Kim bunlar, ne istiyorlar?

PKK terör örgütü Ankara’da ikinci kez canlı bombalı saldırı düzenledi ya. 

Her terör olayının ardından yaptıkları gibi, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere Başbakan Davutoğlu’nu, Ak Parti Hükümetini, Hükümetin başta İçişleri Bakanı olmak üzere hedeflerine koydukları bakanlarını, o hükümetin atadığı istihbarat teşkilatı başkanını hedef tahtasına koydular.

Ülkenin ne kadar aciz, hükümetin ne kadar basiretsiz, Cumhurbaşkanının ne kadar sorumlu olduğunun kabul edilmesini istiyorlar.

Peki kim bunlar?

Tanınmış isimleri ve yazdıklarını da aktaracağım ama genel karakterlerinden de bahsetmek gerekiyor.

Sevgisizler, ülkeye zerre kadar muhabbet beslemiyorlar.

Septikler, Erdoğan takıntıları şirazelerinin kaymasına yetiyor.

Ukalalar, her şeyin en iyisini bildiklerini sanıyorlar.

Kibirliler, Ak Parti’yi destekleyen, Erdoğan’a hayran olan halkın “cahil” olduğunu bas bas bağırıyorlar.

Cahiller, kendilerinden daha ferasetli olan halkı ısrarla görmezden geliyor, halkın sağduyusunu yok sayıyorlar. Halkın yanlışta ittifak etmediğini bir türlü kabullenemiyorlar.

İnatlar, yedi düvel bir olup “diktatör” cümlesini halka kabul ettirmeye “hala” uğraşıyorlar.

Kızgınlar, daha önce çok az bir enerjiyle “başardıkları” halde şimdi bir araya gelmelerine rağmen başaramıyorlar, darbe yapamıyorlar.

Birçoğu bu “hasletlerin” tamamına ya da bir çoğuna sahip. Mesela Cemal Paşa’nın torunu, hemen her darbeyi desteklemiş ve ardından “ne kadar da yanlışmışım” kitapları yazmış Hasan Cemal.

Milliyet’ten başka bir nedenle kovulmasına rağmen bunu “muhalif kahraman” sosuyla satmaya çalışan, mümkün olmayınca da dış sponsor destekli bir site kuran Hasan Cemal, “Erdoğan’la istikrar da olmaz, barış da!” başlıklı bir yazıyla tüm kinini kusabiliyor. Oysa aynı Hasan Cemal’e, Kandil ziyaretini, o ziyarette samimi pozlar verdiği Cemil Bayık, Murat Karayılan, Mustafa Karasu diğer teröristlerle mi barış ve istikrar gelecek diye sorsak ne cevap verir, bilmek isteriz.

Bir diğeri FETÖ’nün kayığına binip, yoldan gönüllü çıkan Ahmet Altan. O da Hasan Cemal’in sitesine “acil koduyla” bir yazı gönderip Ankara’daki terör saldırısını anlatan bir yazı kaleme alıyor ve “Tayyip Erdoğan iktidarını sürdürdüğü sürece bu ülkede acı ve ölüm bitmeyecek” diyebiliyor. Yani edebi cümlelerle canlı bombanın, teröristin, PKK’nın, HDP’nin, CHP’nin, ABD’nin, Rusya’nın bir suçu yok ama Erdoğan suçlu diyor aklınca. Madem bu kadar akıllıydın o aklı FETÖ’nün kucağına oturduğunda neden kullanmadın diye sorarsım var. Ne cevap verir acaba?

Selahattin Demirtaş mesela. O da ayrı bir akıllı. “Hükümeti eleştirmeyip ne yapacağız. Teşekkür edip tebrik mi sunacağız?” diyor. Gören de kol kola gezdiği terör örgütü PKK’yı her fırsatta eleştirmiş, son saldırıda 37 kişiyi katletmiş kankalarını yerden yere vurmuş da sıra hükümete gelmiş sanırsınız. Demirtaş’a da “bir öncekine vekilini göndermiştin taziyeye, bu sefer kendin mi gideceksin?” diye sormak isterdim. Acaba ne 
cevap verirdi?

Benzer durumda soru sorulacak birçok isim var. Kadri Gürsel, Levent Gültekin, Ataol Behramoğlu, Çandarlı Halil’in torunu Cengiz Çandar, Candaş troller vs. bunlardan sadece bir kaçı ama esas mesele bu değil. Esas mesele ne istedikleri.

Ne istiyorlar?

Başta da söyledim. Erdoğan yok olsun istiyorlar. Çünkü Erdoğan olmazsa Ak Parti’yi çok kısa sürede bitireceklerine inanıyorlar.

Bunun için bombanın yapamadığını yapmaya çalışıyorlar, fiziki tesirini genişletmek için psikolojik harekat düzenliyorlar.

Direk halkın moraline oynuyorlar, bu morali çökertmek için süslü cümlelerle propaganda yapıyorlar.

Dün Almanya’da bir araçta bomba patladı. “Merkel gitsin” diyemeyen Alman hayranları, onlarca bombalama faaliyetinin engellendiği ülkede Erdoğan gitsin diyerek halkın temel direğini yıkmak istiyorlar.

Ne yapacağız?

Hemen yanı başımızda terör devleti kurmak istiyorlar, karşı çıkmamızı hazmedemiyorlar, bu bombaları patlatarak diz çöktürmeye çalışıyorlar. Mesele bu açıdan gayet net. 

Neye inanıyorsak, kime güveniyorsak fark etmez. Önemli olan yerli ve milli olmak. Ülkeyi ateş topuna çevirmek isteyenlere karşı yapacağımız tek bir şey var. Bu haysiyetsizlere pirim vermeyeceğiz, bu ülke için dik duracağız, dik duranların yanında yer alacağız. Başka yolu yok.