CHP'nin takdir toplayan referandum taktiði sizlere ömür. Elma þekeri niyetine söylenmiþ "Hayýr derseniz Cumhurbaþkaný da yerinde kalacak, Baþbakan da. Deðiþen bir þey olmayacak" sözleriyle vücut bulan takiye taktiðinden sonra CHP'li Hüsnü Bozkurt, hepsinin içinde tuttuðu ve artýk sancý yapmaya baþlayan gazý salýverdi.
"16 Nisan'da yüzde 60-65 hayýr çýkacak. Diyelim ki evet çýktý. Ama hiç heveslenmeyin, biz yine Samsun'dan yola çýkarýz, Amasya'ya gideriz, Sivas'a gideriz, Ankara'ya geliriz buradan Ýnönü'ye, Dumlupýnar'a... Ulan sizi Ýzmir'e kadar kovalamazsak, anana, Anamýzdan emdiðimiz süt helal olmasýn. Sizi de sizin yedi göbek sülalenizi de yine Ýzmir'den denize dökeriz. Ama bu memleketi sizin gibi haramzadelere terk etmeyiz. Ortalýðý yýkarýz ama yine de devleti yönetmenize izin vermeyiz!"
Bu sözler, CHP'nin yazýlý olmayan kanunlarý, CHP'li olmanýn alameti farikasý maalesef...
Hüsnü Bozkurt "Sözlerim çarpýtýldý, baðlamýndan kopartýldý" diyor. Oysa sözlerinin baðlamý durumun vahametini daha da artýrýyor.
Daha kötüsü “Göreceksiniz 8 Haziran sabahý o gazetelere el koyacaðýz”, "Baþkanlýk sistemini kan dökmeden getiremeyeceksiniz","Son gece yapýlacak sayým teferruattan ibaret kalýr", "Evet diyenleri Ýzmir'den denize dökeriz" gibi sözler, ancak CHP söz konusu olunca bir baðlama oturuyor. Millet, altýnda imza görmese de bu sözlerin bir CHP'liye ait olduðunu hemen tespit edebiliyor.
Önce þu soruya cevap verin? Kimi denize dökeceksiniz?
15 Temmuz'da gövdesini tanklara, kurþunlara siper ederek devleti ipten alan bu milleti mi denize dökeceksiniz? FETÖ'nün hizmet ettiði emperyalistlerin boyunduruðunda bir Türkiye olmaktan kurtulduðumuz için mi rahatsýzlýðýnýz?
Türkiye'yi emperyalistlere teslim etme ihalesi þimdi de size mi verildi?
***
"Yeni CHP meðer kýl-ü kal imiþ" diye yazmýþtým bir zamanlar, yok deðilmiþ; Yeni CHP Kemalizmi PKK ve FETÖ'nün dümen suyuna sokma iþiymiþ.
ABD ve Avrupa'nýn aðabeyi ülkeler, FETÖ ve PKK aracýlýðýyla Türkiye'yi budamaya çalýþýrken CHP'ye de yurt içi distribütörlük iþi verilmiþ.
2013'ten beri bu görevde...
CHP bu süreç zarfýnda alabildiðine kutuplaþtýrýcý, tahrik edici bir siyaset izledi. Kýlýçdaroðlu gibi bir ismin kaset kumpasýyla ana muhalefet koltuðuna oturtulmasýnýn mucibi de buydu zaten. Siyaset üretemeyen, sandýktan ümidini kesmiþ bir partinin baþýna kabiliyetleri sýnýrlý birini getirmek baþka nasýl izah edilebilir ki?
Milleti birbirine düþman ve CHP'yi mezhebi bir çizgide konsolide etmek suretiyle, siyasetin olaðan zemini zehirlenmek ve toplum moral olarak terörün sarsýcý etkisine dayanýksýz hale getirilmek istendi.
Türkiye'nin son dört yýlýna dikkatlice bakanlar bunu net olarak görecektir. Kýlýçdaroðlu'nun görevi tamý tamýna buydu. Zira bu iþ için ehliyete, basirete, kabiliyete gerek yoktu. Laf dinlemek yeterliydi.
***
15 Temmuz'da darbe karþýtýymýþ gibi yapýp sonra "Kontrollü darbe" gibi laflar etmeye baþlamak düpedüz FETÖ yandaþlýðýdýr. Hele hele "Elimde belge var" demek suç ortaklýðýný itiraf sayýlmalýdýr. Varsa bir belge yapýlmasý gerek bunu yargýyla paylaþmak olmalýdýr. Olmayan belge ile abuk sabuklamak, o kiþi bir partinin genel baþkaný ise þantaj hükmündedir.
Kýlýçdaroðlu "15 Temmuz kontrolü darbeydi" iddiasýný dayandýrdýðý belgeyi derhal yetkilerle paylaþmak durumundadýr. Týpký "Erdoðan'ý kaseti izlerken gördüm" dediði görüntüyü kendisine izletenleri de söylemesi gerektiði gibi.
Genel baþkanlýk koltuðunda sayýlý günleri kalan Kýlýçdaroðlu'nun yapabileceði en akýllýca þey budur.