, saðda, liberalde, milliyetçide, dindarda, sýradan insanda, hepimize sirayet ederek ortaklaþa ilerleyen bu sýnýrsýz öfke hastalýðýnýn varacaðý yer sadece mankafalýk deðil, eninde sonunda faþizmdir. Çok ürkütücü.