Bugün biraz iç siyasetten bahsetmek istiyorum.
Malum dünyanýn yaþadýðý kritik günlerden dolayý uzun süredir uzak kaldýk konuya. Ancak orada da oldukça kritik geliþmeler yaþanýyor.
Elbet bu geliþmelerin göbeðinde her daim olduðu gibi yine CHP var.
Peki nedir yaþananlar, neler oluyor partide?
Merak etmeyin çoðu bildiðiniz þeyler.
Yine her daim olduðu gibi koltuk savaþlarý, taht kavgalarý, iktidar kavgalarý, ayak kaydýrmalar, hançer savaþlarý vs.....
Hikâye Deðiþmiyor...
Bu acýmasýz savaþý CHP'nin dört atlýsý yürütüyor.
Herkes tarafýndan bilinen bu dört atlýnýn savaþýnda savaþçýlardan biri;
"Sen de nereden çýktýn. Hiç boþa heveslenme, seni paramla, verdiðim destekle ben buralara getirdim. Oturduðun koltuk benim, saltanatýný sürdüðün makam benim. Günü geldiðinde de o emaneti bana teslim edeceksin." diyor.
Bir diðer savaþçý ise;
"Kardeþim sen hançer hikayelerini iyi bilirsin, hançerlemeyi de iyi bilirsin. El alemi sýrtýndan hançerlerken sana sokulacak hançeri de sýrtýnda hissediyor olman lazým. Öyle bir his duymuyorsan sana tavsiyem hissetmeye baþla zira dostluðumuz buraya kadar, koltuðu oturana kadardý. Artýk geçmiþ ola." diyor.
Bir diðer savaþçý ise;
"Yav siz bizi sessiz sedasýsýz diye Beypazarý sepetine mi benzettiniz. Yavaþ yavaþ dipten dipten geliyorum. Büyük gün geldiðinde kim olduðumuzu göreceksiniz." diyor.
Bir diðer savaþçý da;
"Hançeri sapladýk iþi bitti dediniz deðil mi? Nah biter. Nefesim ensenizde. Ýkinizi de affetmeyeceðim, ikinizi de siyasetin çöplüðüne gömeceðim."
Kim Bu Konuþanlar...
Burada bu sözler kime ait yazmayacaðým.
Bu sözlerin hangi karakterlere ait olabileceðinden hiç bahsetmeyeceðim.
Burada özneleri yerine koyma iþini tamamen sizlerin takdirine býrakacaðým.
Bu sorularý çözüme býrakýrken esas baraj sorumu da en sona saklayacaðým.
Sözün Doðrusu...
Kurucu iradenin, Atatürk'ün ortaya koyduðu kuruluþ ilkelerinin düþmanlarýyla el ele olanlar, "Mustafa Kemal'in Askeri" olamaz.
Terör örgütleriyle, etnik bölücülerle, vatan hainleriyle ayný kareye girenlerin, Atatürk'ün aziz hatýrasýna ve mücadelesine ihanet ettiði gün gibi ortada.
"Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" sözü mesuliyet sahibi ve inanmýþ insanlarýn dilindeyse memleketin sorunlarýna þifa olur.
Siyasi kalpazanlarýn ve hangi bayraða selam durduðu belli olmayan kimliksizlerin aðzýndan çýkýyorsa, kirli niyetlerin üstü örtülmek isteniyordur.
Devletimizin temeline, milletimizin varlýðýna yönelik saldýrýlarýn hedefine ulaþmasý için iþbirlikçilik yapanlar, "Mustafa Kemal'in Askeri" deðil düþmanýdýr.
Kariyer basamaklarýný çýkmak için Avrupa baþkentlerinde kapý aralayanlar, Türk'ün kudreti ve kuvvetinden baþka irade tanýmayan Atatürk'e bizim gözümüzle bakamazlar.
Tek derdi kendi kariyeri ve ona çizilen rotada yürümek olana, "Proje Çocuk" denir, "Mustafa Kemal'in Askeri" denmez."
Kim Ola ki...
Altýna gözü kapalý imza koyacaðým bu yazý son günlerde kamuoyunda giderek yýpranan, parti içinde giderek sorgulanan ve bana göre gerçek yüzü günden güne ortaya çýkan bir siyasetçiye yazýlmýþ.
Adýný kimse bilmezken yazýda olduðu gibi benim de "Aman dikkat, soyadýna kadar tasarlanmýþ çok tehlikeli bir proje." dediðim kiþi kim ola ki...