Dün gazetemizin sütunlarýnda detaylarýný okudunuz. Cumhurbaþkaný Erdoðan partisinin Meclis Grubu’nda, Suudi vatandaþý ABD’li Gazeteci Cemal Kaþýkçý’nýn katledilmesiyle ilgili önemli açýklamalarda bulundu. Konuþmada en çok dikkat çeken hususlardan biri Erdoðan’ýn “Þayet varsa, diðer ülkelerdeki suç ortaklarýnýn da soruþturmaya dahil edilmesi gerekir!” þeklindeki sözleriydi.
Cumhurbaþkaný, Kaþýkçý’nýn öldürülmesi olayýnýn “uluslararasý ayaðýnýn olabileceðine” iþaret ediyordu. Bu noktada “Kim bu uluslararasý çete” sorusu gündeme gelecektir. Ancak önce bir-iki hususun altýný çizmem gerekiyor.
Erdoðan’ýn günler öncesinden “Grup toplantýsýnda Kaþýkçý cinayetiyle ilgili açýklama yapacaðým…” demesi üzerine dünyanýn dikkati bu konuþmaya çevrildi. Herkes Erdoðan’ýn ne söyleyeceðini merak ediyordu. Beklenti o kadar yükseldi ki konuþmayý uluslararasý alanda yayýn yapan neredeyse tüm kanallar canlý yayýnladý.
Ýstanbul Cumhuriyet Baþsavcýlýðý henüz soruþturmasýný tamamlamadýðý için Erdoðan hareket alaný dar olan bir çerçevede konuþmak zorundaydý. Öyle de yaptý. Ancak satýr aralarýna muhataplarýnýn gayet iyi anlayacaðý birçok mesaj koydu.
Konuþmada verilen en önemli mesaj “Böyle bir meseleyi, birkaç kiþinin üzerine yýkmak ne bizi ne de uluslararasý toplumu tatmin eder!” vurgusuydu. Kral Selman’ýn iyi niyetinin altýný çizen Erdoðan “emri verenlerden de hesap sorulmasý gerektiðini” söyledi. Burada kastedilenin Veliaht Prens Muhammed Bin Selman olduðu deðerlendirildi. Muhataplarýn da bu mesajý bu þekilde okuduðuna þüphe yok.
Ýkinci önemli konu, 18 kiþinin Türkiye’de yargýlanmasý yönünde yaptýðý çaðrýydý. Bu cinayetteki “karar alýcýlarý saklama çabasý içerisinde olanlara” karþý yapýlan bir hamleydi. Nitekim býrakýn karar alýcýlarý, olaya doðrudan karýþan 18 kiþinin bile þu anda ne yaptýðýna iliþkin en küçük bir fikrimiz yok. Riyad dünyaya ne söylerse ona inanmak durumunda kalýyoruz. Þu anda ev hapsinde mi tutuluyorlar yoksa cezaevinde mi bulunuyorlar, bilmiyoruz. Suudi Arabistan kapalý bir toplum... Þeffaf bir yargýlama sürecini izlemek mümkün deðil.
Üçüncü vurgu da iþte yukarýda deðindiðim konunun uluslararasý ayaðýydý. Erdoðan “diðer ülkelerdeki suç ortaklarýna” neden deðinme gereði hissetti?
Ýnfaz timini taþýyan iki uçaðýn rotasýný izlersek bu sorunun yanýtýna ulaþabiliriz. Gazeteci Cemal Kaþýkçý’nýn öldürülmesi olayýna karýþan Suudi yetkililer akþam saatlerinde Atatürk Havalimaný’nda bekleyen kraliyete ait jetlere binerek ülkelerine dönmedi. Ýki uçaktan biri Mýsýr’ýn baþkenti Kahire’ye, diðeri de Birleþik Arap Emirlikleri’ndeki Dubai’ye gitti.
Cinayeti iþleyenleri önce bu ülkelere gitmeye iten sebep neydi?
Bu, izlerini kaybettirmek için baþvurduklarý bir yöntem miydi? Hayýr… Çünkü uçaklarýn radar izleri kolaylýkla takip edilebiliyor.
O halde…
Kaþýkçý cinayetiyle ilgili cevabý aranan birçok sorudan birisi de bu...
Bu soru Suudilere de soruldu ancak Ankara Riyad’dan tatmin edici bir yanýt alamadý.
Cinayette Birleþik Arap Emirlikleri ve Mýsýr istihbaratýnýn dahli olup olmadýðý önemli bir soru iþareti.
Kaynaklar bunu doðrulayan bir delile henüz ulaþýlmadýðýný ancak uçaklarýn rotasýyla ilgili mantýklý bir yanýtýn da kendilerine verilemediðini söylüyor.
Bir bakmýþsýnýz, bu iþ Muhammed Dahlan’a kadar uzanmýþ!