Eski yýl güzel gitti, yeni yýl daha güzel geldi. Bundan birkaç yýl evvel baþlayan, yeni yýla dans ederek girme geleneðini bu yýl da devam ettirdik. Elvan erkenden yattýðý için onun yerine de biz dans ettik ama Kerem’in performansý gayet iyiydi. Saat iki civarý gözlerini açýk tutmak için elleriyle açmasý gerekirken bile “Hayýr, hayýr! Uykum yok!” diyordu. Ancak baþýný yastýða koyduðunda çoktan uyumuþtu.
GERÇEK HAYATA DÖNÜÞ
Ertesi sabah haliyle biraz geç kalktýk. Þahane kahvaltý vs. derken, sýra eksik ödevlere geldi. Yani gerçek hayata döndük. Þimdi hakkýný yemeyeyim, Kerem ödevleri konusunda genellikle sorumlu davranýyor. Çok sýkýþtýðýnda “Aaanneee, bi bakar mýsýýýn?” diye bana sesleniyor. Bazen daha odadan çýkmadan ikinci kez çaðýrýyor ya, ne gam! Ödevine baþlamayý kendi istiyor.
Aslýnda ödev konusunu yazmayý epeydir istiyordum. Geçenlerde katýldýðým bir seminer ve yýlbaþý sonrasý yaþadýklarýmýz peþ peþe gelince “Tam zamaný!” dedim kendi kendime. Anabilim Eðitim Kurumlarý’nda anne babalara yönelik olarak düzenlenen ‘Çocuðunuzun öðrenme stilini keþfedin’ seminerinde, eðitimci Dr. Özgür Þimþek, hem öðrenme stillerini anlattý hem de çocuklara yardýmcý olabilmek için yapýlmasý gerekenleri. Genellikle görsel, iþitsel ve kinestetik olarak üçe ayrýlan öðrenme stili, doðuþtan gelen, karakteristik bir özellikmiþ. Görsel stilde kiþi, görerek, okuyarak öðrenirken, iþitsel olanlar dinleyerek, tartýþarak öðreniyormuþ. Bazýlarýnýn aklýnda hareket enerjisinin daha iyi kaldýðýný söyleyen Dr. Þimþek, bu çocuklarýn öðrenecekleri þeylerle fiziksel temas kurduðunu belirtiyor.
BAÞARISIZ ÖÐRENCÝ YOKTUR
Semineri dinleyenlere “Siz kendinizi tanýyor musunuz? Nasýl öðreniyorsunuz?” diye soran Dr. Þimþek, çocuklarý gözlemlemenin önemine de dikkat çekti: “Bazý çocuklar sessizlik ister, bazýlarý ses. Bir çocuk ders çalýþýrken kendi kendine konuþuyorsa, bu onun iþitsel olduðunu göstermesi açýsýndan önemli. Odanýn sýcaklýðý da önemli bir etken. Kimi daha serin ister, kimi daha sýcak. Iþýk tercihi bile öðrenmede etkili. Aydýnlýkta çalýþmayý sevenler olduðu gibi loþ ýþýðý isteyenler de var.”
Þimþek bir öðrenme stilinin diðerine göre daha üstün ya da daha iyi olarak nitelendirilemeyeceðini de vurguladý: “Bazý öðrenme stillerinin daha zeki insanlarda bulunduðu yanlýþ bir düþünce. Çünkü zeka ile öðrenme stili arasýnda direkt bir baðlantý bulunmuyor. Bir öðrencinin öðrenme stilini belirleyerek gerekli düzenlemeleri yapmak onun baþarýsýný artýrýr. Önemli olan her öðrenciye öðreneceði stille öðretmektir. Birey kendi öðrenme stilini bildiðinde benlik saygýsýný geliþtirir, kendine güveni artar. Baþarýsýz öðrenci yoktur, kaynaklarý ve ilgileri yönlendirilmemiþ öðrenciler vardýr. Yani derin olan kuyu deðil, kýsa olan iptir!”
O artýk bir kitapkurdu!
Kerem bugüne kadar 3 bin sayfadan fazla kitap okuyarak, okulundaki kitapkurdu listesine girdi. Ödülü de, Samet Behrengi’nin ‘Bir Þeftali, Bin Þeftali’si oldu. Anabilim Eðitim Kurumlarý’nýn uzunca süredir devam eden bu uygulamasýnda öðrencinin adý bayrak töreninden önce anons ediliyor ve hediyesi veriliyor. Ne yalan söyleyeyim, dünyalar benim oldu. Çünkü notlardan daha çok önemsiyorum kitap okuma konusundaki performansýný. Üstelik kitaplarýný kendi seçiyor, yeni yazarlarý okumayý seviyor. Bu konuda kütüphane sorumlusu Gökçe Paslý’nýn yönlendirmelerini de özellikle belirtmek gerekiyor. Kerem, sevdiði kitaplarý arkadaþlarýna önerip onlarýn da yeni kahramanlarla tanýþmasýný saðlýyor.