Koca ilk yarýda, Galatasaray ne yaptý? Rodrigues, Sinan ve Donk’un uzaktan pek de etkili olmayan üç þutu dýþýnda; hiçbir þey... Çünkü Kasýmpaþa; rakibinin rota koordinatlarýný önceden öðrenmiþ, Galatasaray’ýn geçeceði yollara barikat döþemiþti. Sarý-kýrmýzýlýlarýn hareket alanýný, kendi çizdiði hatlar içinde tutuyordu. Akýllý/bilinçli/uygulamada zorluk çekmediði bir seçimdi. Böyle bir strateji odaklanmasý ve uygulamasý, çok az takýmda, bu kadar baþarýyla sürdürülür.
G.Saray kötü oynamýyor, Kasýmpaþa tarafýndan fiilen oynatýlmýyordu. Etkisizliði bu yüzdendi... Yoksa sarý-kýrmýzýlýlarýn oynama isteði ve maça yoðunlaþmasý, seviye düþüklüðü içinde deðildi. Kasýmpaþa, kement atmýþtý. Galatasaray kollarýndan yakalanmýþtý. Sorun buradaydý... Cimbom hareket edemedi.
***
Ýlkel ve mutlak kapalý savunma yapmadan, her koþulda soðýukkanlýlýðýný koruyarak sahaya iyi yayýlan Kasýmpaþa; rakibini durdurabilmek adýna, kendisi de ileride bir þey yapamýyordu. Hatta yapmýyordu... Öncelikli hedef, kilitleme taktýðiydi. Maçýn iki takým arasýndaki þaþýrtýcý pozisyon yetersizliði, iþte buna dayanýyordu.
***
Kasýmpaþa ikinci yarýya; durduran deðil, vuran taraf olmayý seçen bir yapýyla girdi. Erken de pozisyonlar buldu. Ama Muslera duruma el koydu.
Bir þey yapamamak, G.Saray’ý sinirlendirmeye baþladý. Emre Akbaba’ya yapýlan faulün getirdiði ekstra gerilim, sarý-kýrmýzýlýlarý havaya sokan bir kývýlcým oldu. Golller, bu öfke patlamasýnýn hemen ardýndan geldi.
Kasýmpaþa’nýn açýlmaya kalkmasý, baþýna bela oldu. Hücumda üretici olmaya baþlayan G.Saray, kilidi parçalayýp attý. Zor maç kolaya girdi.