Aðustos 2014’te yapýlacak olan Cumhurbaþkanlýðý seçimleri birçok þeyi ilk kez tecrübe etme fýrsatý verecek. Önünde 2014 yerel seçimlerinin yapýldýðý, arkasýnda ise 2015 genel seçimleri bulunan cumhurbaþkanlýðý seçimleri ayný anda risklerin ve fýrsatlarýn önünü açtý. Bu yönüyle cumhurbaþkanlýðý seçimleri, öncelikle 30 Mart belediye seçimlerini bir yerel seçim olmaktan çýkaran önemli dinamiklerden birisi oldu. Benzer þekilde, 2015 genel seçimlerinin kaderini de doðrudan 2014 cumhurbaþkanlýðý seçimlerinde yaþanacak olanlar belirleyecek. Dolayýsýyla yakýn tarihimizde hiç olmadýðý kadar bir seçim ayný anda iki farklý seçimin kaderini bu kadar belirlemiþ oldu.
Sadece farklý seçimleri etkilemenin dýþýnda, cumhurbaþkanlýðý seçimlerinden zaferle çýkacak isim, ilk kez halkýn oylarýyla seçildiðinden dolayý ‘farklý bir cumhurbaþkaný’ da olmak zorunda. Hem son seçilmiþ hükümetten daha fazla oy almak zorunda hem de karþýsýnda blok bir ‘muhalefet inþa edilme’ durumunda bile baþarýlý olmak zorunda olacak. Yani genel seçimlerde iktidara gelen partiler, karþýlarýndaki farklý büyüklükteki muhalefet partileriyle mücadele etmek durumundayken, cumhurbaþkanlýðý seçimlerinde iki tur imkanýndan dolayý ‘ittifak stratejisi’ siyasetin ana eksenini oluþturacaktýr. Bu durum kurucu bir siyaset yapmanýn hatta müstakil bir siyasi entite olmaya en büyük engel teþkil edecektir. Derin bir muhalefet ve siyasetsizlik krizinin yaþandýðý bir dönemde, ittifaklar ya da son dönem moda deyimiyle ‘çatý arayýþlarý’ siyasetin yerine ikame edilmeye çalýþýlacaktýr.
Cumhurbaþkanlýðý seçimlerinin bir yýl içerisinde iki seçime birden deðen takviminin yanýnda, halk tarafýndan seçilmesini de aslýnda statüko saðladý. Þimdi kendi icat ettikleri krizin mahkumu haline geldiler. 2007’de cumhurbaþkaný seçtirmemek için kriz çýkaranlar, bugün kendilerinin müsebbibi olduðu yeni cumhurbaþkaný seçim sisteminde aday gösteremez hale geldiler. 27 Mayýs rejiminin marifetiyle parlamenter sistemin merkezine bir vesayet odaðý veya rejimin emniyet supabý olarak tesis edilen cumhurbaþkanýn, bundan sonra bambaþka bir rol oynayacaðý aþikar. Aday bulamama krizi içerisinde adayýn özelliklerini sýralayan muhalefet liderleri, farkýnda olmadan kimin cumhurbaþkaný olamayacaðýný tarif etmiþ oluyorlar. Muhalefetin aday tariflerinden anladýðýmýz tek þey adayýn Kemalist olmasýnýn imkansýz olduðudur.
Travma da burada baþlamaktadýr. Bundan sonra Türkiye siyasi haritasý ve toplumu baþtan aþaðý bir dönüþüm yaþamadýðý sürece, Kemalist dünyadan bir ismin cumhurbaþkaný olmasý mümkün olmayacak. Bu durum sadece burada da kalmayacak. Artýk halkýn tamamýna hitap eden her meselede, Kemalist dinamikler ya frekans bozucu ya da anlamsýz bir unsur olmaya devam edecekler. Dolayýsýyla 2014 cumhurbaþkanlýðý seçimlerinde halkýn oylarýyla yeni bir cumhurbaþkaný seçmenin yanýnda, bundan sonra kimlerin ve neyin artýk aday olamayacaðý da gösterilmiþ olacak.
Hal bu iken cumhurbaþkanlýðý seçimlerinin 2015 genel seçimlerine yansýmasý da benzer þekilde olacaktýr. Cari Türkiye siyasi haritasýnýn daha da muhkem hale gelmesine katký verme ihtimali artacaktýr. Farklý bölgelere sýkýþmýþ olan muhalefet partileri, cumhurbaþkanlýðý seçimlerinde de önlerine gelen fýrsatý kaçýrýrlarsa, Türkiye genelinde siyasi harita iktidar lehine genleþmeye muhalefet aleyhine sýkýþmaya devam edecektir. Muhalefet bu kýsýr döngüyü kýrmak için iþe sahici bir siyaset yaparak baþlayabilir. Mesela sahici bir cumhurbaþkaný adayý iyi bir fikir olabilir.