Önceki gün çok çok ilginç bir televizyon mülakatý izledik.. Michel Friedman isimli eski bir politikacý, Ýstanbul’da AK Parti Genel Baþkan yardýmcýsý Ravza Kavakçý Kan’la, DW adýna bir program yaptý.. Friedman enteresan bir adam.. Neredeyse bütün ailesini 2. Dünya Savaþý sýrasýnda Auschwitz’de kaybetmiþ bir Polonyalý Yahudi.. Friedman’ýn anneannesi ise þu ünlü Schindler’in Listesi’ne girerek kurtulmayý baþarmýþ.. Hatta Friedman bir oðluna ‘Oscar’ adýný vermiþ bu yüzden.. Friedman, hem týp fakültesinde okudu hem de hukuk.. Yani hem doktor hem de avukat oldu.. Sonra da siyasete girdi.. Hatta o siyasi kimliðiyle Ortadoðu barýþý için atýlacak adýmlarý konuþmak üzere, görevli olarak Türkiye’ye de geldi.. Vaktin Baþbakaný ile ve yetkilileriyle bire bir temaslar kurdu.. Siyasette adým adým ilerlerken, 2.Dünya Savaþýnda yaþanan haksýzlýklarýn sesi olmuþken bir anda Ukraynalý eskort kýzlarla kokain partisinde basýldý.. Hatta onlara kokain temin ettiði ortaya çýktý.. Friedman artýk köþeye sýkýþmýþtý.. Dünyanýn önde gelen gazeteleri, ‘bir televizyon masalýnýn bitiþi’ baþlýklarýný atýyordu.. Sonra bir anda bir þey oldu.. Yerle bir olmuþ olan itibarýný yeniden toparladý.. Ama nasýl?.. O kokain partisi haberleri yoksa Auschwitz’de tüm ailesini kaybetmiþ olan bir adamý kafeslemek için yapýlmýþ bir tertip miydi?.. Yoksa Friedman’ý hem týp hem de hukuk okutan onu dünyanýn dört bir yanýna ‘barýþ elçisi’ gibi gönderen güç, kendisinin de farkýna varmadýðý bir gizli servis gücü müydü?.. Ve o eskort kýzlarla kokain partisi haberleri, ajanlarý kontrolden çýkmaya baþladýðýnda nasýl yok olacaðýný gösterecek bir fragman mýydý?.. Bence bunu daha Friedman bile bilmiyor..
Michel Friedman’ýn sunduðu DW programýný defalarca izledim.. Hem Friedman’ýn sorularýný hem de Ravza Haným’ýn yanýtlarýný tek tek notlar alarak takip ettim.. Tek kelimeyle ifade etmek gerekirse ‘kepazelik’.. Friedman, bir gazeteci deðil de Zeytin Dalý Harekatý’na karþý kurulan Batý koalisyonunun tezlerini bir hükümet üyesi üzerinden dolaþýma sokmakla görevlendirilmiþ BND ajaný gibiydi.. Ravza Haným ise daha programýn ilk 15 dakikasýnda “.. olmaz olsun böyle saldýrgan bir üslup..” diyerek seti terketmesi gerekirken sabýrla Türk tezlerini anlatmaya devam etti.. “… Bir kiþi (Erdoðan) kimin mahkum olacaðýna kimin suçlu olduðuna karar veriyor…” diyor.. “Siz dünyayý PYD’nin terörist olduðuna ikna edemediniz…” diyor. “.. Suriye’nin dizaynýna siz mi karar veriyorsunuz” diyor.. “Siz doktorlarý ve akademisyenleri açýkça barýþ yanlýsý tutumlarýndan dolayý tutukladýnýz” diyor…Bunlar soru deðil ki!.. Bir kýsmý itham bir kýsmý mesaj.. Ve karþýsýndaki Ravza Kavakçý Kan gibi dünyanýn en kibar insaný var.. Sabýrla ve tane tane anlatýyor.. YPG’nin nasýl terör örgütü olduðunu, Deniz Yücel kararýnýn yargýnýn iþi olduðunu, mültecilerin geri dönüþünü ile ilgili stratejileri anlatýyor. Ama Friedman itham etmeye devam ediyor.. Sayýn Kan’ýn sabrýna hayran kalmamak elde deðil..
DW mülakatýnýn bir de tartýþmalý tarafý var.. O da, Deniz Yücel hakkýnda iddianamenin tanzim edilmemiþ, davanýn açýlmamýþ olmasý.. Bu elbette savunulmasý kolay olmayan bir konu.. Ancak kabul edelim ki, yargýnýn üzerinde herhangi bir vesayet olmadýðýna göre, bunun sorumlusunun da siyaset makamlarý olmadýðýný kabul etmemiz gerekir.. Almanya’nýn ýsrarla hükümete ya da Cumhurbaþkaný Erdoðan’a sorduðu ‘Deniz Yücel’ sorusunun asýl muhatabý yargý.. Ben de merak ediyorum, neden hâlâ iddianame hazýrlanmýþ deðil?..