Kim kazansýn?

Ülkemizin güneyinde bize çok yakýn yerlerde, hatta sýn ýrlarýmýz içine kayan bir  mücadele var. Bir tarafta dini motifleri temsil ettiðini söyleyen IÞÝD, diðer yanda ýrkla temsil edilen Kürtler var. Bunlarý temsil ettiklerini söyledikleri ýrk ya da dine göre mi desteklemeliyiz? Bu deðerlendirmeler halkýn tavrýný belirler ama ülkenin politikasýný duygular deðil hesaplar belirler. Bazý ülkelerde halkýn tavrý hem dýþ politikayý hem de iktidarýn akýbetini belirlediði için bu iki unsurun da kendilerine fayda saðlayacak tarzda dikkate alýndýðý bilinir. Yapýlan hesaplamalarýn her zaman doðru politikalar þeklinde tecelli etmesi zordur. Ayrýca iktidarýn da olayý siyasi yönden deðil duygusal yönden deðerlendirmesi de sýk görünen bir olaydýr. Ýktidar dünyanýn uzaktaki bir köþesinde kitleler öldürülürken sessiz kalýr ama çevresindeki bir kiþinin bile öldürülmesinin onu etkilediðini görürüz. Bu tepki de çoðu zaman siyasidir. Ülke içinde çevredekileri destekleyen gruplar vardýr. Oysa uzaktaki olaylar bir filmin sahnesi gibi algýlanýr.

***

Buradan þu sonuç çýkar. Bizim tavrýmýzý belirleyen din ya da ýrk ise dýþarýdaki siyasi güçler bunu ülkenin çýkarý ve hayatta kalmasý için desteklediklerini ya da duygularýnýn bu yönde olduðunu ifade ederler. Esasýnda uyguladýklarý bu siyasi tavrýn özünde kendi çýkarlarýný en uygun bir tarzda uygulayarak var olan güçlerinin etkin bir biçimde devamýný saðlamaktýr. Ya da güçlerini artýrmak için kendilerine yeni alanlar açmak içindir. Buna göre taraflarýn kazanmasýnýn bölgeyi nasýl etkileyeceðini hesaplamak gerekir. Çatýþma çýkarýlan bölgedeki ülkelerin dýþýndaki dýþ güçlerden taraflar arasýndaki mücadelede hangi taraf kazanýrsa kazansýn, büyük güçlerin durumunu bozmaz. Mesela Orta Doðu olaylarýndaki duruma bu açýdan bakýlýrsa, bölgedeki Avrupa etkinliðinin yerini, ABD- Rusya eksenini alýr veya tersi olur.  Yani bölgede yaþayan ülkeler dünya ölçeðindeki bu rekabete dayalý etkileþmeler sonunda oluþacak yeni yapýnýn nasýl neticeleneceðini tahmin etmek zorundadýr. Elbette her tahminin yanýlma riski de vardýr. Bunu göze alýp yeni yapýyý tahmin edebiliriz.

Kürtler tüm bölgede varlýklarýný kabul ettireceklerdir. Ama bunun baðýmsýz bir devletle temsil edilmesi beklenemez. Çünkü bölge stratejik olarak dünya dengeleri açýsýndan önemlidir. Onlarýn Türkiye ile birleþik bir siyasi yapýyý tercih edeceðini tahmin ediyorum. Çünkü onlarýn bütünleþmesinin mümkün olduðu Irak ve Suriye’nin himaye edilecek yapýlar olarak kalacaðýný düþünüyorum. Bu kimseyi yanýna alamamasý anlamýna gelir. Yeni dünya dengesinin tek belirleyicisi petrol deðildir. Onun yanýnda hem ABD’nin hem Rusya’nýn güvenliði ve etki alanlarý bölgenin kontrolüne baðlýdýr. Önümüzdeki dönemde bölgemiz istikrara ulaþýnca muhtemelen etkili olma mücadelesi Afrika ve Ýran çevresine yönelecektir. Bu rekabet içinde Rusya’nýn kendi içindeki devletlerin soydaþlarýný kullanarak zayýflatýlmak isteneceði beklenir. Türkiye bu konuda da etkili olabilir. Ancak mevcut iktidarýn eðilimi dengeyi kuracak olan ABD, Rusya ve Türkiye’nin birlikteliðine karþý deðildir ama muhalefet baþka söylemlerle bu yapýda olmayý reddedebilir ve Avrupa ile bir arada olmayý tercih edebilir. Bunun gerekçesi Cumhuriyetin kuruluþ ilkelerinin bunu emrettiði þeklindeki düþünceleridir. Zor ama kazanýrsak büyüklüðümüz için açýlan kapýdan girmiþ olacaðýz.