Kim bu sarı yelekler?

Fransa sokaklarına bugünlerde öfke hâkim. ‘Taşralı’ Fransızların çığlığı ülkeyi yakıp yıkıyor. Solcuların ve liberallerin ‘öteki’ diye dışladığı çiftçiler ve düşük ücretli işçiler Paris sokaklarını yangın yerine çevirdi.

Her ne kadar olayların patlak vermesinin nedeni akar-yakıt zammı gibi görünse de gerçek bundan daha karışık. Herkesin ‘sarı yelekler’ dediği bu insanlar Fransa alt tabakasının ta kendisi. Yani muhafazakâr, yabancı düşmanı, yoksul ve çoğu eğitimsiz.

Aslında sadece Fransa’da değil Avrupa’nın tamamı bir paradoks içinde. Bir yanda demokratik bir toplum kaygısı diğer yanda çoğalan göçmenlere karşı artan bir öfke. Ortadoğu’daki çatışmalardan kaçanların umut kapısı Avrupa, hiçbir zaman tam açmadığı o kapıyı tamamen kapatabilir.

Refahını paylaşmak istemeyen Avrupa, sosyolojik olarak başka bir yere eviriliyor. Sokağın desteğini arkasına alan Avrupa’nın yoksulları yeni bir düzen istiyor. Fransa’da başlayan olaylar Belçika ve Hollanda’ya da sıçradı. Yıllardır artışta olan yabancı düşmanlığı ve ırkçılık Avrupa’nın kâbusu oldu.

Avrupa’nın en sembolik şehirlerinden Paris alev alev yanarken, dünyanın en lüks caddelerinden biri kızgın göstericiler tarafından yağma ve talan edilirken anlı şanlı Batı medyası bu gelişmeleri nasıl haberleştiriyor?

Özellikle Fransız medyası olayları çok ciddi bir filtreden geçirerek veriyor. Ülkenin ana akım medyası uzun bir süre olaylara küçümser bir tavırla yaklaştı. Elitist bir tavırla göstericilere ve protestolara gözünü kapadı. Fransız medyası ancak Paris’in göbeği ateşe verildikten sonra olan biteni daha fazla görmezden gelemedi.

Ya İngiliz medyası! Kanlı 15 Temmuz Darbe Girişiminin ardından FETÖ’cülere mikrofon uzatmak için çırpınan BBC, Fransız halkının bu isyanını nedense önemsemedi.

Hele hele sol ekolden gelen Independent gazetesinin olayların en sert geçtiği gün manşeti ne olsa beğenirsiniz: Olaylarda bir polisin silahı çalındı! 50-60 yıldır Avrupa sokakları hiç olmadığı kadar hareketli. Dipten gelen dalga daha adil bir paylaşım için sesini duyurmanın yollarını ayırıyor. Paris, yanıyor, Fransa ayakta senin attığın manşete bak. Tam bir Batı ikiyüzlülüğü.

Oysa aynı gazete 15 Temmuz hain saldırı girişimi sonrasında iç savaş çığırtkanlığı yapıyordu. ‘Özgürlükçü’ geçinen İngiliz gazetesi o dönem Türkiye için “Suriye gibi olacak” manşetleri atıyordu.

Batı medyasının karizması fena çiziliyor.  Hem de çok fena!

Fransız devriminden bu yana belki de en ciddi halk isyanıyla karşı karşıya kalan iktidar, olağanüstü hal uygulayıp uygulamamayı tartışıyor. Giderek Avrupa’ya yayılan bu ateşi söndürmek için ultra-liberal olarak tanımlanan Macron’un nasıl bir adım atacağı merak konusu.