Kim ne derse desin!

Baþlýða sýðmadýðý için yeniden yazalým; kim ne derse desin, kim ne yaparsa yapsýn; Türkiye tarihi fýrsatlara doðru ilerliyor...

Sevgili dostlar, bu yazýyý size Adýyaman Havalimaný’ndan þehir merkezine doðru giderken aracýn içinde yazýyorum. Türkiye’yi sadece “FED algýlamasý” ile görenlerin ve bu mekanizma içinde “biteriz” senaryosu üretenlerin baþta yapýlan havalimaný olmak üzere, bölgedeki deðiþimi ve ekonomik hamleyi görmelerinde yarar var.

Gelelim baþlýktaki konumuza...

Dünya genelinde FED odaklý felaket senaryolarý yayýlýrken ve Türkiye’de de bol bol kamuoyuna pompalanýrken, olaya son 10 yýldýr farklý bakmayý deneyen biri olarak, “ortaya atýlan senaryolarýn” her ülke için geçerli olduðunu düþünmüyorum... Evet, sorunlar olacak hatta bazý ülkeler baþta AB üyeleri olmak üzere çok büyük krizler yaþayabilirler ama bazý ülkeler de özellikle Amerika ve Türkiye gibi, bu dönemde daha da parlayacaklar ve yeni DÜNYAN DÜZENÝ içinde MERKEZ olmaya doðru ilerleyeceklerdir!

Sevgili dostlar, Türkiye, tarihi bir fýrsatýn üstünde daha doðrusu “tarihin sarkacý” Türkiye’ye her anlamda ve özellikle EKONOMÝDE büyük hatta “en büyüklerden” olma fýrsatýný veriyor. Türkiye, varlýk havuzu üstünde yatýyor ve bu varlýðý ekonomiye kazandýrmak için adým atma isteði ve gereði de net olarak algýlanmýþ durumda...

Bu noktada “dünya nasýl deðiþebilir” sorusuna kýsa cevaplar vermek istiyorum;

-Dünya üzerinde 1945 sonrasýnda kurulan sistem “ana parçalarý” ile birlikte deðiþiyor ve en önemlisi “yerleþik merkezler” yer deðiþtiriyor. Londra düþerken yerini Ýstanbul alýyor ve gerekli adýmlar atýlabilirse “yeni sistem içinde” New York-Ýstanbul-Þangay-Hong-Kong-Tokyo çizgisi çiziliyor.

-Ortaya çýkan yeni yapý içinde “en güçlü” olmaya aday merkez Ýstanbul. Daha doðrusu New York-Ýstanbul çizgisi Londra dýþarýda býrakýlarak yeniden çizilebilir. Nedeni de oldukça net; 2001 sonrasýnda “oluþan tehdit algýlamasý” ile “New York-Londra” hattýndan kaçmaya baþlayan paranýn adresi Ýstanbul... Neden derseniz; Türkiye’nin konumu ve en önemlisi “tarihten getirdiðimiz” gerçeklerimiz, ÖZÜMÜZ...VE YAPABÝLECEKLERÝMÝZ!

Bu gerçekler ýþýðýnda daha önce cevap aradýðýmýz “neler yapabiliriz, neler yapmalýyýz” sorusuna yüksek sesle düþünerek birlikte cevap arayalým;

-Öne çýkarmamýz gereken en önemli sektörlerden biri KATILIM BANKACILIÐI... Gerekli hukuki düzenlemeleri yaparsak-yapabilirsek, BANKACILIK ve birilerinin “alternatif bankacýlýk” diyerek küçültmeye çalýþtýðý “katýlým bankacýlýðýnýn” merkezi Türkiye olabilir, olmalýdýr!

-Merkez olmak için ne gerekli? Herþeyden önce BDDK’nýn iki ayrý sistemi taþýyacak þekilde yapýlandýrýlmasý veya yeni bir yapý oluþturulmasý düþünülebilir.

-Türkiye, Orta Doðu-Orta Asya ülkeleri baþta olmak üzere para transferlerinde LONDRA’nýn devre dýþý býrakýldýðý “yeni sistemi” geliþtirmek zorunda! “Biz merkez olduk” deyip hala Ýngiliz’e komisyon vermek öze yakýþmaz!

-“TL ZONE”u oluþturmalý ve kendi paramýz üzerinden “periferimizle” iþ yapabilir hale gelmek için adýmlar atmalýyýz...

-Avrasya Menkul Deðerler Borsasý’ný acilen kurmalýyýz ve “periferimizdeki” bütün ülke þirketleri Türkiye’de iþlem görecek þekilde “eðitim-oluþum” politikamýzý düzenlemeliyiz.

-“Faizsiz enstrümanlarýn” geliþtirilmesi ve vergilendirilmesi ile ilgili yeni düzenlemeler yapýlmalý ve “var olan finansal yapýya haraç vermeden” yeni bir DÜZEN kurmalýyýz!

-“Halka arz” dinamiðini mutlaka hayata geçirmeli ve Baþbakan Erdoðan’ýn açtýðý “blok satýþý iptal edip, halka arz edeceðiz” yolunu en az 10 þeritli hale getirmeliyiz... Devlet, varlýklarýný aradaki komisyoncularý devre dýþý býrakýp, halký ile paylaþmaz ise “tam bir kalkýnma-vatandaþýn zenginleþmesi” söz konusu olamaz!

-2003-2013 arasýnda 200’lü rakamlardan 700’lü noktalara getirdiðimiz yani tam üç katýna çýkardýðýmýz milli hasýlamýzý 2023 hedefine giderken bir kez daha “3’e katlamak zorunda olduðumuzu” bilerek buna uygun adýmlar atmalýyýz. Bu noktada en önemli strateji daha önce de paylaþtýðým “THY gibi 10 büyük markamýz olmalý” detayýnda gizli. Büyük deðerlere dayanmayan ekonomiler BÜYÜK olamaz! Yeni markalarý ya küresel alanda var olanlarý satýn alýp büyüterek, ya da markalarýmýzý daha iyi bir noktaya getirerek yapmalýyýz...

-VE EN ÖNEMLÝSÝ KENDÝMÝZE, POTANSÝYELÝMÝZE VE GELECEÐÝMÝZE ÝNANMALI VE GEREÐÝNÝ YAPMALIYIZ!

Sonuç: FED ALGILAMASI, ortaya konan toz-duman senaryosu ve özellikle araya karýþan bazý algýlama oyunlarý yüzünden “Türkiye’de ne olduðunu ve nasýl bir potansiyelimiz olduðunu” malesef bugünlerde net olarak göremiyoruz... Türkiye, daha sadece “pistin baþýna gelmiþ” bir uçak! 10 yýlda bu pistin baþýna geldi, büyük sýkýntýlar çekildi ama çok da önemli engeller aþýldý! Þimdi sýra uçaðý kaldýrmak ve gelecek 10 yýlý doðru, saðlam temeller üzerine planlamakta... Yaptýk, yapabiliriz... Türkiye’nin gelecek 10 yýlýný doðru analiz edebilenler bu “potansiyeli” görüp, bu gerçeði fiyatlamaya baþlayacaklardýr! Dediðim gibi tek þart var; kendimize, potansiyelimize ve geleceðimize inanmak!

Son söz: Dünya FED’in atacaðý adýmlarla “algýlanýr” mantýðý içinde birileri baðýrsa, çaðýrsa hatta kendini de parçalasa Türkiye, YENÝ DÜNYA DÜZENÝ ile ortaya çýkan potansiyeli kullanacak ve dünya genelinden baþlayýp burayý da içine alacak þekilde gelecek 100 yýl için “YENÝ BÝR FÝNANSAL DÜZEN” oluþacak...Bu noktada bir de not düþmek istiyorum : iki ülkenin öne çýktýðýný yaþayarak göreceðiz; Amerika var olan konumunu çok daha güçlü bir noktaya taþýyacak, Türkiye yeni ve güçlü merkez olarak hakkettiði yere gelecek...Rusya’nýn da ANA DENKLEM içinde çok önemli bir yer tutacaðýný ve Türkiye ile finansal-entellektüel iþbirliðini “en noktasýna” taþýmasýnýn iki ülke için de çok yararlý olacaðýný not düþmekte yarar var!